Binali YILDIRIM

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Binali YILDIRIM

Türkiye Cumhuriyeti  Başbakanı Binali YILDIRIM

“15 TEMMUZ 2. KURTULUŞ SAVAŞI’DIR”

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı
Binali YILDIRIM

Başbakan Binali Yıldırım “Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda destan yazan bu millet, aynı ruhla 15 Temmuz destanını da yazdı. 15 Temmuz ikinci Kurtuluş Savaşı’dır. Allah’a hamdolsun, toprağın altında şerefiyle yatan şehitlerimiz sayesinde bugün bu topraklarda şerefimizle, bağımsızlığımızla, kardeşliğimizle bir olarak, beraber olarak yaşıyoruz.” dedi.

 

Yıldırım, “Güya Türk askeri kılığına girip topraklarımızı işgal edeceklerdi. Sanki bu milletin iradesini çalacaklardı. Allah şerleri hayra çevirir, bizi öldürmeyen her darbe bizi daha da güçlendirir. “Ankara Savaşı’nda bize fetret yaşattılar ama biz oradan bir cihan devleti olarak doğduk. Yüzyıl önce bu toprakları işgal ettiler ama biz oradan tek bir devlet, tek bir millet olarak doğduk. İşte bugün bize kötülük yapacaklarını zannedenler yanıldılar.” ifadelerini kullandı.

Ara açanlara fırsat yok

Uzlaşmanın, işbirliğinin daha da güçlendirileceğini, Türkiye’nin 2023 hedeflerine taşınacağını kaydeden Başbakan Yıldırım, “ Kürt ile Türk’ün arasına girenler işte bu hainlerdi. Kürt ile Türk arasındaki bu mikropları temizleyeceğiz. Terör örgütlerini aradan çıkaracağız. İnşallah Türk, Kürt, Alevi, Sünni arasındaki muhabbet, dayanışma, kardeşliği daha da geliştireceğiz. Aramıza giren bölücü terör örgütünü de milletimizin arasından çıkaracağız. Hangi mezhepten, hangi meşrepten olursa olsun bizi birbirimize düşürmeye çalışanlara asla fırsat vermeyeceğiz.” diye konuştu.

Başbakan Yıldırım şöyle konuştu, “Beraber olursak aşamayacağımız hiçbir engel yok. Birlikte olursak, birlikte Türkiye olursak çözemeyeceğimiz hiçbir sorunumuz yok. Tarihi birlikteliği gözümüz gibi koruyacağız. İntikam duygusuyla değil, adaletle, hukukla hareket edeceğiz. Bu terör örgütünün mensuplarından, şehitlerimizin, gazilerimizin hesabını soracağız. Demokrasiden taviz vermeyeceğiz, özgürlükleri daha da geliştireceğiz, ekonomimizi daha da büyüteceğiz, düşmanlarımızı azaltacak dostlarımızı çoğaltacağız. 15 Temmuz, Türkiye’nin mikroplarından temizlendiği gündür. Bugün Türkiye temizlik yapıyor. Devleti kilitleyen, ekonomiyi daraltan, milleti rahatsız eden unsurları teker teker ortadan kaldırıyoruz.”

“Şunu herkes bilmelidir ki, 15 Temmuz gecesini milletimize zehir eden terör örgütü lideri Feto, Türkiye’ye gelecek, hesabını verecektir. Hiç merak etmeyin, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, birlikte Türkiye olacağız.” “Bunlar memleket meselesiyle ilgilenmez.” diyenler olduğuna dikkati çeken Yıldırım, “15 Temmuz gecesi ne kadar yanıldıklarını gördüler. Tankların önüne göğsünü siper eden, tankların önüne yatan gençlerimizi, kadınlarımızı yürekten kutluyorum. “

