Abdullah Ecevit Öksüz

Türkiye İmam Hatipliler Vakfı Genel Başkanı

Türkiye İmam Hatipliler Vakfı Genel Başkanı Abdullah Ecevit Öksüz

Türkiye İmam Hatipliler Vakfı Genel Başkanı Abdullah Ecevit Öksüz

Türkiye İmam Hatipliler Vakfı Genel Başkanı Abdullah Ecevit Öksüz

Kısa adı TİMAV olan Türkiye İmam Hatipliler Vakfı Genel Başkanı Abdullah Ecevit Öksüz ile İmam Hatip Liseleri ve Ortaokullarını konuştuk. Orta kısmı da var ama daha çok İHL olarak biliniyor. Nedir İHL?  Neden diğer okullardan farklı algılanıyor?, Bugünkü durumu nasıl? Metropol Konya sordu Abdullah Ecevit Öksüz açık açık cevapladı…

 

Sizi tanıyabilir miyiz?

1975 Sandıklı’da dünyaya geldim. Konya İHL’den 1993 yılında mezun oldum. İşletme eğitimi aldım, sonrasında ise yönetim organizasyon ana bilim dalında yüksek lisansımı tamamladım. Özel bir işletmede iletişim üzerine yöneticilik yapmaktayım. Evliyim, üç çocuğum var. Kurulduğu tarihten bu yana TİMAV’ın genel kurul üyesiyim, 2009 yılından bu yana da genel başkanlığını yürütüyorum.

 

Türkiye’de bir İHL algısı var.

Bir dönem maalesef farklı yerlere çekildi. Biz İHL’leri okul olarak biliyoruz. Acaba birileri bu okulları farklı mı gösteriyor, yoksa biz mi yanlış biliyoruz?

 

İmam Hatip Liseleri Türk eğitim sistemi içinde, tamamen hukuki bir düzlem içinde kurulmuş, 100 yıllık geçmişi olan köklü eğitim kurumlarıdır. Halkın kendi bağrından kopup gelen, milletimizin ihtiyaçlarına binaen ortaya çıkan bu kurumlar ülkemiz, milletimiz ve ümmetimiz için büyük hizmetler üretmiş, halen de üretmeye devam etmektedir.

Milletimizin dindar, ahlaklı, dürüst, samimi Müslüman yetiştirme gayretinin bir tezahürü olan bu okullarımız, amaçlarına uygun bir şekilde eğitim vermeye uzun yıllardır devam etmektedir. Bu eğitim süreci tamamen hukuki ve yasal bir zeminde ilerlemekte, okullarımızın müfredatı bizzat Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenmekte, idareci ve öğretmen atamaları yine bakanlık tarafından yapılmaktadır. Dolayısıyla ülkemizdeki Fen, Anadolu liseleri, düz liseler ne ise, İmam Hatip Lisesi de hukuki, sosyal açılardan ve eğitim açısından aynı kategoridedir. İmam Hatip Liselerini diğer liselerden ayıran tek yönü, öğrencilerin diğer tüm derslerin yanında dini ilimler (Kur’an, Arapça, Tefsir, Hadis, Fıkıh…) eğitimi de almalarıdır. Bu yönüyle İmam Hatipler çift kanatlı bir eğitim görmektedir.

Ancak, hem müspet ilimler de, hem de dini ilimler de eğitim gören öğrenciler yetiştiren bu kurumların yetiştirdiği; milletine, memleketine hizmet etme gayretinde olan, dine saygılı ve hatta dindar insan tipolojisi bir takım insanları ve grupları zaman içerisinde rahatsız etmiştir. Bu rahatsızlığın nedenleri üzerine uzun uzun konuşulabilir, sadece şunu belirtmekte fayda görüyorum: Bu aziz milletin, bu cennet memleketin ve ümmet-i Muhammed’in hizmetkârı olmayı şeref bilen bir neslin varlığı tarih boyunca birilerinin karanlık planlarının, kötü emellerinin önünde hep engel olagelmiştir.

Bu nedenle dönem dönem İmam Hatip’lerin önleri kesilmek istenmiş, üniversiteye gidişleri fırsat eşitsizlikleri ile sekteye uğratılmış, ülkenin yönetiminde söz sahibi olmaları engellenmek istenmiş olsa da bu hain tuzaklar her defasında kuranların ayaklarına dolanmış, İmam Hatipler kendilerine karşı oynanan her türlü kirli oyundan güçlenerek çıkmışlardır.

