METROPOL DERGİLERİ

Röportajlar, Köşe Yazıları, Haberler

Adıyla Değil Tadıyla Akıllarda Kalır…

Adıyla Değil Tadıyla Akıllarda Kalır…

Konya’nın tanınmış, nezih mekânlarından biri olmayı başaran Margherita Caffe sunmuş olduğu hizmet ile fark yaratmaya devam ediyor. Doğal lezzetlerinin yanında Margherita Caffe İşletmecisi Hülya Yılmaz güler yüzü ve samimiyetiyle  insanı kendi evinde gibi hissettiriyor. Konya’da en merak edilen mekânlardan biri olan Margherita Caffe’yi yerinde ziyaret edip işletmecisi Hülya Hanım ile güzel bir röportaj gerçekleştirdik.

Bu hafta bir değişiklik yapıp ailenizle, dostlarınızla farklı bir ortamda buluşup güzel vakit geçirmek isterseniz Margherita Caffe’ye uğramayı unutmayın…

 

Merhaba Hülya Hanım, sizi tanıyabilir miyiz?

Seydişehirliyim, 1985 yılında Konya İl Sağlık Müdürlüğü’nde göreve başladım ve 30 yıllık hizmet hayatımdan sonra emekliye ayrıldım. Evli ve üç çocuk annesiyim. Şuanda Margherita Boutique Cafe’nin işletmeciliğini yapmaktayım.

 

Kafe işletmeciliği serüveniniz nasıl başladı? Kısaca anlatabilir misiniz?

Emekliye ayrıldıktan sonra boş duramayacağımı biliyordum. Kafe ya da bayanlara yönelik ne yapabilirim diye düşünürken eşim bu mekânın devredildiğini görmüş. ‘’Yaparız, yapamayız’’ diye düşünürken eşimle beraber ‘’Neden olmasın..’’ diyerek bir cesaretle işe atıldık. Yeni bir başlangıca adım atayacağım için bu süreç benim için çok ürkütücü bir durumdu. Fakat sektöre adım atar atmaz işi sevmeye başladım. Hatta keşke çok daha önceden emekliye ayrılıp böyle bir iş yapsaymışım diye kendi kendime düşündüm. Çünkü pandemiden önce burayı öğrenciler çok tercih ediyordu. Buraya gelip ders çalışıp arkadaşları ile vakit geçirirlerdi. Ben onların anneleri, ablaları gibiydim. Onların sıkıntılarını dinler onlarla dertleşirdim.  Aramızda kurulan bu bağ beni mutlu ediyordu.

 

Daha önce bu sektörde hiç tecrübeniz oldu mu?

Hayır, tecrübem yoktu ben 30 yıl devlet memuru olarak çalıştım. Ticaret yapma fikri beni hep tedirgin ederdi.

 

Sizin için yepyeni bir sektör, başlangıç aşamasında hiç ‘acabalarınız’ oldu mu? Sizi en çok düşündüren konu neydi?

Acabalarım oldu mu? İlk etapta çevrenin de etkisi ile ‘’siz bunu yapamazsınız, bilmediğiniz bir iş, niye böyle bir işe girdiniz’’, diyen çok oldu. En yakınlarımız bile yapamayacağımıza inanmıştı. Bu da beni kamçıladı aslında. ‘’Neden yapamayayım? Yapacağım, sonuna kadar da direneceğim’’ dedim. Heves ve azim vardı ama tabi ki hiçbir şey bilmiyordum. Çay nerden alınır, kahve nerden alınır. Eşim ile birlikte kafa kafaya verip her şeyi en baştan öğrenip, büyük bir keyifle işimi yürütmeye odaklandım. Burası benim için bir aile ortamı oldu. Sabahtan gelip yatana kadar ailecek buradayız. Kahvaltımız, akşam yemeğimiz her şeyimiz burada.

 

Peki, aile düzeninizi nasıl etkiledi? Artısı – eksisi ne oldu?

Hep birlikte burada olunca, burada buluşunca çok da kötü yönde etkilemedi. Arkadaş gurubundan biraz uzaklaşıyorsun veya bir yere gideceksen, özel bir gün vb. o günleri biraz daha erteliyorsun. Daha önceki yaşam tarzımızı değiştirdi biraz. Kafe’den önce bir anda karar verip hafta sonu tatile giderken şimdi ister istemez planlayarak gitmek durumunda kalıyoruz. Akşam oturmalarım vardı onlar iptal oldu. Artık samimi arkadaşlarım ile burada buluşuyoruz. Pasta böreğimizi burada yapıp yiyoruz. Arkadaşlarımızın desteği de çok fazla oldu bize.