Parti ayrımı yoktu
Başbakan Yıldırım, o gün insanların siyasi görüşlerini bir yana bırakarak demokraside buluştuğuna dikkat çekerek, “O gün CHP’li yoktu, MHP’li yoktu. Herkes bir olmuştu. Tek hedef vardı demokrasiyi yaşatmak. İş dünyamız, medyamız, sivil toplum örgütlerimiz dünyada eşi benzeri görülmeyen bir destan yazmayı başardı. Bizler de bu gücü aziz milletimizden aldık. Türkiye’de demokrasinin ne kadar güçlendiğini ve sahip çıkıldığını, bu uğurda canını vermekten bile kaçınmadığını dünyaya gösterdi. 15 Temmuz sonrası Türkiye’de demokrasi daha da güçlenmiştir. Bizim yolculuğumuz milletimize doğrudur. Diplomasi ve dış ticarette aktif, çok boyutlu politika izlemeye devam edeceğiz.”ifadelerini kullandı.

 

“14 YILDA
İHRACATIMIZI
4 KAT BÜYÜTTÜK”

Başbakan Yıldırım, Türkiye’nin son yıllardaki ekonomik değerlendirmesini de yaptı. Başbakan şöyle dedi, “14 yılda ihracatımızı 4 kat büyüttük. Ticaret hacmimizi 350 milyar doların üzerine çıkardık. Dış ticaret yaptığımız ülkeleri çeşitlendirdik. 2015 yılında AB ülkelerine 64 milyar, diğer Avrupa ülkelerine 14 milyar dolarlık ihracat yaptık. 31 milyar dolar, diğer Asya ülkelerine 11 milyar dolar ihracat yaptık. 2002 yılında sadece 120 milyon olan Güney Amerika ihracatı, 2015’te tam 11 kat artarak 1.3 milyar dolar seviyesine ulaştı. Bu rakamların büyüklüğü hükümetimizin bütün dünya ülkeleriyle dostane ilişkileri ve iş birliğine verdiği önemin göstergesi.”

“AVRUPA BİRLİĞİ İLE YARIM ASIRLIK YOLCULUĞUMUZ VAR”
Dış ilişkileri de değerlendiren Yıldırım bu konuda da şunları söyledi, “Rusya’ya bir ziyarette bulundu. Bu ziyarette Türkiye-Rusya ilişkileri, uçak krizi öncesindeki haline geldi. Türkiye olarak Rusya ile Orta Doğu ile Uzak Doğu ile Afrika ülkeleriyle ilişkimizi geliştirmenin Avrupa Birliği ya da ABD’nin alternatifi olmadığını açık şekilde ifade ediyoruz. ABD ile ilişkileri geliştireceğiz. Ama Avrupa Birliği ile yarım asırlık bir yolculuğumuz var. Bunu yok sayamayız. AB ne kadar samimi olursa biz de aynı şekilde bu yolculuğa olan kararlılığımızı sürdüreceğiz.

“DIŞ POLİTİKADA DOSTLUKLARI ARTTIRMAK, DÜŞMANLIKLARI AZALTMAK”
“Türkiye Rusya ile, Orta Doğu ile Körfez ülkeleriyle, Arabistan’la ilişkilerini geliştirmesinin ne Avrupa’ya, ne ABD’ye, ne de Afrika kıtasına alternatif olmadığını belirtmek isterim. Dış politikanın amacı dostlukları arttırmak, düşmanlıkları azaltmak. İsrail ve Rusya ile ilişkileri normalleştirdik. Bölgenin kanayan yarası Suriye ile de ümit ediyorum ki bölgede, bölge ülkeleriyle el ele vererek, ABD ve Rusya’nın da katkılarıyla işler normale döner. Daha fazla kan dökülmesinin önüne geçeriz. 500 bin masum insan öldü. Ne için? Bunun cevabını hiç kimse veremiyor. Ama Rusya’da işlerin yeniden yoluna girmesinin şartlarından bir tanesi Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasına bağlı.”

