Ahmet ARICI

DEHA GRUP Yönetim Kurulu Başkanı

Ahmet ARICI DEHA GRUP Yönetim Kurulu Başkanı

Ahmet ARICI DEHA GRUP Yönetim Kurulu Başkanı

  “Başarınızın büyüklüğünü inancınızın büyüklüğü belirler”

 

AHMET ARICI

DEHA GRUBU YÖNETİM KURULU BAŞKANI        

 

DEHA GRUP Yönetim Kurulu Başkanı aynı zamanda Konya Ticaret Odası Meclis Başkanlığı görevini yürüten Ahmet Arıcı ile gerçekleştirdiğimiz röportaj başarının sırrını gözler önüne serer nitelikte. Kendisinin de dediği gibi; “başarınızın büyüklüğünü inancınızın büyüklüğü belirler”.

 

 ‘’Mevlana şehri Konya bana çok şey kattı, şimdi ben de yaptıklarımla ve yapacaklarımla vefa borcumu ödemeye çalışıyorum’’

 

Sayın Arıcı Konya iş dünyası sizi yakından tanıyor ama kendi sözcüklerinizle,  siz bize kendinizi tanıtır mısınız?

Doğma büyüme Konyalıyım; tarihi ve manevi değeri yüksek bu şehrin bir evladı olmaktan gurur duyuyorum. Anadolu Selçuklu Devleti’ne başkentlik yapmış, zengin tarihi ve kültürel mirasa sahip, Mevlana şehri Konya bana çok şey kattı, şimdi ben de yaptıklarımla ve yapacaklarımla vefa borcumu ödemeye çalışıyorum.

 

İş hayatına nasıl atıldınız?

Eğitimimi sürdürürken inşaat müteahhidi olan babamın yanında çalışıyordum. Eğitimi tamamladıktan sonra 1987 yılında, Konya Toptancılar Çarşısı’nda fiilen iş hayatına atıldım. 1992 yılına kadar bu çarşıda tüm gıda ürünlerinin satış ve pazarlamasını yürüttüm. Bilgi ve deneyimimi artırdım. 1992 yılında, o dönemdeki ortaklarımla birlikte BEŞEL Endüstriyel Ürünler Gıda ve Ambalaj San. Tic. A.Ş.’yi kurdum. BEŞEL Gıda, benim iş hayatımın rotasını belirleyen, ona esaslı yön veren bir özelliğe ve ayrıcalığa sahiptir.

 

BEŞEL Gıda’nın faaliyetleri nedir?

BEŞEL Gıda, gıda endüstrisi için gerekli olan ham maddeleri ile çeşitli katkı maddelerini ithal ve ihraç ediyor. İç pazarda geniş bir müşteri ağına sahibiz. Aynı zamanda portföyümüzdeki tüm ürünleri Türki Cumhuriyetleri’ne, Kuzey Afrika’ya, Balkanlara ve bazı Avrupa ülkelerine ihraç ediyoruz. Yenilikleri takip ederek başarıyla bugünlere getirdiğimiz şirketimiz, memnuniyetle söylemeliyim ki, ülkemizde ham madde ve katkı maddeleri tedarik sektöründe ilk sıralarda yer alıyor. BEŞEL Gıda, palm yağı üreten dünya ölçeğinde dağıtım ağına sahip bir Uzakdoğu firmasının ve yine dünyada lider kakao üreticilerinden biri olan Barry Callebaut firmasının Türkiye ve CIS ülkeler distribütörü olmasının yanı sıra gıda katkı maddeleri ve gıda kimyasalları alanında Uzak Doğu, Avrupa ve Güney Amerika’dan 50’ye yakın tedarikçi ile uzun dönemli işbirliğini başarıyla sürdürüyor. Konya’da 10 bin m2 kapalı alana sahip modern depolama tesislerinde muhafaza ettiğimiz ürünlerin dağıtımını, yurt içinde ve yurt dışında üretici olarak faaliyet gösteren müşterilerimize, İstanbul, Gaziantep, İzmir ve Mersin’de kurduğumuz ofislerimiz ve depolarımız aracılığıyla gerçekleştiriyoruz. Şirketimiz, ülke ekonomisine hem önemli bir girdi sağlıyor hem de üreticilerimize sağlıklı ve güvenilir ürünler sunmanın başarısı ile sürekli büyüme gösteriyor.

