ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI
Menderes TÜREL
‘‘Antalya’nın ihtiyaçları artarken hiçbir şey
yapılmaması şehrimizin geleceği için ileride telafi
edilemeyecek riskler meydana getiriyordu ve böyle bir
gidişe seyirci kalmamız mümkün değildi’’
Partinizde Genel Başkan yardımcısı ve Milletvekili iken, Büyükşehir Yasası’nın çıkmasında da önemli rol oynadınız. Ankara’dan, Antalya’yı nasıl gördünüz. Geçen 5 yılı nasıl değerlendirirsiniz. Belediyeyi bıraktığınız gibi bulabildiniz mi?
Antalya ve benzer illerimiz için metropoliten belediyecilik modeline ihtiyaç olduğunu 2004 yılından itibaren söylüyordum. Bunun hayata geçmesinde benim de katkım olması güzel bir kısmet oldu ve bu Kanun değişikliğinin ne kadar isabetli olduğunu her geçen gün bizzat görüyorum. Zaten muhalefet partilerinden bazı arkadaşların Kanun değişikliği gündeme geldiği zaman söylediklerini şimdi tekrarlamamaları da bir tür sükût ikrardan gelir halidir.
Antalya’ya gelince, birçok hemşehrim gibi ben de Antalya’da hizmetin durduğunu ve büyük bir vakit kaybının söz konusu olduğunu görüyordum. Antalya’nın ihtiyaçları artarken hiçbir şey yapılmaması şehrimizin geleceği için ileride telafi edilemeyecek riskler meydana getiriyordu ve böyle bir gidişe seyirci kalmamız mümkün değildi. Bu sorumlulukla hareket ettik ve hemşehrilerimize bu durumu anlattık ve yeniden görev aldık.
Belediyeyi maalesef hizmet veya icraat anlayışından uzaklaşmış, sadece siyaset yapılan, eksi ideolojik belediyeciliğin hakim olduğu, istihdam deposu haline gelmiş, bütçesi dağılmış bir şekilde bulduk. Toparlamamız biraz vaktimizi aldı, hatta bu yönde bazı uygulamalarımız istismar da edildi. Ama ağır istihdam yüküyle, hantallaşmış, siyasileşmiş yapıyla devam etsek hiçbir şey yapamazdık. Bu sebeple gerekli değişiklikleri yapmak mecburiyetindeydik.
Partinizde üst düzey yöneticilik yaptınız. Mutlaka ki; bir tecrübe deneyim kazandınız. Bunun Antalya’ya yansımaları nasıl olacak?
Yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkanlık Yardımcılığı görevim sayesinde bütün illerimiz ve ilçelerimizde en iyi belediyecilik uygulamalarını, projelerini yerinde gördüm. Ulaşımda, sosyal hizmette, altyapıda çok sayıda projeyi karşılaştırma imkânım oldu. En önemlisi bir belediye başkanı için gerekli olan siyasi tecrübeyi kazanmış oldum. 2004 senesine göre mutlaka hem tecrübemiz arttı hem de vizyonumuz genişledi. Zaten artık belediyecilikte vizyon belediyeciliği dönemine geçildiğini savunuyorum. O sayededir ki, şimdi Antalya’nın yatırımları için ABD’de, uluslararası fuarlarda Antalya tarihinde ilk defa küresel yatırımcılarla görüşüyoruz.
Başarılı bir beş yıl belediye hizmetinden sonra fazla hizmet ederek kaybettiniz. Sizden sonra ki beş yıllık dönem Antalya için kayıp diyebilir miyiz?
Sadece son 10 yılın değil, son 25 yılın yatırımlarıyla, projeleriyle bir karşılaştırma yapılırsa 2009-2014 döneminin bir kayıp olduğu açık olarak görülecektir. Bunu seçim öncesinde bile benim kazanmamı arzu ettiğini söyleyen CHP’li hemşehrilerim de söyleyebilirler.
Konyaaltı sahili için bir proje var mı?
Mimarlar Odası Antalya Şubesi ile birlikte proje yarışması açtık, bağımsız bir jüri proje seçimi yaptı ve sonucu açıkladık. Bu proje tamamlandığında Antalya’ya büyük bir kıymet katacağına inanıyorum.
Seçimler öncesinde ‘Antalya’nın kanatları’ projesi vardı. Geniş kapsamlı bir proje. Proje ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Antalya beş sene durunca, kaybolan zamanı telafi etmek için koşmamız, Antalya’yı uçuşa geçirmemiz gerektiğinden yola çıkarak, Antalya’yı uçuracak, kanatlandıracak iddialı projelerle yola çıktık. Biz rakiplerimiz gibi “bedava elektrik”, “100 bin kişiye iş” vaatleriyle değil, şehre, turizme, ticarete zenginlik getirerek iş ve aş sağlayacak, yoksulluğu azaltacak projelerle hizmet edeceğiz.
Altın Portakal… Fazıl Say… Neler söylemek istersiniz?
Söyleyeceğimi daha önce söyledim. Sanatçılar sanatlarıyla konuşan kişilerdir ve bizim sanata saygımız vardır, her konuya her yere siyaset karıştırılmamalıdır. Antalya Altın Portakal, Piyano Festivali gibi bütün organizasyonlarında dünya sahnesine çıkma hedefinde yürümektedir.
10 bin kişilik yeni bir Camii ve Cemevi Projeniz var. Talep gelirse Kilise’de yapacağım dediniz. Nasıl bir tepki aldınız?
Halkımızın talep etmediği, memnun kalmayacağı bir şeyi zaten yapmayız. Cami de Cem Evi de ihtiyaçtır. Ayrıca, inançlara saygı göstermek, Kiliseye, Sinagoga saygı göstermek, bizim asırlardan beri devam ederek gelmiş atalarımızın geleneğidir. İslam dini her zaman diğer dinlere saygı göstermiştir.
Alevi kardeşlerimiz ise bizim canımızdır, bir parçamızdır. Cem Evleri açılması Türkiye’de son yıllarda demokratikleşme, inanca saygının gelişmesi ile mümkün olmuştur. Peygamber Efendimiz (SAV) ve O’nun sevgilisi Hz. Ali’mizin bizi ayırması mümkün değildir, bu tuzakları bozmak hepimizin görevidir.
Spor turizminde Antalya dünya çapında önemli bir yere sahip peki, Antalyaspor?
Ben mümkün olduğu takdirde bütün Antalyaspor maçlarını takip eden, hatta taraftar tribününde taraftar gençlerle beraber oturup takip eden bir insanım. Sporun ve Antalyaspor’un gelişmesine katkı yapacak 100. Yıl Spor Tesisleri projemiz geciktirilmemiş olsaydı, Antalya bugün çok daha ileride olurdu. Şimdi bu konuda da kaybolan vakti telafi etmeye gayret ediyoruz.