Fatma TORU

Meram belediye başkanı

Meram Belediye Başkanı Fatma TORU

Meram Belediye Başkanı Fatma TORU

Dönüşümü ve yeni ihtişamıyla…

Dünya Meram’ı konuşacak

 

Meram Belediye Başkanı

Fatma TORU

Bu sayımızın kapak konuğu Konya’nın marka ilçesi Meram’ın Belediye Başkanı Fatma Toru. Halkı tarafından sevilen, takdir edilen, gece gündüz demeden Meram için çalışan ve farkını ortaya koyan bir başkan. Röportaj esnasında daha iyi tanıma fırsatı yakaladığımız Fatma Toru, gelecek siyasetinde de başarılarını çok konuşacağımız bir isim.

Kendisine yoğun temposu arasında bize zaman ayırdığı için teşekkür ediyoruz.

 

 

 

Başkanım öncelikle sizin gözünüzden Fatma Toru kimdir?

Çocukluğumuzdan beri mücadeleci bir yapım oldu. Mücadeleci, duruş sahibi, azmettiğini yapmaya çalışan bir yapım oldu. Bizim okuduğumuz dönemlerde İlkokul, Ortaokul çağlarında Konya mızı biliyorsunuz, o dönem toplumun genel yapısı ve tutumu kız çocuklarının okumaması, eğitim hayatına devam etmemesi yönündeydi. Annem sağ olsun tam bir Osmanlı kadınıydı, onun da desteği ile eğitim hayatımı tamamlayabildim.

Eğitim hayatımda ve sonrasında eğilimim biraz daha tasarım noktasındaydı. Nasip kısmet Harita Mühendisliği oldu. Sınava girdiğimiz dönemde, Lise son sınıfta aslında puanım tıp fakültesi için yeterliydi ama dediğim gibi takdir-i ilahi tercih durumundan dolayı Harita Mühendisliğine yerleşmiş oldum. Şimdi bu durum daha bir anlam buluyor bende, demek ki hayatımızda, kaderimizde belediye başkanlığı yapmak da varmış diyorum ve her şeyin bir takdir olduğunu düşünüyorum.

 

Sayın Başkanım biz genel olarak erkek egemen bir toplumuz, kadın olarak Konya’mızdan kadın belediye başkanı seçilmesine çok memnunum. Bu konu hakkında neler söylersiniz?

Bu konuda kesinlikle haklısınız; bir kadın olarak belli noktalarda, belli pozisyonlarda yer almak çok zor. Esasen kadın olmak çok zor..  Gerçi son yıllarda bunlar değişmeye başladı ama bir beş yıl öncesine kadar kadın olmanın zorluklarını hepimiz gördük. Eğitim hayatında, çalışma hayatında, aile hayatında, sosyal hayatta, ekonomik hayatta kadın olmanın zorluklarını gördük. Özellikle statü sahibi bayanlarımız, liyakat sahibi kadınlarımız, gerek iş hayatında veya akademik hayatta kadın kimliklerinden dolayı hep geri planda kaldılar, hep daha fazla özellik istendi onlardan. Eğer erkekse ismi Ali, Veli olması yeterliydi ama kadın bir çalışan söz konusu ise veyahut toplumsal bir mesele mevzu bahis ise çok daha fazla kriterler ve başarılar istendi onlardan. Onun için kadınların belli bir noktaya gelmesi zordu.

Şu anda bile belki çoğu kişi şöyle değerlendiriyor:‘ Bir kadın belediye başkanı isteniyordu onun için Fatma Hanım’a bir şans tanındı’ . Ama bu kesinlikle böyle değil. Sizin buraya gelebilmeniz için mesleki kariyeriniz, liyakatiniz, tecrübeniz, bunların hepsi değerlendirildi. Ve çok kolay değil belediye başkanlığı, diğer mesleklerle kıyasladığınız zaman burada bir temsiliyet var, 340 000 nüfuslu bir yerin tüm sorunları ile ilgili size gelen yansımalar var. Teknik boyutu, sosyal boyutu, ekonomik boyutu var.

