Ümit KÖREKEN

Yönetmen

Yönetmen Ümit KÖREKEN

Yönetmen Ümit KÖREKEN

Yönetmen Ümit KÖREKEN

Umut filmi;
Mavi Bisiklet

Dünya Prömiyerini Berlin Film Festivali’nde, Türkiye prömiyerini İstanbul Film Festivali’nde yapan “Mavi Bisiklet”, peş peşe aldığı ödüllerle adından söz ettirdi.  Gerçek bir öyküyle herkesin kendinden bir şeylere rastladığı filmde doğallık ve samimiyet ön plana çıktı. Beyaz ekranda izlenenler aslında yaşamın tam da içindeydi. Yönetmen Ümit Köreken’le Mavi Bisiklet’i konuştuk. Bu röportaj yine bir ödül töreninin ve bol alkışın ardından gerçekleşti… Aşağıda…

 

Neden kırmızı ya da sarı değil de Mavi Bisiklet?
Memleketim olan Akşehir’de film çekimi için mekan bakarken gözüme her alanda mavi takıldı. Anadolu’nun pek çok yerinde böyle. Mavi kullanımı ağırlıkta. Kapılar, pervazlar, direkler bile maviye boyanmış. Sanırım o bizi etkiledi. Sette filmi kurgularken baktık ki sahneye mavi hakim. Çıkış noktamız bu oldu ve mavi üzerinden bir dil kurduk.

Sinema, yönetmenlik. Sizi bu alana çeken ne oldu?
1978 yılında Akşehir’de doğdum. İlk ve orta eğitimimi Akşehir’de, lise öğrenimimi de Balıkesir’de tamamladıktan sonra DTCF Tiyatro Bölümü’ne girdim. Ama bir sonraki yıl sürpriz bir şekilde bırakarak İşletme okudum. Ama bu arada TRT’ye radyo oyunları, arkası yarınlar, çeşitli çocuk programları için dramalar yazmayı sürdürüyordum. Devamında da bazı edebiyat dergilerine öyküler yazmayı sürdürdüm. Yani sinema ya da yönetmenlik çok önceden içine almaya başlamıştı. Zaten hayalimiz de bu yöndeydi.

Bu çalışmaların hep ödüllerle taçlandırıldığını görüyoruz. İlk ödülünüzü ne zaman aldınız?
İlk ödülüm 2002 yılında TRT Radyosu’na yazdığım ilk radyo tiyatrosu ile -Zeus- 2.lik ödülüydü. Sonrasında çeşitli tiyatro ödülleri aldım. 2010 yılında eşim Nursen Çetin Köreken’le birlikte yazdığımız ilk uzun metraj film senaryosu ile Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü tarafından senaryo yazım geliştirme desteğini aldık. Aynı proje ile 2012 yılı İKSV Köprüde Buluşmalar Film Geliştirme Atölyesi’ne, 2013 yılında Amsterdam Cinekid Co-Production Market’e katıldık. Türkiye’den Cinekid’e çağrılan ilk proje olan Mavi Bisiklet Cinekid JCM Best Project ödülünü elde ettik. 2011 yılında Çizgi, 2013 yılında Kiraz Bekçisi adında iki kısa film çektik. Mavi Bisiklet 53’üncü Uluslararası Antalya Film Festivali’nde En iyi Film, En İyi Yönetmen’ ve ‘En İyi Senaryo’ ödüllerine layık görüldü.

Mavi Bisiklet’te çocukların dünyasına girmeyi nasıl başardınız?
Uzun zamandır “Çocuklar yetişkin dünyasında gördükleri bir adaletsizliğe kendi çocuk dünyalarında nasıl çözüm üretebilirler?” sorusu üzerine düşünüyorduk. Mavi Bisiklet bu sorunun üzerine şekillendi. 2013 yılında Kültür Bakanlığı’ndan yapım desteği aldıktan sonra filmi çektiğimiz yer olan Akşehir’de çocuklarla ve gençlerle sinema, tiyatro, kamera önü oyunculuk ve drama alanlarında çalışmaya başladık. 2 yıl boyunca 400 kadar çocuk ve gençle çalıştık. Ön yapımda bu sayı 100’e kadar düştü. Hazırladığımız özel programla çalışmalarımıza devam ettik. Filmin hazırlığı ve çekimi toplam 6 yıl sürdü diyebiliriz. Çekimler yaklaşık 5 hafta sürdü. Çekimlerin ortasında Akşehir’de son 25 yılın en sert kışı yaşandı. Yine senaryo üzerinde revizeler yaparak soğuk ve karlı havayı kendimiz için bir avantaja dönüştürdük.

