İl Genel Meclis Başkanı
Ali SELVİ
Durmadan, duraklamadan çalışmaya devam eden, Konya’mıza kazandırdığı projelerle pek çok kente örnek olan Konya İl Meclis Başkanı Ali Selvi.
Kısacası sizi tanıyabilir miyiz?
1966 yılında Konya’nın Meram İlçesine bağlı İnlice Beldesinde doğdum. Meram Karaciğanlar İlkokulu, Merkez İmam Hatip Ortaokulu ve lisesinin ardından 1986 yılında Selçuk Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu İktisadi ve İdari Programlar Muhasebe Bölümünden mezun oldum.1995 yılında Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdim.1990 yılından bu yana Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirlik yapmaktayım. Anadolu Kooperatifler Birliği Başkan Yardımcılığı, Konya Ticaret Odası Plan ve Bütçe Komisyonu Üyeliği, Türk Patent Enstitüsü Marka ve Patent Vekilliği, Avrupa Patent Vekilliği ile Konya Spor Yüksek Danışma Kurulu ve Mevlana Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini ifa etmekteyim. 2004 yılında gerçekleştirilen Mahalli İdareler Seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisinden Meram İl Genel Meclisi Üyeliğine seçildim ve 19.Dönem Konya İl Genel Meclisi Üyesi olarak Konya İl Genel Meclisinde Akparti Grup Başkan Vekilliği, Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı ile İl Encümen Üyeliği görevlerinde bulundum.2009 yılında gerçekleştirilen Mahalli İdareler Seçimlerinde yine Adalet ve Kalkınma Partisinden Meram İl Genel Meclisi Üyeliğine seçildim ve 20. Dönem Konya İl Genel Meclisi Üyesi olarak Konya İl Genel Meclisinde 2 dönemdir İl Genel Meclisi Başkanı olarak görev yapmaktayım. Evliyim 4 çocuğum var. Spor yapmayı, seyahat etmeyi ve kitap okumayı seviyorum.
Yerel yönetimlerdeki reformlar hakkında neler söyleyebilirsiniz? Sizce artıları neler?
Yerel Yönetimler Reform ile adeta Cumhuriyet tarihi boyunca özlenen Devlet vatandaş kucaklaşması gerçekleşmiş olup, artık vatandaşına, yani seçilmiş halk iradesine güvenen devlet anlayışı ile merkezi idaredeki birçok Kamu Hizmeti Ağır Bürokrasiden halkın oyları ile seçtiği halkın temsilcilerine geçmiştir. Bugün gelişen noktada Büyükşehir Yasası olarak adlandırılan 6360 sayılı yasa ile artık karar organlarının yanı sıra icra yetkileri de yeni alınan kararları uygulayacak merciinin de halk iradesine geçişi ile çok önemli bir noktaya gelmiştir. Halka hesap veren, seçilen irade ile belediyecilik hizmetleri ve diğer birçok kamu hizmetleri en doğru şekilde süratli ve verimli şekli ile öncelikle en yakın yerden doğru belirlenerek yerine getirilmesi mümkün hale gelmektedir. Artık gelinen noktada yerel yönetimler reform sonucu devletin üniter yapısı bozulur, bölünme olur gibi endişelerin yersiz olduğu anlaşılmış hizmetlerin çok daha fazla ve süratli olduğu görülmüştür. Önümüzdeki süreçte Büyükşehirlerde Büyükşehir Belediyeleri ile bütünleşecek birleşecek olan ilk özel idareleri ise 150 yılı aşkın Osmanlıdan günümüze gelen bir yerel yönetim birimidir. İl Özel İdarelerinin yapılanması, görev ve sorumlulukları 2005 yılında çıkarılan 5302 sayılı yasa ile değiştirilerek, bir anlamda yerelde kalkınmanın önü açılmıştır. Bu yasa ne getirdi diye soracak olursanız. En önemlisi köyden kente göçün önüne geçildi. Bugün köylerimiz modernleşiyor. Eskiden köy içi yollarımız çamur deryasından geçilmezdi. Şimdi ise tüm köylerimizde yollar kilitli parke taşı ile döşendi. Köylerimizde içme suyunda “TIS” sesi kesildi artık içme suyu olmayan köy kalmadı. Tarımsal anlamda yapılan yatırımlar ile haya projeleri gerçekleştirerek, suyu boruya aldık, vahşi sulamadan vazgeçildi. Sulama damlama sulama tekniği ile yapılıyor. Böylelikle hem su israfı önlenmiş oluyor.