 

Etkin çözümler üretmek tecrübesiz olmaz, bu kurumsal yapıyı iyi bilmek gerekiyor. Ve tüm bunları bir araya getirdiğiniz zaman tabi ki zor ve sorumluluk isteyen bir görev. Ama şu bir yıllık görev sürem boyunca genel olarak baktığım zaman toplumun erkek ya da kadın belediye başkanı önyargısı kesinlikle yok, belli seviyede ki, konumda ki insanlar bu önyargıyı oluşturuyor.

 

 Sağ olsun liderimiz Sayın Cumhurbaşkanımız, partimizin çalışmaları, Sayın Başbakanımızın destekleri sayesinde şu anda kadınlarımıza çok büyük yollar açıldı.

 

Sağ olsun liderimiz Sayın Cumhurbaşkanımız, partimizin çalışmaları, Sayın Başbakanımızın destekleri sayesinde şu anda kadınlarımıza çok büyük yollar açıldı. Hem siyasette, hem toplumsal alanda, hem bürokrasi alanında çok büyük bir destek, pozitif ayrımcılık var. ‘’Yeterli mi?’’ derseniz; elbette değil, daha da yolun açılması gerekiyor. Çünkü şu anda baktığımızda özellikle yerel yönetimlerde kadınlarımızın oranı %2 düzeyinde. Nüfus olarak %51 ‘i temsil ediyoruz ama siyasette yeterli temsiliyetimiz yok. Bunun için kadınlarımızın, genç kızlarımızın kendilerini yetiştirmeleri gerekiyor. Tabi tüm bunların yanı sıra şu anda toplumda çalışma ve sosyal hayatta kadınlarımızda daha dominant bir yapı olduğunu da görüyoruz bunu da itiraf etmek lazım.

 Belediye başkanlığında siyasal kimlikten ziyade burada vatandaşa hizmet ön plana çıktığı için bölgeyi tanımak, kurumsal yapıyı bilmek gerekiyor, bölgedeki sorunlara doğru neşteri vurabilmek, köklü çözümler üretebilmek, vatandaşın nabzını tutabilmek için de belli bir tecrübe gerekiyor

 

Başkanım belediyelerde 18 yıl görev aldığınız için belediyecilik hakkında tecrübelisiniz. Belediye başkanları sizin gibi işin mutfağından gelmeli diye düşünüyorum, bu konuda siz neler söylemek istersiniz?

 

Belediye başkanı deyince siyasi bir kimlik ortaya çıkıyor, siyasi kimlik deyince Siyasal, Kamu Yönetimi, Hukuk gibi bölümler akla geliyor. Siyasi kimliğin yanı sıra yerel yönetim çok yönlü bir iş, ayrıntılı olarak ele aldığımızda teknik, toplumsal, finansal, sosyal v.s. birçok farklı boyutu içerdiği için mutlaka ki bir tecrübe gerektiriyor. Siyasal kimlikten ziyade burada vatandaşa hizmet ön plana çıktığı için bölgeyi tanımak, kurumsal yapıyı bilmek gerekiyor, bölgedeki sorunlara doğru neşteri vurabilmek, köklü çözümler üretebilmek, vatandaşın nabzını tutabilmek için de belli bir tecrübe gerekiyor. Mutlaka ki o şehirde yaşayan birisi olması gerekiyor, şehri tanıyan, şehrin insanını bilen, sosyal dokuyu, sorunları iyi bilen bir yapı olması gerekiyor. Dolayısı ile tecrübe ortaya çıkıyor. Belli bir süre de olsa belediye de çalışmak, belediyecilik nedir bilmek mutlaka şart diye düşünüyorum.

Genelde Türkiye geneline baktığımız zaman ki Sayın Cumhurbaşkanımızın da bir belediye geçmişi, belediye başkanlığı var ki İstanbul bu sayede çok ciddi atılımlar yaptı ve gördüğünüz gibi 12 yıllık süre içerisinde Türkiye’de de çok ciddi atılımlar yaptı. Belediye başkanlığını, belediyede görev alma sürecini hangi kademede olursa olsun gerçekten çok önemsiyorum. Çünkü farklı kurumlardan gelen arkadaşlarımızla da çalıştık ama diğer kamu kurumları gibi değil belediyeler.