“ÜZÜLDÜK”
Başbakan Yıldırım, darbe girişimiyle ilgili olarak bazı ülkelerin tavırlarının üzücü olduğunu kaydetti. Yıldırım, “Türkiye bir darbe girişimini sonuçsuz bıraktı. Net bir şekilde darbecilere darbe yaptı. Biz beklerdik ki, Paris’te, Charlie Hebdo olayından sonra bütün dünya liderleri koşarak oraya gitti. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı dahil. Bizim gelişmiş demokrasilerden beklentimiz, buraya gelip bizimle dayanışmasını göstermesiydi. Hadi, bunu yapamadı… Bu darbeyi hemen şiddetli şekilde kınamak ve Türkiye demokrasisinin başarısını bizlerle paylaşmak, dayanışmayı en açık şekilde göstermesini beklerdik. Bunu yapanlar şüphesiz oldu. İsimlere girecek değilim. Ama bazı dostlarımız ne yazık ki, başka bir bakış açısını benimsediler. Nedir o bakış açısı. Darbe girişimini görmezden gelip darbecilerin hukuk ve adaletle yargılanıp yargılanmayacağı konusunu tartıştılar. Bu bizi çok üzdü. Suç işleyen, halkın iradesiyle seçilmiş bir hükümeti yok etmeye çalışan terör gruplarının hakkını, milletin hakkından daha fazla savunma gayreti bizi üzdü.’’

“ÜSTÜNLERİN HUKUKU DEĞİL, HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ ÖLÇÜDÜR”

Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu da vurgulayan Başbakan Binali Yıldırım, “Bundan sonra küresel barışın, bölgesel barışın korunması ve buna benzer olayların hiçbir ülkede yaşanmaması için birlikte beraber hareket etmemizin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha dile getirmek gerekiyor. Türkiye’de darbeden hemen sonra savcılar harekete geçtiler. Darbeye katılanları tek tek topladılar. Yargılamalar devam ediyor. Türkiye, bir hukuk devletidir. Yasalar ne derse o yapılır. Üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü hukuk devletinde temel ölçüdür. Hukuk devletinden sapmadık. Bu suçu işleyenler, hak ettikleri cezayı alacaklar. Kimsenin tereddütü olmasın. İntikam hırsıyla hareket etmeyeceğiz. Duygusal da davranmayacağız. Tek ölçümüz adalet olacak. Yaşla kurunun aynı anda yanmaması için uğraşıyoruz. Bunun ne kadar zor olduğunu takdir edersiniz. Bu örgüt saydam değil, kapalı bir örgüt.” diye konuştu.

“ABD’DEN HAKKIMIZ OLAN BİR ŞEYİ İSTİYORUZ”

Başbakan Yıldırım şöyle konuştu, “Türkiye hukuk devleti anlayışı içerisinde darbe girişiminin arkasında olan FETÖ elebaşının iadesini istiyoruz. Bu konuda ABD ile ikili anlaşmamız var. Adli yardım ve suçluların iadesine yönelik anlaşmamız var. ABD’den hakkımız olan bir şeyi istiyoruz.”

“GEREĞİNİ YAPIN, GEÇİCİ TUTUKLAYIN VE ÜLKENİZDE BARINDIRMAYIN”
“Bir terör örgütü var, Türkiye’de darbe yaptı ve yüzlerce masum insanın hayatına neden oldu. Bunun gereğini yapın. Geçici tutuklayın ve ülkenizde barındırmayın. Darbeyi o mu yaptı tartışması geride kaldı. Gün ışığı gibi belli bir şeyden bahsediyoruz. Adli anlamda her türlü bilgi ve belgeyi paylaşacağız. Bunun karşılığındaki tek isteğimiz bu terörist başının daha fazla ABD’de kalmaması. O kalmaya devam ettiği müddetçe, eminim ki 79 milyon Türk halkının, ABD’ye karşı burukluğu devam edecek.”

“ABD GÖRMEZLİKTEN GELEMEZ”
“Bir darbeyi önleyen bu milletin duruşunu, ABD de herhalde görmezlikten gelemez. Hiç kimse ile ilişkileri bozmak gibi bir niyetimiz yok. Hele hele bir terörist başı yüzünden ABD ile ilişkileri zora sokmak istemeyiz.’’

