Ünsal Turgay

ATEMA Şirket Sahibi

Ünsal Turgay ATEMA Şirket Sahibi

Ünsal Turgay ATEMA Şirket Sahibi

ATEMA Şirket Sahibi

Ünsal TURGAY

ATEMA Şirket sahibi Ünsal Turgay ile firma ve sektör üzerine kısa bir söyleşi gerçekleştirdik

 

Sizi ve firmanızı tanıyabilir miyiz?

Gümüşhane’de 1965 yılında dünyaya geldim. Evliyim, 2 çocuğum var.  Ailemin öğretmen olması sebebiyle okula erken başlamam 20 yaşında üniversiteyi bitirmeme vesile oldu. Makine mühendisiyim. Üniversiteyi bitirdikten sonra asteğmen olarak Ankara’ya geldim ve bu şehirde kaldım. Gazete ilanından Transtürk Holding’e ait makine takım endüstri AŞ’de satış ve takım mühendisi olarak işe başladım. İlk patronum ben koyu bir Fenerbahçeliyim ama Galatasaraylı Faruk Süren’di. Yaklaşık 8 yıl orada çalıştıktan sonra 1996 yılında kardeşimle birlikte Atema firmasını kurarak kendi işimizin başına geçtik. Ostim’de 14 m2’lik küçük bir yerdi. Yaklaşık 18 yıldır takım konusunda çalışmaya devam ediyoruz. 1995 yılında makine takım da çalışırken bayiliğini yaptığım İscar firmasının da ürünlerini satıyorduk.

O dönem makine takımdan eğitim için başarılı birini istediler.  Mesleğimde başarılı olmam beni tercih etmelerine sebep oldu. İsrail’de bir yıl eğitim aldım. O zamanlar İscar Türkiye’de yoktu ama dünya çapında önemli bir firmaydı. Çok iyi sayılmazlardı ama inanılmaz beğendim adamları. Hırslı çalışmalarından ileride dünya lideri olabileceğini görebiliyordum. Türkiye’ye dönerken de zaten üniversiteden beri kendi işimi yapma hevesim vardı; 1996 yılında Iscar’ın Türkiye’de ilk bayisi olarak Ankara’da işe başladım. Daha sonra da 2010 yılında Konya’da işyerimizi açmış olduk.

 

Atema firmasının bayilikleri var mı?

Tabii, başlıca ilgilendiğim Ankara, Konya,  Adana, Kayseri, Antalya gibi iller ile birlikte bölge olarak direkt ilgilendiğim Karadeniz Bölgesi ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri bize bağlı. Oralarda da alt bayilerimiz var.

 

Iscar olarak sektörün öncü firmalarından sayılmaktasınız. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Şöyle:  Iscar’dan başka markalar da var tabii ki.  Yalnız Iscar’la beraber Türkiye’de çok şeyin değiştiğini biliyoruz. Hakikaten bir öncülük yaptığımızı biliyoruz. Türkiye’de proje yapmak, müşteriye danışmanlık hizmeti verme olgusunu biz getirdik. Bunun için de çok çabaladık. Iscar’a ait İstanbul’da özel takım atölyemiz var. Birkaç sene sonra bir Avrupa üssü olacak özel takım konusunda.

Bizim takımdaki olayımız şöyledir: Firmalar normal giderler içinde yüzde 3’lük bir payı bize ayırmış olurlar. Bu rakam aslında hiç bir şeydir fakat danışmanlık hizmetini iyi verdiğiniz takdirde yüzde 3’lük oranla müşteriye yüzde 15 oranında para kazandırabilirsiniz. Bu da çok ciddi bir rakamdır. Karların yüzde 15- 25’lerde olduğunu düşünürseniz, üreticiye kesici takımdan yüzde 15 kazandırma yeteneği çok önemlidir. Dolayısıyla başladığımız günden bu yana teknik insan ve mühendis yetiştirmeye çok önem verdik ve tamamen bu konuda eğitimlerimizi aksatmadan devam ediyoruz. Çünkü bütün imalatçılardan işimizi daha iyi bilmek zorundayız.