 

Meram Belediyesi Konya’nın imajı bakımından en önemli belediye. Burada Meram Belediyesi’nin olarak Türkiye’de belediyecilik konusunda öne çıktığı hizmetler neler?

Konya’nın imajı bakımından en önemli belediye dediniz, seçimlerden sonra personelimizle birlikte bir çalışma yapmıştık, stratejik planlama ile ilgili. Biliyorsunuz böyle bir planlama yapılırken kurumun güçlü, zayıf yönleri, tehditler, fırsatlar, bunların hepsi değerlendiriliyor. Müdürlerimizle beraber bu çalışmayı yapan ekip çalışmayı tamamlayıp en son bana sundular.  Müdürlerimizin hepsi belediyemizin fırsatı – avantajı olarak: ‘belediye başkanımızın kadın olması’  diye yazmışlar. Pozitif ayrımcılık olacağı düşüncesi ile bunu bir fırsat olarak görmüşler. Gerçekten imaj olarak Meram zaten önceden marka değeri olan bir ilçemizdi ama şuanda kadın bir belediye başkanı olması hasebi ile hem Konya’da hem Türkiye’de hem de yurtdışında daha da sesi duyulur ve yankılanır oldu. Seçim sonrası herkes merak etti kadın belediye başkanları hangi şehirdeymiş, hangi ilçedeymiş diye bunu da ziyaretimize gelen gruplardan, yurtdışından dahi duyuyoruz. Logomuzu dahi biliyorlar ve bizim daha da tanınmamızda etken oldu gerçekten.

 

 

İşin eğitiminin yanı sıra mutfağından gelen birisi olarak Meram’ın ihtiyacını, problemlerini yakından biliyorsunuz. Adaylık sürecinizde ve başkanlık döneminizde sürekli Meram’ın en önemli ihtiyacının kentsel dönüşüm ve imar olduğunu söylediniz. İmar ve kentsel dönüşüm konusunda ne tür çalışmalar yaptınız? Dönüşümde karşılaştığınız zorluklar neler?

Şimdi bu en uzun konu kendi alanım da olunca saatlerce konuşulması, değerlendirilmesi gerekir diye düşünüyorum.

Bir şehirde yaşayanları mutlu etmek istiyorsanız öncelikle düzenli ve sağlıklı bir şehirleşmeyi sağlamanız lazım. Sağlıklı bir altyapı ve üst yapıyı sağlamanız lazım. Şuanda zaten şehirlerimizin genel sorunu bu. Özellikle 1950’li yıllardan sonra Türkiye’de hızlı bir şekilde büyükşehirlerimize göç hamlesi oldu. Bu göç dalgası ile birlikte İstanbul, Ankara, İzmir, Konya gibi şehirlerimiz hızlı bir maalesef kaçak yapılaşmaya maruz kaldı. Özellikle70’li- 80’li yıllarda daha da hızlı ilerledi bu süreç ve kaçak yapılaşma ile birlikte plansız yerleşimler oluştu ve seçim dönemlerinde çıkarılan imar afları ile bu daha da perçinlendi. Yani imar affı bizde bir kültür haline geldi maalesef. Meram’da bu kültürden payını alan ilçelerimizden.

Gelelim sonucuna: Meram’da ki bu plansız yerleşimlerde yollar dar, çıkmaz sokaklar var, vatandaş doğal gaz almak istiyor; planlı bir yerleşim olmadığı için doğal gaz alamıyor. Sosyal tesis istiyor, okul, sağlık ocağı istiyor, planlı bir yerleşim olmayınca bunlara cevap veremiyorsunuz. Veya daha geniş bir arter açmak istiyorsunuz, çünkü araç sayısı her geçen gün artıyor ve o yollar artık ihtiyaca cevap vermiyor. Binalara bakıyorsunuz; her ne kadar Konya deprem açısından 4. derece riskli bölgede olsa da afet açısından riskli binalar, dört katlı bina yapılmış yığma yapı… Herhangi bir sallantıda yıkılma olasılığı yüksek ki biz bu yıkımları deprem dışı da yaşadık Konya’da, kaç defa tecrübe ettik. Bunun için bu binaların acil olarak dönüştürülmesi gerekiyor ki ekonomik olarak ömrünü tamamlamış binalar bunlar ve bulundukları alanlar şehrin merkezinde kalmış kıymetli alanlar.