Şunu özellikle söyleyebilirim ki Cumhuriyet tarihinden Yerel Yönetimler Reformuna kadar Konya’da yapılan okul binası ve derslik sayısı kadar Konya İl Özel İdaresi olarak 2013-2014 döneminde bir o kadar daha derslik inşa ettik.
KOP projeleri kapsamında ise dağlık bölgelerdeki çok şehir köy ve beldelerimizde yapılan gölet, damla sulama projeleri bu tür kırsal alana hayat vermiş, artık insanlarımız üretilen çilek, kiraz gibi meyvelerin getirileri ile önemli kazançlar elde etmiş ve yeşil kartlarını iade etmişlerdir. Bu vesile ile Kalkınma Bakanımız Sayın Cevdet Yılmaz’a, KOP başkanı Mehmet Babaoğlu’na teşekkür ederiz.
İl Genel Meclisinin yetki alanları arttıkça neler değişmiş oldu? Bunun ülkemiz, şehirlerimiz için önemi nedir?
Güzel bir soru 2005 yılında çıkarılan 5302 sayılı yasa ile İl Özel İdaresi ve onun karar organı olan İl Genel Meclisinin yapısı tümden değişti. İl Genel Meclisi yılda 2 kez toplanılan bir kurum olmaktan çıkarılarak, Başkanı kendi üyeleri arasından seçilen, yılda bir ay hariç olmak üzere her ay toplanan, memleket meselelerinin ortaya yatırıldığı, herkesin söz sahibi olduğu, kararların çoğunlukla oybirliği ile alındığı ve adından sıkça bahsedilen bir kurum haline geldi. Hal böyle iken İl Genel Meclisi Üyelerimize de önemli görevler düşmektedir. İl Genel Meclisi ayda 5 gün toplanılan bir kurum olmaktan çıktı. Toplantıların akabinde komisyon çalışmalarımız devam etmektedir. İl Genel Meclisinde 18 İhtisas Komisyonumuz görev yapmaktadır ve komisyonlarımızın hemen hepsinin görevleri vardır. Konya İl Genel Meclisindeki tüm üyelerimizin görevi vardır. Başkanlık Divanı Üyeleri, İl Encümen Üyeleri, İhtisas Komisyonu Üyeleri Konya için ne yapabiliriz çabası içinde gece gündüz demeden çalışmalarımız devam etmektedir. Ülkemiz ve şehirlerimiz açısından önemine gelince Bir İl Genel Meclisi Üyesi seçildiği bölgenin ihtiyacını A’dan Z’ye bilir ve takip eder, sorunu olanın çözümü noktasında gerek İl Genel Meclisi, İl Özel İdaresi ve gerekse ilgili kamu kurum ve kuruluşlara ile irtibata geçerek sorunun çözümü noktasında gerçekleştirilecek projelerin takipçisi ve önericisi olurlar. Yani İl Genel Meclisi Üyesi kendi bölgesine veya Konya’da yapılacak mahalli müşterek bir yatırım için önerge verebilmektedir. Günümüzde İl Genel Meclisi Ülkemize ve bulunduğu şehre yapılacak yatırımlar noktasında Valilik Makamı başta olmak üzere, Belediyeler, Üniversiteler, Kamu Kurum ve Kuruluşları ile Sivil Toplum Kuruluşları ile devamlı dirsek teması içindir. Yüzyılın projesi olarak adlandırılan duble yolların inşasında Konya İl Özel İdaresi kendi bütçesinin yanında borçlanmak yoluna giderek bu projesinin Ülkemizde ve Konya’mızda uygulanması noktasında desteğini esirgememiştir. Bu vesile ile bu kararı alınmasında emeği geçen 19. Dönem İl Genel Meclisi Üyelerimize şahsınızla teşekkür ediyorum. Bu iş fedakârlık ister, gayret ister, sabır ister bu işi sevmeniz memleket sevdalısı olmanız gerekir.