 

Atema olarak sizin sektördeki durumunuzu değerlendirebilir miyiz?

Normalde Iscar’ın Türkiye’de cirosu yani toplam pastadaki payı yüzde 25’ler seviyesinde. En yakın rakibimizin payı ise yüzde 12 civarında. Yani Türkiye birincisiyiz… Geriye kalan oran da diğer firmaların. Ankara’ya baktığımızda ise payımız yüzde 50. Türkiye ortalamasının yüzde 25 olduğu bir yerde, Ankara’da yüzde 50 payın olması muhteşem bir şey. Hedefimiz Konya’yı da bu duruma getirebilmek.

 

Ankara – Konya arasında kıyaslama yaparsak artı ve eksileriniz hakkında neler söylersiniz?

Konya’da şu şekilde bir dezavantajımız var. Spot işini yapan bütün firmalar İstanbul’dadır ve çoğu da Konyalıdır. Dolayısıyla ilk ürünler geldiğinde hedef Konya’dır. Bu bizim için büyük bir dezavantaj. Konya’da ki başarımızın buna rağmen çok iyi olması da artımız.

 

Firmanızın hedefleri ile ilgili ne söylemek istersiniz?

Bitirmeye çalıştığımız bin metrekarelik bir yerimiz var.  Orada ki büyük hedefimiz çalışma ortamımızı düzenlemek olacak. İkincisi de haftada bir eğitim almak isteyen tüm sanayi firmalarına belirleyeceğimiz konuların yanı sıra, onların istediği konularda eğitim vermek. Sadece bizim ürünlerle ilgili değil, tezgâh firmaları, yazılım firmaları olsun bizim yerimizi ücret ödemeden eğitim için istedikleri gibi kullanabilecekler. Basit şekilde bu yerimizi küçük çaplı da olsa bir eğitim yeri haline getirerek bu eğitimleri verebilmeyi amaçlamaktayız.

 

 

Son günlerde gündem de sıkça dile getirilen sanayide ki daralma sizi nasıl etkiliyor?

Biz de neticede sanayi içerisindeyiz, sanayi kuruluşlarına hizmet vermekteyiz ve tabi ki etkileniyoruz. Mesela İstanbul, Ankara, İzmir gibi illerde durum oldukça vahim. Hem de her şey çok pahalı. Konya sanayi anlamında yine de şanslı illerin başında geliyor. Sanayicilere ciddi anlamda destek verilmesi lazım. Çünkü burada ki insanlar üretim yapıyorlar. Farklı yerlerden çok daha kolay para kazanabilirler ama üretim yapıyorlar, istihdam yaratıyorlar. Bunun kıymetinin bilinmesi lazım. Eğer, bugünkü yüzde 13’lük daralma oranı yarın daha da aşağıya iner 5-6 seviyelerine gelirse ülke olarak sıkıntılı bir sürece gireriz. Umarım böyle bir şey yaşamayız.

 

Sizce 2015 yılı nasıl geçer?

İçinde bulunduğumuz yılın ilk 6 ay’ı gayet güzeldi. Ancak yılın yarısından sonra ne olduğunu anlayamadığımız bir şeyler olmaya başladı. Zaten oranlar da ortada. İlk 6 ay 4.5 büyüme, ikinci 6 ay ise yüzde 2.8 büyüme öngörüldü. Yeni yıldan ümitli olmayı çok istiyorum ama maalesef gerçekler de ortada. 2015 yılının ilk 6 ayı, içinde bulunduğumuz yılın son 6 aylık dilimi gibi geçeceğini öngörüyorum. Bir de seçim yaşayacağız… Sınırımızdaki savaş, iç olaylar, maalesef ekonomiyi sıkıntıya sokuyor. Bu yüzden ekonomiyi yönetenlerin biraz daha duyarlı olmalarını istiyorum. Bu istek sadece kendi sektörüm için değil. Her alanda bir iyileşme yaşanmalı. Yoksa telafisi mümkün olmayan yaralarla karşı karşıya kalabiliriz.