 

Kafe işletmenin keyifli yanları neler? Peki, ya zorlukları?

Ben Margherita Caffe’yi açmadan önce Kafe kültürüm bile yoktu diyebilirim. Oldukça sosyal bir iş ve bu iş sayesinde yeni insanlar tanıyorsun, onlar da seni tanıyor. Yolda, sokakta bile sen onları tanımadığın halde bize selam veriyorlar. Ben bu işimi çok sevdim ve keyifle yapıyorum, ‘’iyi ki böyle bir işe girmişim’’ diyorum.  Margherita Caffe, benim geniş ailem gibi oldu. İnsanların sevinçlerine ortak oluyorsun, bazen benim bir konuşmamla küs olanlar barışıyor, çok değişik olaylar yaşıyorsun aslında bu da hoşuma gidiyor.

 

Margherita Caffe’nin konseptinden ve verdiğiniz hizmetlerden bahseder misiniz?

Kendi yaptığım acı sos ve reçel gibi ürünleri de ikram ettiğim bol çeşitli kahvaltımız mevcut. Bunun yanında yine kendi hazırladığım ev mantısı, anne köftesi, sigara böreği gibi birçok lezzetimizi misafirlerimizin beğenisine sunuyoruz. Kısacası ürün tercihlerimi hazır almaktansa her şeyiyle kendim ilgilenip hazırlayıp sunma taraftarıyım.

Bunun dışında misafirlerimin evlilik teklifleri, doğum günleri, özel gün kutlamaları yapabileceği odalar ve bayanların gün yapabildikleri özel alanlarımız mevcut.

 

Misafirleriniz tarafından en çok tercih edilen ürünleriniz neler?

Sunduğum ürünleri misafirlerimin beğendiğini düşünüyorum. Arayıp abla biz geliyoruz mantımı hazırla diyen grubum var. Yaz içeceği olarak Nane Rüyası çok beğenilir. Frozen ve Frappe’leri ben doğal meyvelerden hazırlamayı tercih ediyorum, süt tozu kullanmıyorum. Bu içecekler daha çok tercih edilip beğenilerek içiliyor. Süt ile yapılan ürünlerimiz çok beğenilir.

İşletmeciliğiniz esnasında yaşadığınız ilginç bir olay var mı? Bizimle paylaşır mısınız?

Elbette birçok ilginç olay yaşıyoruz. Birinde nişanlısının doğum gününü unutan tanıdığım sürekli müşterim olan bir genç vardı.  O gün benden ‘’Arka odada oturabilir miyiz?’’ diye izin istedi. Ben de ‘’Tabi ki’’ diyerek onları o gün doğum günü kutlaması yapılıp biten odaya aldım. Tabi odada doğum günü kutlandığı için ‘’İyi ki doğdun’’ yazan pankartlar, süsler var. Tabi kız odayı görünce çok mutlu oldu. Ama ortada pasta yok, hediye yok, genç arkadaş unuttuğu için şok oldu. Hemen yanıma gelip benden yardım istedi. Bende onlar otururken gittim yaş pasta aldım, gümüşçüden küçük bir kolye aldım. Gencin unuttuğunu hiç belli etmedim. Bu gençlerle hala görüşürüz, hala bana ‘’Beni kurtardın abla’’ der ve kız hala bunu bilmez.

 

Sonra ders çalışmaya gelen öğrenciler var. Onlara bir anne gibi kızıp ders çalışmaları için ellerinden telefonlarını aldığım zamanlar olur. Telefonlarını aldığım için bazen kızarlar ama sonrasında derslerinden kalmadan geçince beni arayıp sayende iki yıldır geçemediğim dersten geçtim diye teşekkür ederler. Onlar çalışırken kalkar kek yaparım, onlara ikram ederim bu da tabi onların çok hoşuna gider. Gecenin bir vakti sıcak kek kokusuyla ders çalışırlar. Böyle güzel anılarımız oldu, hakikaten çok anılar biriktirdik, şu an aklıma gelenler bunlar.

 

 

Son olarak neler söylemek istersiniz?

 

Bu sektöre atılırken tereddütlerim olsa da sonrasında hiç pişmanlık duymadım ve yine diyorum ki keşke daha önce emekli olup gençken daha verimli bir şekilde hizmet edebilseydim. Tabi genç kafası çok daha farklı, daha yenilikçi oluyor. En büyük istediğim ise deniz olan bir yerde bu işi yapmak.

 

 

Add comment