 

Diğer şirketleriniz?

Gıda sektörüne ek olarak ambalaj sektöründe de varız. ASPAK Ambalaj Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.’yi BEŞEL Gıda olarak PINAR Kuruyemiş ortaklığıyla, 1996 yılında kurduk.  Bu şirketimiz 1997 yılında üretime geçerek, esnek ambalaj dünyasında yerini aldı. 10 bin m2’lik bir alan üzerinde faaliyet gösteren ASPAK Ambalaj, en son teknoloji ürünü makine parkuru ile 450 ton/aylık bir üretim kapasitesiyle faaliyetlerini sürdürüyor. Üretim süreçlerinde ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi ve HACCP Gıda Güvenliği ve Hijyen Standartlarını uyguluyoruz, ürünlerimizin % 30-40’ını ihracata yöneltmiş durumdayız, yurt dışında gerekli alt yapımızı oluşturduk, bürolarımızı kurduk.

  

İnşaat sektöründe de faalsiniz, öyle değil mi?

Evet, 2005 yılında ASPAK Yapı A.Ş.’yi, Konya’da özellikle KOBİ’lerin çeşitli ölçekte sanayi ve ticari alan ihtiyacını karşılayacak kaliteli projelerin tasarımı ve inşası için kurduk. Şu ana kadar ASPAK Sanayi Sitesi kapsamında, 4 etap halinde, 500 – 1000 m2 ölçeklerinde çok sayıda fabrika ve ticari iş yeri tasarladık, inşaatlarını gerçekleştirdik. Şirketimiz, çağdaş ve kaliteli projeleriyle, güçlü insan ve teknik alt yapısıyla Konya’nın ticari alan ihtiyacını en üst düzeyde karşılama kapasitesine sahiptir.

 

Konyalı sizi bu sözünü ettiğiniz şirketlerin yanı sıra iki yıl önce hizmete açtığınız Kentplaza AVM ile inşası devam eden Parkmahal’in yatırımcısı olarak da tanıyor, ne dersiniz?

Doğru. Konya’nın alışveriş alışkanlıklarına yeni bir boyut kazandıran Kentplaza AVM ve Meram’ın yeni adresi olmaya aday PARKMAHAL, çok değerli ortaklarım Aslan Korkmaz, Ramazan Biberci ve Mehmet Ali Çiftçi ile birlikte kurduğumuz DEHA Grubu’nun öncü eserleridir. Bu projeler, ortaklarımızla ciddi bir dayanışma, fikir birliği ve ayrıntılı planlama sonucu ortaya çıkmıştır.

 

O zaman DEHA Grubu’ndan da söz edelim. DEHA’yı nasıl ve ne zaman kurdunuz?

Az önce isimlerini söylediğim ortaklarımla bir araya gelip, deneyimlerimizi, birikimlerimizi ve fikirlerimizi ortak akıl yoluyla katma değeri yüksek girişimlere dönüştürme amacıyla DEHA Grubu’nu oluşturduk.  Deha Alışveriş Merkezleri San. Tic. A.Ş. ile Deha Gayrimenkul Yatırım İnşaat Taahhüt San ve Tic. A.Ş., Deha Grubu çatısı altında kurduğumuz ilk şirketler ve tarihçesi henüz 2010 yılına dayanıyor. İlk perakende yatırımımız Kentplaza AVM ve inşa aşamasındaki Parkmahal projemiz, DEHA Grubu’nun Konya’ya kalıcı izler kazandırabileceğini göstermesi açısından önemli simgesel yapılardır.

 

Kentplaza AVM fikri nasıl gelişti? Sanırım ikinci yılını doldurdu. Konyalı Kentplaza AVM’yi sevdi mi? 

Kentplaza AVM, Konya’nın simge yapılarından biri haline gelmiş olan Kentplaza Kompleksi bünyesinde yer alıyor. Ofis bloğundan oluşan kulesi ile birlikte Alışveriş ve Yaşama Merkezimizin toplam alanı yaklaşık 110 bin metrekare. Kentplaza AVM’yi hem Konya’nın tanıtımına, gelişimine ve Türkiye ekonomisine katkı sağlayacak kalıcı bir eser kazandırmak hem de Konyalıların ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tasarladık ve o dönemin maliyetleriyle, 150 milyon TL.’lik bir yatırımla hayata geçirdik. 16 Kasım 2012 yılında hizmete açtığımız Kentplaza AVM, gerçekten de açılışıyla birlikte Konya’ya farklı bir soluk getirdi,  memnuniyetle söyleyebilirim ki, hak ettiği ilgiyi Konya halkımızdan fazlasıyla görmektedir. Alışveriş merkezimiz, Konya için bir buluşma noktası haline gelmiştir.