“OHAL’İ KENDİMİZE İLAN ETTİK”
Başbakan Binali Yıldırım şunları dile getirdi, “Darbeden sonra OHAL ilan ettik. Fransa’da terör oldu, orada da OHAL ilan edildi ve 3. kez uzadı. Sadece bir terör olayı. Bizde de ülkemizin seçilmiş hükümetini yıkmaya çalışanlara karşı OHAL ilan edildi. Bu millete yapılmış bir uygulama değildir. Baştan söyledik. Biz kendimize OHAL ilan ettik. Bu darbeyi oluşturan nedenleri ortadan kaldırmak, bir daha bu kanlı darbe girişimine muhattap olmamak için yapmamız gereken düzenlemeler var. Bu darbeye karışanların mutlaka devletten temizlenmesi gerek. Yargıdan, silahlı kuvvetlerden, bürokrasiden, ticaret hayatından, üniversitelerden nerede varsa temizlemeyi hedefliyor. Bu OHAL, hiçbir şeye karışmayacak. Ekonomi kendi kuralları içerisinde çalışmaya devam edecek. Piyasalar aynı şekilde çalışacak.”

“EKONOMİNİN TEMELLERİ SAĞLAMDIR”
Türkiye ekonomisi darbelere dayanıklı olduğunu savunan Başbakan Yıldırım açıklamasında şu görüşlere yer verdi, “15 Temmuz’da yaşanan olayla ortaya koymuştur. Bazı değerlendirme kuruluşları incelemeden acele karar vermişlerdir. Ve görmüşlerdir ki bu karar gereksiz ve Türkiye’nin bu kararı haklı kılacak bir ekonomik durumunun olmadığı ortaya çıkmıştır. Piyasalar 15 Temmuz öncesine çoktan dönmüştür. Daha da iyiye gidecektir. Ekonominin temelleri sağlamdır. Hiçbir kalıcı tahribat oluşmamıştır. Piyasa dostu ekonomi politikalarını uygulamaya devam edeceğiz. Vergi barışı getirdik. Vatandaşın borçlarını uzlaşma yoluyla çözmek için imkan sağladık. Yatırım ortamını iyileştiriyoruz. Yabancı yatırımcıların karar süreçlerini hızlandırıyoruz. Tasarrufları arttıracak reformları çıkardık. Reform programlarımızı tereddüte mahal vermeden uyguluyoruz.

“TÜRKİYE EKONOMİSİ NEDEN GÜÇLÜ?”
“Türkiye ekonomisi neden güçlü? Dört seçim geçirdik, Gezi olaylarını geçirdik. 2015’te bu olumsuzluklara rağmen 17 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimlerine rağmen Türkiye ekonomisi 5.2 büyüdü. Son 5 yılda en fazla büyüyen ülke Türkiye’dir. Demokrasimiz 15 Temmuz darbe girişiminden sonra daha da güçlendi. Silahlı kuvvetlerimizin yeniden yapılanması için yapısal düzenlemelere gittik. Kanunlar çıkarttık. Şunu unutmayalım olağanüstü hal geçici bir haldir ve mutlaka yapılması gereken kararlar uygulamaya geçtikten sonra kaldırılacaktır.”

“SADECE PKK DEĞİL…”
“Gerek 15 Temmuz darbe girişimi, gerekse bölücü terör örgütünün maalesef kalleşçe yaptığı eylemlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımız, güvenlik güçlerimiz için gösterdiğiniz dayanışma dolayısıyla hepinize teşekkür ediyorum. Türkiye bölgesel istikrarın geliştirilmesi için, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bütün katkıları en yüksek düzeyde sağlayacaktır. Sadece PKK değil, DAEŞ gibi, El Nusra gibi birçok terör örgütüne karşı aktif mücadelemiz bütün ortaklarımızla birlikte kararlılıkla sürdürülecektir.”

Add comment