PAKPEN A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI
Mehmet TUZA
Yapı sektörünün lider şirketlerinden Pakpen A.Ş.’nin duayen Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tuza ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızda şirket ve yatırımları ile ilgili merak edilenleri sorduk.
Metropol Dergileri olarak Pakpen ailesine ve Mehmet Tuza’ya teşekkür ediyoruz.
Şirketinizin kuruluş hikayesinden bahseder misiniz? Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları arasında yer almanızı sağlayan ve büyümenizde etkili olan faktörler neler oldu?
Pakpen A.Ş’nin temelleri 1989 yılında pvc kapı ve pencere üretimi ile atıldı. Büyümemiz, aslında Türkiye’nin sanayide yaşadığı gelişmeye oldukça paralel bir seyir izledi. Ekonomi büyüdükçe, gelişim de hızlandı. Pakpen’de dönüm noktamız ise kendi üretimimizi yapmaya karar vermemiz oldu. Biz plastiğin geleceğinin çok parlak olduğunu önceden gördük ve yıllar içinde yatırımlarımızı artırdık. İnşaat sektöründe başlayan olumlu gelişmeler ve uygun yatırım ortamının oluşmasıyla da 2000-2012 yılları arasında uzun soluklu bir yatırım sürecimiz oldu. Bu süreçle birlikte profilin yanı sıra yalıtım ve boru alt sektörlerini de faaliyet alanımıza ekleyerek üretim ve ürün çeşitliliğimizi artırdık. 30 bin metrekarelik arazi üzerine kurduğumuz fabrikamız, 1998 yılında 150 bin metrekare, 2006 yılında ise 275 bin metrekare alana ulaştı. Pakpen bünyesinde 2003 yılında sadece 3 adet fabrika varken, 2007 yılında bu rakam 5 adede taşındı. Şu anda 300 bin metrekarelik tesislerimizde, toplam 7 fabrika ve 5 marka ile üretim yapıyor.Konya Organize Sanayi Bölgesinin hem yüzölçümü hem de ciro açısından en büyük şirketi haline geldik.
Türkiye’nin en büyük plastik bazlı yapı malzemeleri ve plastik boru imalatçıları ve 2008’den itibaren Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu arasında yer alıyoruz. 2014 yılı verilerine göre İSO 500 listesinde 203’üncü sıradayız. Konya genelinde ise yine İSO 500 verilerine göre Konya’nın en büyük ikinci şirketiyiz. Tüm bunların bir getirisi olarak yakın zamanda, yenilikçi ürünlerimiz, yüksek marka bilinirliğimiz, üretim kapasitesimiz, ürün çeşitliliğimiz, yaygın dağıtım kanalımız, finansal kaynaklara erişim kolaylığımız ve sergilediğimiz büyüme performansı ile Derecelendirme Kuruluşu JCR’dan ‘yatırım yapılabilir’ notu aldık.
Üretim tesislerinizden ve ürün gamınızdan bahseder misiniz? Kaç kişiyi istihdam ediyorsunuz? Yıllık kapasiteniz nedir?
Şu anda PAKPEN markasıyla PVC Kapı-Pencere Panjur ve Kepenk Sistemleri, PAKPLAST markasıyla altyapı ve bina içi tesisat boru sistemleri, PAKBOARD markasıyla XPS ve EPS Isı Yalıtım Levhaları, PAKDOOR markasıyla Dekoratif Dış Kapı ve İç Kompozit Kapı Sistemleri, PAKPANEL markasıyla PVC/XPS Sandviç Panel üretimlerini gerçekleştiriyoruz.
Tesislerimizde yıllık 250 bin ton plastik, 650 bin metreküp yalıtım malzemesi işleme; günlük bin adet ise kompozit oda kapısı üretme kapasitesine sahibiz. Bir yapı için gerekli birçok malzemeyi bir arada üretebilen tek firmayız. Pakpen AŞ çatısı altında 800’e yakın kişiye istihdam sağlıyoruz. Konya, İstanbul, İzmir, Ankara ve Antalya olmak üzere 5 bölge müdürlüğümüz bulunuyor. Ayrıca Türkiye’nin birçok ilinde homeoffice çalışan satış yöneticilerimizle, Bölge Müdürlüklerimizin yönetiminde; ürünlerimizin satış ve dağıtımını Türkiye’nin dört bir yanında bin 500’e yakın bayimizle gerçekleştiriyoruz.
AR-GE çalışmalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
AR-GE’nin şirketiniz için önemi nedir?
Sektörümüzde yeniliklere imza atarak farklılaşmaya büyük önem veriyoruz. Bunun yolu ise AR-GE alanındaki yatırımlardan geçiyor. Bu yatırımlar hem şirketimizin istikrarlı büyümesinde hem de markamızın bugünkü konumuna ulaşmasında önemli bir etken oldu. Şimdiye dek sektörümüzde birçok ilki gerçekleştirdik. Örneğin;
- 2014 yılı içinde Türkiye’de ilk defa ozon tabakasına zararlı olan HFC gazlarını içermeyen ekolojik ısı yalıtım levhasını ürettik.
- Farklı pazarlar için gereken ve niş sayılan kalite belgeleri konusunda da önemli adımlar attık. Ülkemizde ilk defa HDPE borularımız için Fransa’nın LNE kuruluşundan NF 114 belgesini almaya hak kazandık. Bu belgeyle, ihracatta Körfez ve Avrupa Birliği ülkelerindeki etkinliğimizi daha da artırdık.
- Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı (UNIDO) ile beraber yürüttüğümüz HCFC ‘Umbrella’ projesini başarıyla tamamladık. Üretimde ozon etkisinin azaltılmasını amaçlayan projeye Türkiye’deki beşi XPS üreticilerinden olmak üzere toplam dokuz firma katıldı. Proje kapsamında gaz dönüşümünü gerçekleştirebilmek için gerekli tüm makine-teçhizat yatırımlarını yaparak ve Ar-Ge çalışmalarını hayata geçirerek destek alan ilk firma olduk.
- Türkiye’de kapı üretiminde ısı yalıtım levhası EPS’yi kullanan ilk firmayız.
Hangi ülkelere ihracat yapıyorsunuz? İhracattan elde ettiğiniz gelir cironuzun ne kadarını oluşturuyor? Yeni pazar hedefleriniz var mı?
Ürünlerimiz, başta Ortadoğu ve Türki Cumhuriyetler olmak üzere, Avrupa’dan Afrika’ya kadar 50’ye yakın ülkede müşterilerimizle buluşuyor. Yaptığımız ihracat, toplam ciromuzun yaklaşık yüzde 25’ini oluşturuyor. Önümüzdeki süreçte öncelikli hedefimiz, hem yeni pazarlara girerek pazar çeşitliliğimizi artırmak hem de toplam ciroda ihracatın payını artırmak olacak. Başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere Körfez ülkeleri, pazar payımızı artırmak için odaklanacağımız ülkeler. Ayrıca Latin Amerika da gündemimizde.
Önümüzdeki dönemdeki hedefleriniz neler? Yeni yatırım planlarınız var mı?
Yapı sektöründe sahip olduğumuz başarılı çizgiyi daha da ileriye taşımayı ve uluslararası pazarlarda da bu başarı grafiğini sürdürmeyi hedefliyoruz. Gelecekte, ülkenin ekonomik gelişimine de paralel olarak, sektörümüzde yatırım ve büyüme imkanlarını değerlendirmeyi planlıyoruz.
Türkiye genelinde ve Konya özelinde, kısaca sektör değerlendirmesi yapar mısınız?
Bildiğiniz gibi bizim de içinde bulunduğumuz inşaat sektörü, ekonominin nabzından en çok etkilenen sektörlerden biri ve çok dinamik bir sektör. Her dönem ekonomiye paralel gelişmeler sergilemiş bu sektör, yoluna, 2015’te de ekonomideki gelişmeler ve sektöre yönelik atılacak adımlar doğrultusunda devam edecek. Sektörümüz için kamunun inşaat harcamaları da oldukça belirleyici. Sektör, uzun yıllardır GSMH büyümesinin çok üzerinde büyüme rakamları elde etti. Yurt içindeki bu ivmesinin artmasını ümit ediyoruz. Bunun dışında önümüzdeki süreçte yurtdışında üstlenilecek projelerle sektör aktörlerinin Asya ve Afrika pazarlarına daha fazla nüfuz etmesi de beklenebilir.
Konya açısından bakacak olursak; sahip olduğu yerel markalar, tarım, sanayi, ticaret ve turizm potansiyeli ile Anadolu’nun yükselen bir değeri. İhracat ve ithalat yapan pek çok firmayı barındıran Konya, hem iç hem de dış ekonomik gelişmelerden doğrudan etkileniyor ve tüm ülkede var olan sorunları yaşıyor elbette. Ancak Konya, İstanbul, Ankara, Antalya gibi büyük illere yakınlığı, kara, demir ve hava yollarına sahip olmasıyla sağladığı lojistik avantajla önde gelen ticaret merkezlerinden biri olmaya aday. Bu nedenle Konya’nın sahip olduğu potansiyelin değerlendirilmesi gerekli.
Bununla birlikte Konya’nın, sanayii üretim alanında, başta kalifiye ara eleman eksikliği olmak üzere bazı engelleri aşması gerekiyor. Maalesef birçok genç işsizken, Konya OSB’de birçok fabrika kalifiye eleman bulamaktan şikâyet ediyor. Biz bu duruma çözüm üretmek için, Konya OSB’de yer alan, 24 sınıf ve 800 öğrenci kapasiteli Mehmet Tuza Endüstri ve Teknik Meslek Lisesi’ni 2012 yılında tamamlayarak, Milli Eğitim Bakanlığı’na hibe ettik. Bu sayede tüm ülkenin temel sıkıntısı olan kalifiye ara eleman ihtiyacını en azından Konya yerelinde karşılamayı ve Konyalı gençlere altın bilezik kazanacakları, kaliteli eğitim fırsatı sunmayı hedefledik. Önümüzdeki yıllarda bu lisenin mezunlarının da katkısıyla Konya OSB’nin, önde gelen sanayii merkezlerinden biri olacağına inanıyorum.
Hali hazırda Konya, Türkiye’nin önde gelen firmalarından bazılarına ev sahipliği yapıyor. Biz de Konya merkezli bir firma olarak başardığımız işlerle, Anadolu kaplanları listesinde her yıl yükselen sıralarda yer alıyoruz. Ben de Konya’da başardığımız işlerle Ekonomist dergisi tarafından 3 yıldır üst üste Anadolu’nun en etkin İş İnsanları arasında gösteriliyorum. Bu tabii ki sadece benim ya da Pakpen’in değil, Konya’nın da başarısı.