Bugün etrafımıza baktığımızda eğer şu yatırımın gerçekleşmesinde benimde bir payım vardı diyebiliyorsak ne mutlu bizlere. Hadimi Hazretlerinin de dediği üzere “Kamil o’dur ki koca dünyada bir eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser.“ Biz bir eser bırakmak istiyoruz.
Siz bu yetkiler doğrultusunda nasıl bir oluşum sürecine girdiniz? Planlama yaparken, ekip oluştururken hangi kriterleri göz önünde bulundurdunuz?
İl Genel Meclisi olarak gerek Meclis Başkanlık Divanının oluşumu ve gerekse İhtisas Komisyonlarının oluşturulmasında, İl Genel Meclisi Üyesi arkadaşlarımıza görev verirken genellikle kendi meslek dallarına yatkın görevler belirleniyor. Bunun haricinde diğer kanunlarla verilen görevler var ki bu gibi görevlendirmelerde yine meslek dalları ve temsil kabiliyeti dikkate alınıyor. Planlama yaparken “ ben“ odaklı değil “biz“ odaklı çalışırız. Meclis üyelerimizle ilgili 2 temel görev budur. Birlikteliğin ve ekip ruhunun ürünü olarak birçok başarılı hizmete imza attığımız inancındayım. Bunda da İl Genel Meclisi Üyesi arkadaşlarımın rolü büyük.
Yerel reformlar için geç kalınmış diyebilir miyiz? Sizce bu güne kadar Türkiye olarak kaybımız nedir?
Cumhuriyet tarihi boyunca hiçbir hükümetin cesaret ederek gerçekleştiremediği yerel yönetimle reformuna hükümet döneminde gerçekleşmiş ve geciken mesafeler kapatılmayabaşlamıştır. Bundan dolayı başta Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ve emeği geçen bakan ve milletvekillerimize şükran borçluyuz. İl Özel İdarelerine tarihi geçmişe 18. Yüzyılda Osmanlı’nın idari yapısı içinde yer alan İdare-i Umumiye kadar dayansa da, esasında 59. Hükümet ile birlikte yerelden kalkınma şahlanışa geçti. 2005 yılı bu açıdan çok önemlidir. Reform sayılacak birçok yatırım bu tarihten sonra gerçekleştirildi. Cumhuriyet tarihi boyunca gerçekleştirilemeyen öylesi yatırımlar var ki, biz bunların çok kısa zamanda gerçekleştirildiğine şahit olduk. Türkiye olarak kaybımız tabi ki büyük, son 10 yılda çok şey yapıldı. Zamanı geri getiremiyorsunuz, o yüzden zaman aralığını kapatmak için çok çalışmamız lazım diye düşünüyorum.
Bütçe dağılımındaki öncelikleriniz neler?
İl Özel İdaresi bütçesi hazırlık çalışmaları yaklaşık 6 aylık bir süreci kapsamaktadır. Bütçe kriterleri oluşturan unsurlar nüfus, yüz ölçüm, gelişmişlik durumu başta gelmektedir. Diğer taraftan aciliyet gerektiren yatırım bütçelerine öncelik verilebilmektedir. Tabi bunlar hep imkânlar ölçüsünde yerine getirilebilmektedir. İl Özel İdaresince hazırlanan ve gerek Valilik Makamı ve İl Encümeninden geçen taslak bütçe her yıl Kasım ayında İl Genel Meclisinde görüşülerek belirlenir ve bir sonraki yılın Ocak ayından itibaren de uygulamaya konulur. Bugüne kadar İl Özel İdaresi bütçesinden en büyük payı eğitim yatırımları almaktadır ve almaktadır da. Bütçenin adaletli dağılımı (nüfus, yüz ölçümü, kırsal alan nüfusu, köy sayısı, kalkınmışlık düzeyi verilerine göre paylaşım) neticesinde merkez taşra vb ilçeler arası bir tartışma olmayıp her ilçe olması gereken hakkını almış olup yatırımlarla ilgili öncelikleri de kendileri meclis üyeleri aracılığı ile belirlemektedirler.
Konya tarihi ve değerleri ile yeterince tanıtılıyor mu?