Sonuç olarak İmam Hatipler; bu ülkenin kendi imkânları ile milletimizin haklı talepleri neticesinde kurulan; milletimizin ve memleketimizin eğitim siteminde çok önemli bir boşluğu dolduran, tamamen Milli Eğitim sistemi içinde eğitim-öğretim veren, hukuki ve idari olarak altyapısı güçlü, milletin, ümmetin gelecek projeksiyonunda ümidimiz olan nesilleri yetiştiren yüzde yüz milli bir eğitim projesidir. Ve mevcut haliyle tüm dünyaya örnek olan bir eğitim kurumudur.

 

Yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede İHL’lere gösterilen (dün daha fazla idi ama halen de devam ediyor) tepkinin asıl sebebi nedir?

 

Bir önceki soruda da belirttiğimiz üzere bu okullara tepki veren insanlar ve gruplar aslında çok sınırlı ve az sayıdaki insanlardan oluşmaktadır. Fakat sesleri yüksek çıkmakta ve yakın zamana kadar iktidar gücünü ellerinde bulundurdukları için icracı bir makamda bulunmaları nedeniyle sisteme müdahil olabilmekteydiler.

Burada İmam Hatiplere karşı takınılan tavrın sebepleri arasında İmam Hatiplerin tamamen yerli bir eğitim sistemi çerçevesinde eğitim vermelerini ilk madde olarak zikredebilirim. Bunun yanında yapmış olduğumuz kamuoyu araştırmalarında da ortaya çıktığı üzere İmam Hatiplerden yetişen neslin, dinine saygılı ve temel referanslarını dinden alan bir eğitim görmeleri de yine söz konusu insanları ve grupları korkutan bir diğer etkendir. Ayrıca İmam Hatip neslinin kapitalist, materyalist, dünyayı 5 ülkeden ibaret gören sisteme çomak sokacak bir zihni altyapı ile yetişmeleri de onları ziyadesiyle korkutmaktadır ki, korktukları başlarına da gelmektedir.

İmam Hatip öğrencilerinin tamamen hür bir irade ortaya koyacak şekilde, zihinlerini kimseye ödünç vermeme dirayetini gösteriyor ve gösterecek olmaları da bu korkunun başlıca sebeplerindendir.

 

Yeterli sayıda İHL var mı? Mevcut okulları İHL’ye çevirmek doğru mudur?

 

Şu an itibariyle Türkiye genelinde toplam İmam Hatip Lisesi (İHL) sayısı 853, toplam İmam Hatip Ortaokulu (İHO) sayısı ise 1374’tür. 750.000’in üzerinde çocuğumuz ve gencimiz bu okullarda eğitim-öğretim görmektedir. Önümüzdeki iki yıl içinde bu rakamın 1.000.000’a ulaşacağını tahmin ediyoruz. Dolayısıyla mevcut binalarımız bugünkü haliyle henüz yeterli olmamakla birlikte, aynı zamanda önümüzdeki birkaç yıl içinde yeni bina ihtiyaçları da doğacaktır.

Bir hakkı teslim etmek gerekir ki, İHO ve İHL’lerin sayısı halkımızın talepleri neticesinde çoğalmaktadır. Arz-talep dengesi gözetilerek bazı okullarımızın İmam Hatip’e çevrilmesinin herhangi bir mahzuru olmadığı kanaatindeyim. Yapılan yeni binaların yanı sıra dönüştürülen okullarımız da bulunmakta. Bu dönüştürmelerde yapılan anketler, bölgesel talepler gibi pek çok husus dikkate alınmaktadır ki, böylece yaşanması muhtemel aksaklık ve mağduriyetlerin de önüne geçilmektedir.

 

İHL’lerin bugünkü durumu nedir?

Nedir dünle olan farkı?

 

İHL’ler ilk kurulduğu gün ne ise bu gün de odur, desek yanlış bir kanaat belirtmiş olmayız. Sadece şöyle bir farklılık vardır. İmam Hatip’ler bundan 100 yıl önce “Medresetü’-Eimme ve’l-Hutaba” adıyla Osmanlı Devleti’nde ilk kurulan örneklerinde imam ve hatip yetiştirmek amacıyla kurulmuş okullar idi. Bugün ise imam ve hatip yetiştirmek İHL’lerin amaçlarından sadece bir tanesidir.

Bu okullardan mezun olan öğrencilerimiz aldıkları eğitim gereği imam ve hatiplik görevlerini layıkıyla deruhte edebilirken, aynı zamanda istedikleri bir yükseköğretim kurumuna giderek eğitim alabilecek gerekli altyapıda da öğretim görmektedirler. Bugün ülkemizde yüz binlerce İHL’li hukukçu, siyaset adamı, bürokrat, doktor, akademisyen, özel sektör çalışanı, müteşebbis… vardır. Bu okulları sadece imam ve hatip, din görevlisi yetiştiren kurumlar olarak görmek büyük hatadır. İmam Hatipler bu ülkenin insani altyapısına; her kademede, her alanda görev alabilecek bilgi ve birikimde, kapasitede insanlar yetiştirmektedir.