Bu 6 yıllık süreç içerisinde neleri gözlemlediniz? Neden bu kadar uzun sürdü?
Bu bizim ilk filmimiz. Ben sinemada asistanlık yapmadım ve sinema mezunu da değilim. Tamamen sektörün dışından geliyoruz. O yüzden bizim için çok yorucu oldu. Bu nedenle biraz uzadı. Eşimle beraber çalışıyoruz. İkimiz de çok hassasız ve ince eleyip sık dokuyan yapıdayız. Belki daha önce de çekebilirdik ama doğru zaman gelsin diye bekledik. Özellikle filmde oynayan çocuklarla çalışmamız uzun sürdü.

İlk filmde bu kadar ödül almak nasıl bir duygu?
İlk filmimizle ödül almanın yanı sıra dünyada yirmiden fazla festivalin yarışmalı bölümüne davet edildik. Doğudan batıya pek çok ülkeye gittik. Filmle ilgili harika tepkilerle karşılaştık. O insanlara ulaşabildiğimizi, evrensel bir hikaye anlatırsanız aslında aynı dili konuştuğumuzu gördük. En son 19. Olympia Çocuk ve Gençlik Filmleri Festivali’nde en iyi genç erkek oyuncu ve Yunanistan Film Kulüpleri Birliği Özel Ödülü’nü aldık. Bütün bu gördüklerimiz ve yaşadıklarımız yeni projelerimiz için de ilham verici oldu. Çekmecemizde bekleyen onlarca proje var. Eşim Nursen’in “Arayış” adında kimsesiz çocuklarla ilgili bir senaryosu var. Yine üzerinde çalıştığımız uzun metrajlı bir proje var ve senaryosunu Mart ayında tamamlayacağız. Uzun metrajlı hikayemizi yazarken 14 yaşında, yürüme ve işitme engelli yüzücü bir gencin hikayesine rastladık. Onun da önümüzdeki süreçte bir belgeselini yapacağız. Kısacası projelerimiz var ve üretmeye, çalışmaya, sürdürmeye ve inanmaya devam edeceğiz.

Çocuklarla çalışmak gerçekten zor olmalı..
Evet. Çocuklar bir yönüyle zor, bir yönüyle kolay. Biz çocukları birer birey olarak görüyoruz. Onların dilinden anlayabilirsek, onları bir birey olarak görebilirsek, fikirlerine değer verebilirsek çocuklarla çalışmak kolay. Çocuklarla çalışırken onları anladığınızı, bir birey olarak gördüğünüzü, fikirlerine değer verdiğinizi hissettirebilirseniz dünyanın en keyifli işini yaparsınız. Kendinizi eğlenceli oyunların içinde bulursunuz. Biz her zaman çocuk ve gençlere bu gözle baktık ve bakmaya da devam edeceğiz. Onların sorunlarını, dünyaya bakış açılarını çok önemsiyoruz. Ve onlar her zaman filmlerimizde olmaya devam edecekler.

Yazmaya da devam ediyor musunuz?
Oyun ve radyo oyunu yazarıydım. Tabi sinemaya girdikten sonra biraz ikinci plana düştü.

İnsanların kalbine dokunmak biraz oradan geliyor zannediyorum, böyle can alıcı cümleler olur ya.. Yazarlığın sinemaya aktarımı oldu mu?
Tabii ki. Tiyatronun, radyo oyunlarının, öykü yazmanın, hepsinin etkisi var. Yazmak bireysel bir yolculuktur ama yazdığınızı çektiğiniz zaman o kolektif bir iş oluyor ve ekibin hepsinin yüreğini ortaya koymasıyla oluyor. Bizim filmimiz öyle oldu. Orada tüm ekip yüreğini ortaya koydu. Seyirde hissedilen samimiyet, doğallık da sanırım

Filminizi izledikten sonra insanların beyinlerinde ne kalmasını istersiniz?
İyi niyetli bir film kalmasını isterim. Bir mesaj vermek için yola çıkmadık. Çocuklar ve aileleri için umut dolu filmler yapmak istiyoruz. Bu yüzden de çocuk ve aile filmlerinden devam edeceğiz. Bu edayla yola çıktık. Bu yoldan da devam edeceğiz.

Add comment