Konya inanç ve kültür turizmi açısından önemli potansiyele sahip çünkü Konya’da ilk çağlardan beri önemli tarihi mekânların olması, Anadolu Selçuklu Devletine başkentlik yapması ve Osmanlı Devletinin de önemli vilayetlerinden birisi olması bu potansiyeli arttırmıştır. Bu dönemlerde yapılan höyükler, kalıntılar, kiliseler, manastırlar, camiler, mescitler, medreseler, türbeler, han, hamam ve köprüler, bedesten ve imarethaneler ile açık hava müzesi görünümündedir. Ancak bu potansiyel henüz yeterince değerlendirilememektedir. Bununla ilgili tanıtım ve turizm altyapısını istenilen düzeye çıkarılmasına yönelik yurt içi ve yurt dışında tanıtım çalışmaları yapılmaktadır.
Şehirde düzenlenecek sempozyum, kongre ve konferans gibi kültür faaliyetleri arttırılması turisttik çekicilerin tanıtılmasına ve imaj oluşumuna katkı sağlayacaktır. Tanıtımda görsel malzemelerin de önemli bir yeri bulunmaktadır. Şehir ve çekiciliklerle ilgili, yazılı ve görsel basın, kitap, broşür vb. yeteri kadar görsel imaj yayınlanmalıdır. Bu durum hızla değiştirilerek Konya’nın turizm potansiyeli tam olarak değerlendirilmelidir. Bunun için öncelikle şunlar yapılmalıdır; Konya’nın turizm alanları gerekli bir plan dahilinde yeniden belirlenmeli ve bu plana göre turizm alt yapısı hazırlanmalıdır.
Yeri gelmişken temeli 1993 yılında atılan atılan Mevlana Kültür Merkezi, 2003 yılında Başkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN ‘in özel ilgisiyle Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından tamamlanmıştır. Şimdi bu kompleks uluslararası bir hürriyet kazanan Şeb-i Aruz törenlerinin yapıldığı ana merkez haline gelmiştir.
Konya İl Genel Meclisi olarak başlattığımız çalışmalar ile Alternatif turizm çeşitlerini Konya turizme etkisini araştırılması, Konya’nın turizm potansiyelinin de değerlendirilmesi ve Konya turizminin daha da canlandırılması amacıyla çalışmalar yapılması, İl genelinde turizm faaliyetleri ve organizasyonlarına ilişkin yerel yönetimler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ile birlikte turizm alanlarına ilişkin ziyaretler ve ilgili turizm değerleri ve alanları ve bakım ve onarımı ile turizm aksları oluşturulması çalışmaları ile Konya ve 31 ilçesini kapsayan turizm envanterinin hazırlanmasına yönelik ilçe, merkez, köy ve bendelerindeki turizm değerlerinin tespiti, ziyaret ve konaklama ile bölge ekonomisine katkısın ilişkin inceleme ve araştırma yapılarak İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü envanterinde bulunan Turizm Değerlerinin güncellenmesi çalışmalarına yer verdik, Hazırladığımız raporları ilgili kamu ve kamu kuruluşlarına ilettik.
Sizce Konya hangi özellikleri ile dünya kenti olur?
Konya denince akla Hz. Mevlana, Hz. Mevlana diyince de akla Konya gelir. Konya ili Hz. Mevlana birlikte anılmaktadır. Hz. Mevlana, evrensel mesajı ile bugün bir yandan çağımızı aydınlatma, öte yandan hangi inanç ve ırktan olursa olsun insanları kardeşlik duygularıyla kucaklamaktır. Hz. Mevlana tüm insanlığı bir gül temelinde evrensel doğruların bulunduğu, eşitlik ve adaletin esas olduğu “İlahi sevgi” ye, barışa hoşgörüye davete etmektedir bu davet doğrultusunda çaba göstermek ise millet olarak vazgeçilmezlerimizdendir. Bunun yanında Selçuklu mirasının devem ettirilmesi gelecek nesillere ulaştırılması, Selçuklu eserlerinin ortaya çıkarılması dünya kenti olma yolunda önem arz etmektedir.
Bu gününe kadar “Tahıl Ambarı” diye tanımladığımız Konya’mız da neler değişti de tarımda çeşitlilik oluştu?
Konya yıllar yılı Türkiye’nin tahıl ambarı olarak anıldı. Artık Konya hem tarımda hem de sanayide söz sahibi iller arasında yerini aldı bugün artık sanayi konuşuyoruz. 500 şirketimiz başarı ödülü aldı. Özellikle tarım, yan sanayi, otomotiv sektörü öne çıkmıştır.
