SERDAR ÇELİK

SPORCU

Sporcu Serdar ÇELİK

Sporcu Serdar ÇELİK

Dövüş sporları özellikle gençlerin gözdesi.  Dövüşün nasıl bir spor olduğunu bu alanda çok sayıda başarıya imza atan milli sporcumuz Serdar Çelik’le konuştuk. Sohbetimizden sonra dövüş sporlarına olan algımız değişti. Çocuklarınızı güvenle gönderebileceğiniz hatta yönlendirebileceğiniz bu sporla ilgili merak ettikleriniz röportajımızda…

10 yıldır hiç
kavga etmedim

 

Sizi tanıyarak başlayalım.
Adım serdar çelik 1993 doğumluyum. Konyalıyım . 10 yıldır aktif olarak spor yapıyorum. Farklı branşlarda da dövüştüm. En son yaptığım branş kickboks. 81 kiloda Türkiye şampiyonuyum.

Dövüş sporlarına karşı insanların bir önyargı var. İnsanlar endişelerinde haklı mı?
Düşünceler tamamen ön yargı. Dışarıdan çok sert bir spor olarak gözüküyor. Ben 10 yıldır aktif olarak spor yapıyorum. Birbirimize vuruyoruz ama tatlı ve motive eden vuruşlar. Antrenmanlarda hiç yaralanma olayı olmadı. Ama müsabakalarda illa ki ufak tefek kazalar oluyor. Şampiyon olma hırsıyla dövüştüğümüz için ister istemez kazalar oluyor. Bizim dövüş sporlarının güzelliği 3 dakika dövüşüyorsun 1 dakika dinlenme süresi var. Örneğin futbolda 90 dakika hiç durmadan koşuyorsun. İnsan sağlığı açısından bence futbol daha zararlı.

Bu spor dalını seçerken ailenin bir tepkisi olmuş muydu?
İlla ki oldu. Ben bu spora küçük yaşımda başladım. Annem babam korkuyordu. İlerleyen zamanlarda sporu tanıdıkça algıları değişti. Desteklemeye başladılar. Bu da benim hoşuma gitti. Sürekli antrenman yaptım. Motive oldum.

Geçiminizi sağladığınız başka bir işiniz de var mı?
Döner ustasıyım. Kendimizin döner salonu var. İnsanların spor yapmak için bahanesi olamaz. İşten çıkıyorum, koşturarak antrenmana gidiyorum. Benim kadar kimse yorulmuyordur. Sürekli ayaktayım, çok yoruluyorum. Bugün de antrenmana gitmeyeyim diyorum. Daha sonra “gitmelisin” diyerek kendimi tahrik ediyorum, hırs yapıyorum. Kendimi motive etmek için sürekli boks maçlarını izliyorum.

Özgüven sağlayan bir spor değil mi?
Tabii ki. Özgüven sağladığı için dışarıda çok sakin oluyorum. 10 yıl içerisinde hiç kavga ettiğimi hatırlamıyorum. Tartışma ortamı olduğunda hep alttan alan taraf oluyorum. Çünkü karşımdakinden bir adım önde olduğumu biliyorum. Karşımdaki insanla dövüşsem elime bir şey geçmeyecek. Kendimden küçüğe, büyüğe abi dediğim ve özür dilediğim zamanlar da oluyor. Ben sinirimi, stresimi zaten antrenmanda atıyorum. Bu spora yeni başlayanlarda özgüven tavan yapıyor. Yürüyüşleri bile değişiyor. İlerleyen zamanlarda bu sporun dışarıda dövüş değil de gerçekten başarı elde etmek için yapıldığını anlayınca her şey değişiyor. Sonra doğru kişiliğe bürünmüş oluyorlar. Spor konuşmalarını, oturup kalkmalarını, davranışlarını çok değiştiriyor.

Birçok spor dalı varken neden dövüş sporlarını seçtiniz?
Bunun nedenini ben de bilmiyorum. Belki de küçükken izlediğin filmlerin içimde bıraktığı bir etkidir. Babamı baya bir zorladım. Küçükken baba beni salona götür diye ağlıyordum. Sürekli karşı çıktı. Sonunda eşofman aldı götürdü beni. Maddi durumumuz el vermeyince uzun bir süre stadyumda ücretsiz boks derslerine gitmeye başladım. Sonrasında kendi başıma çalışmaya başladım. Sürekli beynimde izlediğim maçları canlandırıyordum. Kısa bir sürede kendimi iyi yerlere taşıyabildim. Takım sporlarında kendini gösteremeyebilirsin. Ferdi sporlarda kendini gösterme olanağın daha yüksek. Ve dövüş sporları da çalışmanızın karşılığını ringlerde görebileceğiniz en iyi spor dallarının başında geliyor. Maddi durumumuz iyi olsaydı daha iyi yerlere de gelebilirdim. Belli başlı çevrem olurdu. Ama bazen de düşünüyorum; paranın vermiş olduğu rahatlıkla spora gitmeye de bilirdim.

Milli Takımda Türkiye’yi temsil edeceksiniz. Bu nasıl bir duygu?
Bu duyguyu ben de ilk defa yaşayacağım. Şuan pek heyecan yok. Ama oraya gittiğimde biliyorum ki çok heyecanlı olacağım. 17 tane ülke katılacak. Rakiplerim de çok sağlam, ama kendime güveniyorum. Çok çalıştım. Şampiyon olmak için elimden geleni yapacağım. Düşündüğüm zaman yaşayacağım gururu kelimelerle ifade etmem bile çok güç. Bazen maçları izliyorum, Türk bayrağını dalgalandırdıkları zaman tüylerim diken diken oluyor.

Sizin yaptığınız spor dalı yeterince ilgiyi görüyor mu?
Bence görmüyor. Bu sporu yurtdışında yapmış olsaydım devlet maaş bağlayabilirdi. Maddi açıdan şuan bu sporu yapayım yapmayayım hiçbir fark yok. Federasyon yol parasını karşılıyor. Şampiyon olursam en fazla alacağım 50 bin lira, bunun üstü yok. İlk üçe giremezsem hiçbir şey almadan dönüp geleceğim. Bu da insanın motivesini düşüren bir olay.

Son olarak neler söylemek istersiniz?
Sponsorluğa kimse sıcak bakmıyor. Herkes kendi çıkarını düşünüyor. Ben istiyorum ki; gençlere olumlu anlamda çok şey katan bu tarz spor dalları hak ettiği ilgiyi değeri bulsun. Gençler sokaklarda dövüşmek yerine enerjilerini sporla atsın ve belli bir disiplin içerisinde hareket etsin. Ben bu yaşa kadar hiçbir kötü alışkanlık edinmedim. Dövüş deyince bile benim aklıma spor gelir. İnsanların bu spor dallarına önyargıyla bakmamalarını dilerim. Yeterli destek verildiği taktirde Türkiye’de dünya çapında başarılar elde edecek sporcular çıkacağına inanıyorum.

Add comment