Menderes TÜREL

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes TÜREL

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes TÜREL

Antalya, Dünyanın Süper Ligine Yükseldi

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel

Antalya’nın ünü ulusal sınırları çoktan geçti. G-20 Antalya Zirvesi ile dünyanın gözünün çevrildiği kent, EXPO 2016’ya da ev sahipliği yapacak. Bütün bunlar tesadüf değil. Antalya, dünya devler liginde. ABD Başkanı Obama’nın isteğiyle hayata geçirilen Güçlü Şehirler Ağı’nın kurucu üyelerinden. Yakın zamanda da belediyeciliğin Oscar’ı sayılan Çiçek Açan Şehirler ödülünü aldı. Biz de bu başarıların en önemli aktörü Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ile bir araya gelerek hem Antalya’yı hem de film festivalini konuştuk.

 

Geçtiğimiz günlerde G20 zirvesine ev sahipliği yapan Antalya’nın yıldızı yükseliyor. Farklı alanlarda, farklı sektörlerde Antalya konuşuluyor. Bu ivme, Film Festivalini de etkileyecek mi?

Antalya’nın yıldızı yükseliyor. Türkiye’deki değil dünyadaki rakiplerimizle yarıştığımızı düşünüyorum. Bu konuda altyapısı, üstyapısı, sanatsal etkinlikleriyle, büyük organizasyonlarıyla önemli mesafeler kat ettik. Dünyadaki rakiplerimizi yakalamanın ötesinde onları geçmek istiyoruz.

Biz Antalya’nın güçlü bir uluslararası festival olmasını istemiştik. Kaliteli de bir festival düzenliyorduk. Hatırlayın Mickey Rourke, Helen Mirren, Kevin Spacey, Adrien Brody, Peter O’Toole, Faye Dunaway, Woody Harrelson gibi yıldızlar geldi bu festivale. 2008’de Oscar’lı beş yıldız gelmişti. O zamanlar yabancı yayınlarda Antalya Film Festivali’nin yıldızının nasıl parladığını okuyordum. Seçimlerden sonra yeni başkan farklı bir festival düzenledi. Ciddi bir prestij kaybı oldu festivalde. Şimdi o prestiji yeniden kazandıracağız.

 

Bu yıl festival “Uluslararası Antalya Fİlm Festivali” adıyla düzenleniyor. Altın Portakal artık ödülün adı. Bu kararı alma nedenleriniz nedir? 

Antalya, sosyal yaşam kalitesi güçlü bir kent. Sanata halkımızın ilgisi çok yüksek. Attığımız adımlar herkes tarafından dikkatle takip ediliyor. Ancak değişime adapte olmak zordur. İnsanların değişikliklere uyum sağlaması için belli bir zamanın geçmesi gerekir. Zamanın koşullarına festivali uydurmak zorundayız. Bunun için festivalin adından Altın Portakal’ı çıkardık. Çünkü dünyada ödül isminin festivalin adının içinde geçtiği bir ya da iki festival var. Onlar da ulusal festival. Avrupa’da ise hiç yok. Genelde festivaller düzenlenen şehirlerin isimleriyle anılır. Böylece dünyadaki festivaller gibi biz de Uluslararası Antalya Film Festivali olarak şehrin adıyla anılan bir festival olacağız. Ama Altın Portakal ödülü elbette tüm saygınlığı ile devam edecek.

 

 Festival programında da değişiklikler oldu değil mi?

Festival programındaki değişikliğe gitmekteki niyetimiz, kısa filmlerin ve belgesellerin daha fazla izlenmesini sağlayabilmek. Çünkü festivalde kısa film ve belgesellerin izlenme oranı düşük. Festivalde kısa filmleri, uzun metraj yarışma filmlerinin önüne koyuyoruz. Böylelikle daha fazla insan izleyecek kısa filmleri. Belgesel filmlerin de daha görünür olması için uğraşıyoruz. Ulusal ve uluslararası yarışmalarda yer almalarının önünü açtık. Yarışmayan belgeseller, Yarışma Dışı Ulusal Belgesel seçkisi programında yer alacak. Ayrıca belgesel filmleri yapım aşamasında desteklemek için Antalya Film Forum içerisinde Belgesel Pitching Platformu kurduk. Burada iki belgesel projesine toplamda 60 bin TL ödül verilecek. Belgesel ve kısa filmlere verilen ödül paralarının toplamını da yine bu filmlere gösterim parası olarak dağıtacağız. Ve tabii yine seyir gücünü artırmak adına bir de izleyici ödülleri koyduk.

 

5 yıllık aranın ardından yeniden göreve geldiniz. Festivali eski günlerine döndüreceğinizi, yeniden dünyanın konuştuğu bir festival düzenleyeceğini açıkladınız. Kaybolan süreyi telafi edebilecek misiniz?

Ara dönemde beş senelik emek sıfırlandı. Şimdi sıfır noktasından başlamak durumuyla karşılaştık. Antalya’nın zaman kaybına tahammülü yok. Dünya ligindeyiz diyoruz ama bir bakıyorsunuz bir ara dönemde yaptıklarınız sıfırlanmış. Bu festivalin kurumsallaşması gerekiyor. Tabii belediye çatısı altında kurumsallaşmasından bahsediyoruz. Geçen yıl festivalin bütçesinin yarısını sponsorluklardan karşıladık. Zaten dünyadaki önemli festivaller sponsorlar tarafından finanse ediliyor. Biz Antalya Film Festivali’nin sponsorluk dahil kendi gelir kalemlerini yaratır hale getirirsek, festival kendi ayakları üzerinde durur ve kurumsallaşma da gerçekleşmiş olur.

 

Festivale müdahale ediyor musunuz? Gösterilecek filmler ya da jüri üyeleri size soruluyor mu?

Festivalin sanatsal tarafına hiç müdahil olmuyorum. Benim sinemayla ilişkim sinemasever olarak tanımlanabilir. İyi bir sinemaseverim, iki haftada bir eşimle sinemaya giderim. Ancak ben iyi bir sinemaseverim diyerek, iyi bir festival organizatörü olacağımı düşünüp böyle bir adım atarsam yanlış yapmış olurum. Festival sanatsal bir etkinlik, sanatın aktörlerinin bu iş düzenlenirken söz sahibi olması gerekir. İlk dönemimde de böyle davrandım şimdi de tutumum aynı. Yeni dönemde aynı zamanda bir sinema yapımcısı olan Elif Dağdeviren ve sinema konusunda etkin olan ekibiyle çalışıyoruz. Onlar sanatsal etkinlikleri güzel bir şekilde hayata geçiriyor.

Altın Portakal ödülünü parayla ölçülür olmaktan çıkarmak istiyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde film festivallerinde ödül alan filmlere büyük para ödülleri verilmiyor. Biz de Cannes gibi Venedik gibi önemli bir festival olmak istiyorsak onlar gibi olmamız gerekiyor. Festivallerde önemli olan para ödülü değil ödülün kendisidir.

 

Add comment