Hasibe Aygül Özgür
Antalya Şehir Tiyatrosu bünyesinde sahnelenen Geç Kalanlar oyununda anne rolüyle dikkatleri üzerine çeken ve rolündeki başarısıyla adından sıkça söz ettiren Hasibe Aygül Özgür ile tiyatro hakkında kısa bir sohbet gerçekleştirdik. Antalya’da tiyatronun temel yapı taşlarından biri olan Antalya Şehir Tiyatrosu, sahnelediği başarılı oyunlarıyla Antalyalı tiyatroseverlerin ilk tercihi. Antalya Şehir Tiyatrosu’nun başarısını ve Geç Kalanlar oyununu bir de uzun yıllar bu sahnenin tozunu yutan Hasibe Özgür’den duymak istedik.
Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
1991 yılından bu yana yakın zaman önce şehir tiyatrosu statüsüne kavuşmuş olan Antalya Büyükşehir Belediye Tiyatrosunda aralıksız olarak oyunculuk yapmaktayım. İlk olarak Sadık Şendil’in yazdığı Kanlı Nigar oyunundaki Arap Bacı rolü ile tiyatromuzdaki oyunculuk sürecime başladım ve bugüne kadar da 40 ayrı oyunda farklı rollerle seyirci ile buluştum. Bir tiyatro emekçisi olarak tiyatromuzun yıllar içinde ilerlemesine hem şahit hem de dahil olmanın mutluluğunu yaşıyorum.
ABT, oyunculuğa genç yaşta başlayan Hasibe Aygül Özgür için ne ifade ediyor?
Benim için ABT uzun yıllara yayılan mücadele, emek, sabır, inanç, özveri, idealizm ve tüm bunları kapsayan bir çalışma biçimiyle daha iyi hedeflere yol alan bir tiyatro ve tiyatromuzca üretilen oyunların ulusal boyutta kalmayıp evrensel boyutta da tanınmasının verdiği gururu ifade ediyor.
Bu zamana kadar birçok oyunda rol aldınız. Bunların içinde en sevdiğiniz oyunlar ve roller hangileriydi?
Sahnede olduğum her an benim için değerli ve önemli ama bugüne kadar birkaç oyunda yıllarca beklediğim rolleri oynama şansım oldu. Bunlardan bazıları Dario Fo ‘nun yazdığı Ödenmeyecek Ödemiyoruz adlı oyundaki Antonia rolü ve Jose Sanchis Sinisterre’in yazıp Angelo Savelli ‘in uyarladığı Carmela ve Paolino adlı oyundaki Carmela rolüdür. Bu rollerde seyirci ile buluşma imkanı bulduğum için kendimi şanslı hissediyorum.
Geç Kalanlar Antalya’da büyük yankı uyandırdı. Bunda, başarılı senaryosunun yanı sıra oyuncuların performanslarının da etkisi büyük. Geç Kalanlar’daki rolünüzü canlandırırken neler hissettiğinizi anlatır mısınız?
Geç Kalanlar aslında insanların tümünü ilgilendiren bir olgudan bahsediyor. Birçok insan, hayatı boyunca sevdiği insanlarla türlü sebeplerden dolayı bazı güzel anları, duyguları yaşayamıyor, sözleri söyleyemiyor ve dolayısıyla sonsuz bir pişmanlık, hüsran, gözyaşı ve vicdan azabı içinde mutsuzluğa doğru yol alabiliyor. Oysaki yaşadığımız her an bizim için çok değerli ve ‘’geç kalmadan’’ bu ‘’an’’ lar çok daha değerli hale getirilebilir. Güzel gün beklemek yerine, günü güzel yapabiliriz. Bu tamamen bizim elimizde. Geç Kalanlar’da canlandırdığım ‘’Anne’’ rolünde de, yaptığı bazı yanlışlıklar nedeni ile önemli kayıplar yaşamış sonrasında ise yaşantısı trajik bir biçimde sonlanmış olan bir kadını, yukarıdaki tüm bu verilerden yola çıkarak canlandırmaya çalıştım.
Geçtiğimiz sezon gösterime giren Geç Kalanlar, ikinci sezonunda da geçen sezon olduğu gibi kapalı gişe oynuyor. Bu başarıyı siz neye bağlıyorsunuz?
Başarılı bir şekilde sahnelenmesine ve her insanın hayatına dokunmasına bağlıyorum. Geç Kalanları seyreden seyircilerimizden diğer oyunlarda da olduğu gibi özel tebrikler alıyoruz.
ABT artık Antalya Şehir Tiyatrosu oldu. Bize kısaca bu başarının öyküsünden bahseder misiniz?
Daha öncede belirttiğim gibi uzun yıllara yayılan emek ve sabır söz konusu. Öncelikle bu yapılanma sürecinde sonsuz desteğini bizden esirgemeyen Büyükşehir Belediye Başkanımız Menderes Türel’e, Antalya Şehir Tiyatrosu’nun kurumlaşmasını sağlamak adına büyük bir özveri ile mücadele eden Genel Sanat Yönetmenimiz Mehmet Özgür’e, tiyatromuz bünyesinde emek veren her bir bireye, ayrıca 33 yıldır oyunlarımızı büyük bir ilgi takip eden ve destek veren Antalyalı tiyatroseverlere teşekkürü bir borç bilirim.
Bu işe yıllarını vermiş bir oyuncu olarak tiyatroseverlere söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Yüz yıllar boyunca sanatın her dalında dünyayı daha da güzelleştirmek ve daha nitelikli hale getirmek amacı ile üretim yapılmıştır. Tiyatro sanatının artı bir özelliği ise toplumları dönüştürme gücüdür ve tiyatro binlerce yıldır olduğu gibi dünya var olduğu sürece insanlığı aydınlatmayı sürdürecektir. Antalya Şehir Tiyatrosu da bu amaçla yoğrularak her sezon perdelerini açıyor. Tüm oyunlarımız yoğun talep görüyor. Aylık programımızı sıkı takibe alan, seyrettiği oyunları defalarca tekrar seyreden, yeni oyunlarla sezonun açılmasını heyecanla bekleyen seyircilerimiz olduğunu bilmek çok ayrı, özel bir duygu. Verdiğimiz emeğin karşılığını seyircilerimizin alkışlarıyla, ilgisiyle, gözlerindeki ışıltıyla geri alıyoruz. Bu da bizim daha da güçlenmemize ve üretmemize katkı sağlıyor. Tüm tiyatroseverlere tiyatro ile dolu bir ömür diliyorum.