 

Ofis kulesinden bahsettiniz. Bu kulenin özelliği nedir? 

Kentplaza Kompleksi bünyesinde kule olarak yükselen Kenplaza Ofis’i, özellikle Konya’da faaliyetlerini sürdüren ve modern ofis arayışı içinde olan şirketler için projelendirdik. Çok yakında hizmete açacağımız Kentplaza Ofis’in özellikle ideal konumu, modern alt yapısı, çağdaş iş dünyası için gerekli donanımları ile şirketlerin çalışma hayatını hem kolaylaştıracağını, hem de bir keyfe dönüştüreceğini rahatlıkla söyleyebilirim.

  

AVM sektörünün gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Anadolu’da AVM açmanın avantajı ve dezavantajları sizce nelerdir?

Son zamanlarda AVM yatırımları, memnuniyetle söyleyebilirim ki, Anadolu’ya kayıyor. Ancak hala AVM yatırımı yapılmayan yaklaşık 26 il var. Yalnız Anadolu’daki bu potansiyelin çok akıllıca değerlendirilmesi gerekiyor.  Anadolu’da AVM açtığınız vakit bu durum işin avantajlarını da dezavantajlarını da beraberinde getiriyor.  Anadolu şehirlerindeki demografik yapı büyük farklıklar gösteriyor. Bir markanın çalıştığı bir şehirde başka bir markanın çalışmadığını görüyoruz.  Yatırım yapmadan önce o şehrin nüfus yoğunluğunu, demografik yapıyı, harcama potansiyelini tüm ayrıntılarıyla incelemeniz, iyi bir fizibilite ile yola çıkmanız gerekiyor.  Anadolu AVM’lerinde kira miktarları büyükşehirlerdeki gibi yüksek olmuyor, öyle olunca siz Anadolu’nun bir şehrinde uluslararası standartlarda, iyi bir yatırım bedeliyle AVM inşa ettiğiniz vakit bunun geri dönüş süresini İstanbul’a, Ankara’ya, İzmir’e göre daha uzun beklemek durumundasınız. Anadolu’ya yapacağınız yatırım öncesinde ticari hedeflerinizi ve beklentilerinizi iyi tayin edebilmelisiniz.

 

İnşaat sektörü ülkemizde özellikle son yıllarda büyük adımlarla ilerliyor, siz neler söylersiniz?

Katılıyorum… İnşaat sektörünün GSMH içindeki payı yaklaşık yüzde 30 seviyesinde. Kendisine bağlı 200’den fazla alt sektörün ürettiği mal ve hizmete talep yaratan inşaat sektörü ekonomimizin lokomotifi konumundadır ve uzun yıllar bu konumunu sürdürecektir. Yabancı ülke vatandaşlarının Türkiye’den gayrimenkul edinmelerine olanak sağlayan Mütekabiliyet Yasası’nın ve kentsel dönüşümün ilerleyen dönemlerde inşaat sektörüne daha da ivme kazandıracağını düşünüyorum. Kentsel dönüşümü önemsiyorum, kentsel dönüşüm kentlerin gelişmesini sağlar, turizm gelirlerini arttırır. İnşaat sektörü gelişir ve insanlar konforlu kentlerde yaşar.

 

DEHA Grubu olarak bir projeniz daha var: Parkmahal. Biraz anlatır mısınız? Özelliği nedir?

