Selçuk Üniversitesi’nde harika gençler bir araya gelerek GEYAT’ı kurdu. Topluluk, öyle bir proje geliştirdi ki; o proje bugün Konya’nın en ücra köşesindeki çocuklara bile kitap okumayı sevdiriyor, o alışkanlığı kazandırıyor. Yalnızca çocuklar mı? Minik öğrencilerin öğretmenleri de projenin kapsama alanında yer alıyor. GEYAT’ı ve “Geleceğin için oku” projesini GEYAT Başkanı Ferhat Bozkurt’la konuştuk…
Geleceğin için oku
Geleceğe Yatırım Topluluğu (GEYAT)oluşturma fikri nasıl gelişti?
Selçuk Üniversite’sinde okuyan arkadaşlarımızla bir araya gelerek ülkemiz için neler yapabiliriz konusunda kafa yoruyorduk. Hocalarımızla görüştük ve Geleceğe Yatırım Topluluğunu kurmaya karar verdik. Geleceğe Yatırım Topluluğu Selçuk Üniversitesi öğrencilerinin bir araya gelerek kurduğu bir topluluk. Topluluğu kurduktan sonra ilk projemizi köy okullarındaki öğrencilere kitap okuma alışkanlığı kazandırılması üzerine kurduk ve “Geleceğin İçin Oku” projesini başlattık.
Bu projeyi nasıl yürütüyorsunuz?
GEYAT bünyesinde şuan yirmi gönüllü arkadaşımız var. Topluluğumuzda bulunan gönüllü arkadaşlar farklı farklı bölümlerden. Konya’da bulunan köy okullarında kitap okuma saatleri gerçekleştiriyoruz. Bir köy okulu belirliyoruz ve oraya iki gönüllü arkadaşımızı atıyoruz. Gönüllü arkadaşlara okuldan bir sınıf veriyoruz okul yönetimiyle görüşerek. Gönüllü her hafta o sınıfta bir ders saati kitap okuma gerçekleştiriyor ve her hafta düzenli olarak giderek çocukların kitaplarını değiştiriyor.
Kitapları seçmek, temin etmek ve ulaşımı sağlamak gibi pek çok ayrıntı var. Bunları nasıl planlıyorsunuz?
Öncelikle oradaki okul yöneticileriyle görüşüyoruz. Okul yöneticilerinin bize tavsiyesi ilk etapta 100 temel eser oldu. Biz de yüz temel eseri kendi imkânlarımızla, kendi bütçemizle satın aldık. Kitapları kendimiz götürüyoruz. Oradaki öğrencilere her hafta kitabı bırakıyoruz. Mesela Yalnız Efe kitabını bırakıyoruz bir hafta sonra onu alıp bir başka kitapla değiştiriyoruz. Çocuklar bir hafta içerisinde bırakmış olduğumuz kitabı bitiriyorlar. Daha sonra o kitaplardan özet çıkarttırıyoruz. Yani kitabı gerçekten okumasını ve anlamasını istiyoruz. Çocuklar kitabı okumaları durumunda ödül veriyoruz. Sınıfta kitabı okuyan, özet çıkarabilen ve sorulara cevap verebilen öğrenciyi sinemaya götürüyoruz, küçük hediyeler veriyoruz.
Bunlar ilkokul düzeyindeki çocuklar değil mi?
Evet, ilkokul öğrencileri. Türkiye’de okuma oranının çok düşük olduğu malum. Öğretmenlerimizin bile %77’si kitap okumuyor, %23’ü ise ayda bir kitap okuyor. Biz öğrencilere kitap alırken ayrıca öğretmenlerine de kitap alıyoruz. Öğretmenlerine de kitap götürüp onların da okumalarını istiyoruz. Çocukların okuma düzeyini öğrenmek için ilk etapta sesli okuma yaptırıyoruz. Okuma düzeyine göre daha farklı okuma taktikleri uyguluyoruz. Dördüncü sınıf öğrencileri arasında okumayı daha yeni öğrenenler var. Bu tarz problemler de söz konusu. Burada devreye aileleri sokuyoruz. Ailelere diyoruz ki; “Biz çocuklara kitap veriyoruz her gün oturun en az yarım saat çocuğunuzla birlikte bu kitapları okuyun. Bunun yanında bizler de soru hazırladığımız için öğrencilere götürdüğümüz kitapları okumak zorundayız. Bu iki taraflı bir proje. Hem üniversitedeki öğrencilerin sosyal bilinçlerinin gelişmesi hem de ilkokul düzeyindeki öğrencilerin kitap okuma alışkanlığı kazanması sağlanmış oluyor.