 

İHL’ler belli dönemlerde hep siyasetin içine çekildi. Kimileri bundan rant sağlarken, özellikle bu okulda okuyan ve mezun olanlarda sıkıntı yaşadılar. Neden İHL siyasetin içine çekiliyor ya da çekilmek isteniyor?

 

İmam Hatip’lerin sahip olduğu bilgi, birikim ve düşünce yapısı; mezunlarının sahip olduğu potansiyel dolayısıyla pek tabii ki bundan faydalanmak isteyenler olmuştur. İmam Hatip mezunlarının sahip oldukları fikri hürriyetleri dolayısıyla; onların kullanılmaları, inanmadıkları bir noktaya kanalize edilmeleri zordur. İmam Hatip aidiyeti olan bir insanın bir noktaya kanalize edilmeye çalışılması, farklı hesapların içine çekilmeye çalışılması İmam Hatiplilerin suçu değildir. Burada az öncede belirttiğim gibi zaten İmam Hatipliler bu tür durumlara pirim verecek bir yapıda da değildirler.

 

İmam Hatipliler Vakfı’nın görevi, misyonu, vizyonu hakkında bilgi verir misiniz?

 

TİMAV, İmam Hatip okullarına hizmet etmek gayesi ile kurulmuş bir vakıftır. Özelde İmam Hatipler genelde ise din eğitimi alanında bilgi, düşünce ve strateji üreten bir kurum olan vakfımız, her geçen gün daha de gelişen ve büyüyen İmam Hatip camiasına hizmeti şeref telakki eden bir anlayışa sahiptir.

İmam Hatip okulları için, dönem içerisinde zaman zaman gasp edilen hakların geri iadesi için çalışmış, her platformda İmam Hatip okullarının bu ülke için nasıl bir değer olduğunu anlatmış, bu değerlerin yaşatılması için de İmam Hatiplerin savunuculuğunu yapmıştır.

İmam Hatip’lerdeki eğitim kalitesinin fiziki şartlar ve içerik olarak zenginleştirilmesi, geliştirilmesi için çalışmak gayesiyle teşekkül etmiş bir vakıfız. Son dönemde ise İmam Hatipler için bir tür düşünce kuruluşu tarzında hizmetler üretmekteyiz.

İmam Hatip camiası tarafından yakından tanınan vakfımız, İmam Hatip öğrencileri için olduğu gibi, toplumdaki İmam Hatip okulları algısının yönetimi konusunda da ciddi çalışmalar yürütmektedir. Zira toplumsal algı yönetimini gereği gibi gerçekleştiremediğiniz zaman, olduğunuzdan farklı görüntülerle algılanabilirsiniz. İmam Hatip okullarının var olan toplumsal algısını doğru, düzenli ve ufuk açıcı bir şekilde yürütmek ve yönetmek de vakfımızın amaçları arasındadır.

Ayrıca siyasi ve bürokratik erkin İmam Hatip okulları konusunda yaptıkları ve yapacakları çalışmaların İmam Hatiplerin ihtiyaçlarına ne kadar cevap verdiği, yapılan fikri ve fiziki yatırımların hedefe ne kadar hizmet ettiği gibi hususlarda da vakfımız ölçüm, bilgilendirme gibi görevler yürütmektedir. Örneğin, İmam Hatip okulları idarecilerinin istek, talep ve şikâyetleri için Milli Eğitim Müdürlükleri ve Milli eğitim Bakanlığı ile köprü vazifesi görmekteyiz.

Misyonumuz, öğrencilerimizin zihninde, insana, düşünceye, özgürlüğe, ahlâka ve kültürel mirasa saygıya dayanan bir din öğretimi anlayışının yayılmasına katkıda bulunmaktır.

Vizyonumuzu ise şöyle özetleyebilirim: Milli ve manevi mirasımızı layıkıyla değerlendirebilen, bugünü medeniyet tecrübelerimizden istifade ile gereği gibi yorumlayıp yarına dair projeler üretebilen, milletimiz, ümmetimiz ve insanlık için yaşanan her türlü problemlere çözüm üretebilen bireyler yetişmesine katkı sağlamak, bu noktada yapılacak çalışmalara zemin hazırlamak ve destek olmak.

Add comment