Evet, bir diğer önemli projemiz Parkmahal. Parkmahal, Konya’nın önemli üç merkez ilçesinden biri olan Meram’da kuracağımız yaşam kentinin adı. Konya’nın en değerli arazilerinden biri olan eski Et-Balık Kurumu arazisinde, 90 bin m2 arsa içerisinde, 40 bin m2 ticari alan ve 50 bin m2 konut alanından oluşan dev bir proje… Bu proje, gerçekten de önemli konumu ve büyüklüğüyle Konya’nın en iddialı “karma kullanım” projesi olma özelliğine sahip. Konumu, yeşile ayırdığı geniş alanları ve büyüklüğüyle bu tanımlamayı inanın hak ediyor. Hatta Meram’ın merkezi denilince akıllara hemen Konya Parkmahal’in geleceğini bile rahatlıkla söyleyebilirim. Proje kapsamında inşa edeceğimiz alışveriş ve yaşam merkezi, mimari açıdan farklı özellikler taşıyacak. Konyalının düşüncelerinde yerleşen “Meram” yaşam dokusunu destekleyecek bir planlama gerçekleştiriyoruz. Şu anda 382 adet lüks daireden oluşan 7 konut bloğunun inşaatı ve daire satışları devam ediyor. Projemiz büyük ilgi ve talep görüyor; dairelerimizi, hayırlısıyla, 2015 yılı sonunda sahiplerine teslim edeceğiz. Her türlü ayrıntıyı titizlikle düşünüyor ve planlıyoruz.

 

DEHA’nın başka yatırımları olacak mı?

Şu anda tüm konsantrasyonumuzu ilk karma kullanım projemiz olan Konya Parkmahal’i en iyi biçimde tamamlamak üzerine yoğunlaştırdık. Grup olarak öncelikli hedefimiz Konyamıza değer katmak. Vizyonumuz geniş: Eğer planlamalarımızda bir problem çıkmazsa, yakın gelecekte gayrimenkul sektöründe ülke genelinde, önemli projeler geliştirmeyi hedefliyoruz. Bu yöndeki araştırmalarımız devam ediyor.

 

Anlattıklarınızdan oldukça yoğun bir iş temposu içinde olduğunuz anlaşılıyor… Bu sizi yormuyor mu?

Hayatta başarılı olmanın yanı sıra mutlu ve huzurlu olmanın da temel anahtarı çalışmaktır. Ben çalıştıkça mutluyum, huzurluyum. Çalışarak hem bedenen hem de ruhen sağlıklı kaldığımı düşünüyorum. İş hayatımda sürekli öğreniyorum, hayata bakış açımı daha da genişletecek yeni kazanımlar ediniyorum. Dolayısıyla halimden şikâyetçi değilim…

 

Başarılı olduğunuzu düşünür müsünüz?

Ben kendi potansiyeline inanan bir insanım. İnsan ancak yapabileceğine tüm kalbiyle inandığı zaman başarı kazanabilir. Romalı düşünür Seneca’nın dediği gibi “başarınızın büyüklüğünü inancınızın büyüklüğü belirler”. İnanarak yaptığım bir işten, çok şükür, bugüne değin zararlı çıkmadım…

 

Yoğun iş temponuz arasında bir de Konya Ticaret Odası Meclis Başkanlığı görevini yürütüyorsunuz, öyle değil mi?

Evet, bir buçuk seneyi aşkın bir süredir bu görevdeyim. Anadolu özel sektörünü temsil eden en köklü kurumlardan biri olan Konya Ticaret Odası olarak hedefimiz Konya’yı 2023’e hazırlamak. Odamız, büyük çoğunluğunu KOBİ’lerin oluşturduğu üyelerine verdiği hizmet yelpazesini ve kalitesini sürekli geliştirmeye çalışıyor. Ben de, sözlerimin başında da belirttiğim gibi doğduğum, büyüdüğüm bu topraklara vefa borcumu çalışarak ve üreterek ödemeye gayret ediyorum.

 

Son olarak, METROPOL okuyucularına vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

Dünyamız ve ülkemiz hızla değişiyor, gelişiyor… Farklı görüşler, farklı düşünceler de beraberinde filizleniyor. Bunların olması son derece doğal… Ama ne olursa olsun birlik içinde hareket etmekte her zaman fayda vardır. Hepimiz bu ülkenin evlatlarıyız. Bugün ülkemizde huzur ve istikrar sayesinde önemli kalkınma hamleleri gerçekleştiriliyor. Fert olarak bu noktada hepimize düşen önemli görevler var… Çalışmanın, üretmenin yanı sıra saygı, hoşgörü çerçevesinde, birbirimizle olan muhabbeti koruyarak topyekûn gelişmeye ve kalkınmaya katkı sağlayabiliriz. Değerli okuyucularınıza bu mesajı vermek isterim… Metropol Dergisi’ne ve ekibine de en içten teşekkürlerimi sunarım.

Add comment