Sınıflarda okuma problemi olan çocuklarda neler gözlemliyorsunuz?
Doğal olarak diğer arkadaşlarından geri kaldıkları için çocukların özgüveni düşük. Dördüncü sınıf öğrencisi bir çocuk okuması yeterli düzeyde olmadığı için zorluk çekiyor. Biz bunları okul yönetimiyle, öğrencilerin aileleriyle ve biz kendi yönetim kurulumuzda nasıl halledebiliriz diye görüşüyoruz.
Topluluğunuza her bölümden, isteyen herkes katılabiliyor mu?
Katılabiliyor. Hatta Türk vatandaşı olmayan bir arkadaşımız var topluluğumuzda. Yemen’den bir arkadaşımız. Maddi, manevi, din, ırk hiçbir ayrım yok. Yeter ki faydalı olmak, hizmet etmek istesin.
Bu çalışmalar için yeterli kaynağı nereden sağlıyorsunuz?
Hepimiz kendimizden fedakârlık ettiğimiz küçük bütçelerle bu çalışmaları yürütüyoruz. Hiçbir maddi yardım kabul etmiyoruz. Sosyal medyada “Geleceğin için paylaş” başlığı altında yeni kampanya başlattık. Kitap bağışı alıyoruz ve çok büyük dönüşler oldu.
Yani kitabın parasını değil de kitabı alsınlar göndersinler istiyorsunuz.
Aynen öyle istiyoruz. Para kabul etmiyoruz. Öyle bir yasal yetkimiz yok.
Bu çalışmalar sırasında en çok nerede zorlanıyorsunuz?
En çok ulaşımda zorlanıyoruz. En büyük sorunumuz araç problemimiz. Mesela Altınekin’e gideceğiz, ama ulaşım problem. Yani bu tarza sıkıntılar var. Bunu da belediyeyle görüşüp aşacağımıza inanıyorum.
Başka nasıl projeler için kafa yoruyorsunuz?
Önümüzde çok güzel projeler var. “Geleceğin İçin Yaz” projesini geliştiriyoruz. Üniversitede bulunan öğrencilerin köşe yazısı yazmasını isteyeceğiz. Blog tarzında site oluşturuyoruz. Öğrenciler belirlenen konular üzerine yazı yazacaklar ve bizde bunları yerel gazetelerle görüşüp gazetelerin köşelerinde yayınlayacağız. Ayrıca Konyaspor stadyumunda 42 bin öğrenciyle 2018 yılında bir kitap okuma şenliği düzenlemeyeceğiz. Stadyumda 42 bin kişiyle beraber kitap okuma etkinliği gerçekleştireceğiz. Oraya 42 bin öğrenciyi toplamayı hedefliyoruz. Öğrenci merkezli bir topluluk olduğumuz için hedef kitle öğrenciler. Daha sonrasında farklı projeler var. Belediyelerle alakalı, tramvaylarla alakalı, otobüslerle alakalı, Nalçacılar grubuyla, stadyuma gelen seyircilerle ilgili çok farklı projeler düşünüyoruz. Bunun yanında gönüllü arkadaşlarımızın kişisel gelişimlerine daha çok katkı sunabilmek için hızlı okuma kursu ve diksiyon kursu gibi kurslar düzenleyeceğiz.
Biraz önce maddi yardım kabul etmediğinizi söylediniz. Sizi desteklemek isteyenler nasıl bir yardımda bulunabilir?
Bizi desteklemek isteyenler sosyal medya hesaplarımızdan bizle iletişime geçerek kitap yardımında bulunabilirler. İletişime geçmeleri de şu açıdan önemli. Biz çocuklara belli kitapları götürüyoruz. Bu kitapların belirlenmesi konusunda istişare etmek gerekiyor. Bize yapılacak en büyük destek kitap yardımı.