Özcan Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Nazim Özcan’la Özcan Plastik’i ve sektörü konuştuk…
PEN’ de güçlü marka;
ÖZCAN PLASTİK
Özcan Plastikin kuruluşu hakkında bilgi verir misiniz?
Şirketimiz 1994 yılında babamız Mehmet Özcan tarafından kuruldu.1999 yılına kadar babamla beraber çalıştık.1999 yılında babamızı kaybetmemizin ardından işleri kardeşimle birlikte yürütmeye başladık. PVC kapı ve pencere sektöründe hizmet veriyoruz. İlk olarak PAKPEN bayisi olarak başladık. Pazardaki ihtiyaçların, müşteri profilleri ve inşaat sektöründeki değişiklikler nedeniyle son 3 yılda şirketimizin bünyesine ithal markaları ilave ettik. Bu da olumlu gelişmelere neden oldu. Özellikle ithal profil noktasında yıllardır gelen bir baskı vardı. İthal profili Konya pazarına kazandırdık. Bu konuyla ilgili son 3 yıldır projeler yapıyoruz. Ana bayimiz olan PAKPEN’le 1994’den beri birlikteliğimiz devam ediyor. Bugün itibariyle iş bitirme anlamında ciro, üretim kapasitesiyle PEN sektöründe ilk 3’teyiz.
Son 5 yıldır İnşaat sektörüyle de uğraşıyoruz. Sektörümüzün zor tarafları da zevkli tarafları da var. İnşaat sektörüne bağlı olarak hızlı gelişen, durağanlaşan, inişe geçen, direk ekonomiye bağlı ve ekonomik gelişmelerden etkilenen bir sektör. Sektörümüz dış ticaret fazlası vererek ülke ekonomisine katkı sağlıyor. Türkiye’deki PEN sektörü dünyanın en büyük ikinci sektörüdür. Dünyadaki büyük firmalar ülkemize yatırım için geliyor. Ekonomik anlamda önem taşıdığı kadar insan yaşamı açısından da önmli. Pencere denildiği zaman; insanların sabahtan akşama kadar dışarıya baktığı, evini havalandırdığı, dünyanın bir nevi gözüdür. Evimize yaptırdığımız pencere bizi mutlu da edebilir mutsuz da
PEN bir dönem moda, akım halinde Türkiye’ye giriş yaptı. Yıllar sonra da doğallık bakımından doğramaya, ahşaba dönüşler tartışıldı. PEN, iyi bir malzemeyle ahşap, doğrama malzemeler gibi natürele düşkün insanlar için seçenek olarak sunulabilir mi?
Sağlık açısından PEN’in hiçbir sakıncası yoktur. İnsanlara yan etkisi yok. Ahşap daha doğal, nefes alıp verebilen bir üründür. Ahşabın maliyetleri yüksek, işçiliği çok fazla. İstediğiniz yalıtım değerine ulaşamazsınız bunların tamamını plastikle aşabilirsiniz. PEN sektörü kendini hızlı geliştirdi. Türkiye’den Avrupa’ya malzeme satıyoruz. PEN’in artısı çok fazla; ahşabın maliyeti, işleme zorluğu, bir de yeşili koruyalım noktasında PEN bir adım öndedir.
Gelişen teknolojilerle ürünlerin tasarımlarında sınır yok değil mi?
Renk alternatifi çok fazla. Sizin projenize göre yapılmakta. En önemlisi ülkemizde şu anda enerji açığı var. Evin ısı kaybının yüzde 35’i pencerelerden, geri kalanı duvar yalıtımından, çatıdan kaynaklanıyor. Bir evdeki ısı kaybının yüzde 35’ini hesapladığınızda bunu önlediğimiz taktirde ülke ekonomisine önemli katkı sağlarız.
İkinci fabrikanız açıldı bundan sonraki hedefleriniz nelerdir?
Firma olarak proje yapıyoruz, proje bayisiyiz. İnşaat firmalarının marka projelerinin pencerelerini yapıyoruz. Konya merkezliyiz ama ulusal markayız. Türkiye’nin birçok yerinde; İzmir’ de, Denizli’de, Ankara’da, Antalya’da projelerimiz var. Üretimimiz sadece Konya’da değil. Burada bir hattımız İstanbul’da 2 hattımız var. İnşaatın kalbi Marmara’da atıyor. İstanbul’da 10 yıl önce üretim hattı kurduk. Firmamızın büyümesine İstanbul’daki yatırımımızın katkısı oldu. Aslında İstanbul’daki tesisimizi büyütelim diye düşünüyorduk fakat inşaat sektöründe dağılma var. Ülkenin şu anda içinde bulunduğu dövizdeki hareketlilik, buna bağlı olarak enflasyonun artması, faizlerin yükselmesi insanların satın alma güdüsünü düşürdü. Bu olayı sadece inşaatta, konutta görmüyoruz. Araç satışı, beyaz eşya alımında da düşüş var. İnsanlar artık harcama yaparken ana ihtiyaçlarına ağırlık veriyor. 2002’den bu yana üretim anlamında, firmaların kalitesiyle 15 yılda inşaat sektörü yükseldi. Son iki üç yılda üretilen konut sayısı talebin üzerinde. Dolayısıyla stokların erimesi gerekiyor. Stokların erimesi için de faizlerin düşmesi gerekir. İnşaat sektöründeki bu daralmadan, düşüşten, ekonomideki sıkıntılardan dolayı sektör durağanlaştı. Sektörün durağanlaşması nedeniyle yatırım yapmayı düşünmüyoruz. Mevcut durumu koruyarak 2018-2019 yılını geçirmeyi düşünüyoruz. Rekabet, merdiven altı, kötü işçilikler hepsi rekabeti olumsuz etkileyen unsurlardır. Bunların önlenmesi için birtakım kararlar alınması gerekir. Sektöre sonradan giren, aslında sanayici olan ya da başka işlerle uğraşan inşaattaki ranttan para almak isteyen kesimler var.
Üretiminiz sadece PEN’le mi sınırlı başka ürünler de var mı?
Tek bir iş üzerine odaklanmak gerekiyor. Plastikle ilgili farklı yatırımlar yapılabilir. Fakat şu an biz sadece işimizde büyüyoruz. İşimize odaklandık. Hedefe ulaşma noktasında üretim kapasitesi olarak yüzde 60, yüzde 70’lerdeyiz. Bu noktada işimizde istikrar edeceğiz.
Son olarak neler eklemek istersiniz?
Ülkemiz zor bir durumdan geçiyor. Dünya ekonomisinde ciddi sıkıntılar var. Ülkemiz üzerinde baskı var. Ülke ekonomisini olumsuz etkiliyor. Bu dönemde birlik ve beraberlik içinde hareket etmemiz gerekiyor. Mevcut hükümetin ekonomiyi düzeltmek adına birtakım kararlar alması gerekiyor. Herkesin tasarrufa yönelmesi gerekiyor. Öncelikle üretim, sonra harcama yapmalıyız. Ben ülke olarak bu sıkıntıları kısa sürede aşacağımıza inanıyorum. Üreten, istihdam sağlayan firmaların desteğe ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Özellikle vergi yükü çok ağır, finans konusu, faiz indirimi yapılması gerekiyor. İnşaat sektörüne de faiz indirimi konusunda destek verilmesi gerekir. Farklı destekler sağlanabilir. Örneğin; ilk defa konut alınacaksa faiz indirimi yapılabilir. Bunlar gerçekleştiği zaman sektör yeniden canlanacaktır.