Konya’da ki oluşum Türkiye ve dünya piyasasında isim yapmış markaların da dikkatini çekiyor. Birçok yatırım Konya’ya yayıyor. Konya’da düzenlenen uluslararası fuarlara ilgi git gide artıyor. Savunma sanayinde de zaman zaman Konya’da düzenlenen fuarlara yoğun katılım oluyor. Konya’da buğday ve pancar üretiminin yanı sıra organik ve iyi tarım uyulmamaları sonucunda başta kiraz, çilek ve üzüm olmak üzere birçok ürün dış ülkelere ihraç ediliyor.
Gerçekleştirmek istediğiniz bir hayaliniz var mı?
Ülkemi ve memleketimi çok seviyorum. En büyük hayalim köyden insanımızın olduğu yerde mutlu ve müreffeh yaşamasının sağladığı köyden şehre göçün önüne geçildiği, köylerin modernleştiği ve artık şehirlerden köye göçlerin başladığı, vatandaşımızın yaşanabilir, mutlu müreffeh bir hayat sürdürebileceği şehirler hayal ediyorum.
Sizce önümüzdeki yıllarda Konya’da değer kazanacak yatırım alanları nelerdir?
Mavi Tünel projesinin hayata geçmesinde tarımsal anlamda önemli yatırımlar gerçekleştirecek. Karapınar Enerji Endüstri Bölgesi, rüzgâr, linyit, güneş enerjisi üretimi, Lojistik Merkezi ve Bilim Merkezi de şehrimize kazandırılan çok önemli yatırımlardır.
Son olarak Mavi Tünel’in Konya’mıza katkıları hakkında neler söylemek istersiniz?
Türkiye’nin ilk sulama projesi olma özelliği taşıyan KOP’un en önemli ayağı Mavi Tünel oluşturuyor. Konya Ovasının yüzde 70’ini sulanabilir hale getirecek olan Mavi Tünel Projesi, aşırı yer altı suyu çekimini ve çöküntü obruklarının oluşmasını engelleyecek, aynı zamanda atık suların değerlendirilip, kuruyan göllere ve su takviye edilmesiyle ovadaki verimliliğin artmasının sağlayacak. Sulanmayan birçok kıraç alanını sulamaya açılmasıyla Konya’daki bitki deseni değişecek ve üretim çeşitliliği sağlanacak. Mavi Tünel, 17 kilometre uzunluğu ile Türkiye’nin Şanlıurfa tünellerinden sonra ikinci büyük sulama tüneli olacak. Öncelikle yapımı halen devam eden içme suyu hattı Konya tarihi için bir dönüm noktasıdır. Artık yer altı suları değil tatlı suları içeceğiz. Mavi tünelden gelen suyun 100 milyon m3’lük kısmının içme suyuna ayrılması Konya için hayati öneme sahiptir. Bu büyük hizmet Başbakanımız Recep Tayyip ERDOĞAN Bey’e, Orman Su İşleri Bakanımız Veysel EROĞLU Bey’e ve emeği geçenlere şükranlarımızı sunarız. Konya-Çumra 3. Merhale Projesi kapsamında inşa edilecek olan toplam 765,5 hektametrekup (hm3) aktif kapasitedeki Bağbaşı, Bozkır ve Afşar barajlarında depolanacak suyun 414,13 hm3’ü Mavi Tünel vasıtasıyla Konya kapalı havzasına derive edilecek. Bu proje ile birlikte Göksu nehri ve Çarşamba suyunun %15’lik bölümü alınarak Konya-Karaman havzasına aktarılması amaçlanıyor. Projenin tamamlanması ile Türkiye ekonomisine yılda yaklaşık 470 milyon TL katkı sağlayacağı öngörülüyor. Mavi Tünelin tamamen hayata geçmesinden sonra karasal iklimin yumuşayacağı bölgede, yılda 2 milyon tonun üzerinde sebze üretimi yapılacağı, sanayiciye ucuz hammadde sağlanacağı ve 100 bin kişinin istihdam edileceği de belirtiliyor.
Teşekkürler…
SAYGILARIMLA