 

Meram’ın artık beş yıllık dönemlerle kurtarılacak bir hali kalmadı. Temel çözümler üretmek gerekiyor.

Meram zaten çevre bakımından gelişmeye kapalı bir bölge: Kuzeyinde Selçuklu ilçemiz, Doğusunda Karatay ilçemiz, Güneyinde tarım arazileri, Batımızda ise su koruma havzamızdan dolayı dört tarafımız kapalı bir kutu gibi. Genişleme imkânımız yok, kendi içinde dönüşümü sağlamamız gerekiyor, plansız yerleşim alanlarının imarını yenilememiz gerekiyor, bugünün ihtiyaçlarına göre yeniden şekillendirmemiz gerekiyor. Kısmen de belediye eli ile çözümü güç alanları kentsel dönüşümlerle canlı hale getirmemiz gerekiyor, şu anda da yaptığımız bu. Seçimden sonra planlama noktasında, planları elden geçirme noktasında hızlı, hummalı bir çalışmaya girdik. Ekibimizle birlikte gece gündüz demeden projeler- planlar derken çalıştık ve hamdolsun şu anda 50 milyon m2’lik bir alanın 5 bin’lik imar planları, kısmen bin’lik imar planları tamamlanmış oldu. Bu süreç kolay bir süreç değil, bu kadar büyük bir alanı planlamak herkesin üstlenebileceği bir şey değil, çok büyük bir risk aldık elimizi taşın altına koyduk ve ‘bunun böyle olması gerekiyor’ dedik. Herhangi bir belediye başkanı gibi bende sosyal tesisin birkaç yerinde düzenleme ve park yapıp dönemimi kurtarma yoluna gidebilirdim ama Meram’ın artık beş yıllık dönemlerle kurtarılacak bir hali kalmadı. Temel çözümler üretmek gerekiyor. Bir beş yıl sonra daha rahat bir Meram, sorunları çözülmüş bir Meram olursa vatandaşımız da, belediyeler de diğer kamu kurumları da daha rahat hizmetlerini görmüş olacak.  Bunun için her türlü riski göze alarak bu çalışmayı yaptık. Bu çalışmayı yapmak kolay değil şöyle ifade edeyim: çalışmayı yaptığımız alanda Meram’ın %50 ‘si yaşıyor şuanda. Yani Meram’ın yarısını yeniden yapılandırıyorsunuz. Bu kolay bir hadise değil kamuoyunun bakış açısı var, kabullenmesi var, hazmetmesi var.

İmkânsız diye bir şey yoktur, siz siyaseten bir işe soyunmuşsanız o iradeyi, kararlılığı gösterme cesaretine de sahip olacaksınız.

Hem planlama hem dönüşümü birlikte yürütüyoruz, şuanda Çaybaşı- Hacı Fettah Mahallesi dönüşüm ofisini üç hafta önce açtık, Aksine Mahallesi dönüşüm ofisini açtık.  Bu dönemde çalışmalarımızda farklı bir yöne gittik; önceden belediye içinde anlaşmalar yapıyorduk bu da hem belediyenin yoğunluğunu arttırıyordu hem de vatandaşın gelip gitmesini zorlaştırıyordu. Çünkü kentsel dönüşümde anlaşmalar bir defa da olmaz 5- 10 defa bilgi alışverişi olur ve vatandaş daha sonra ikna olur ve anlaşmaya gelir bizimle. Biz de bunu herkesin mahallesinde yapalım dedik. Bu dönem çok fazla geri dönüşümümüz var ve şuanda Şükran Mahallesi merkezinin ofisini hazırlıyoruz. Uluırmak Saka, Ziya Barlas,   Ali Hoca Mahallesi oraya bir ofis açıyoruz. Küçük Aymanas, Turgut Reis oraya bir dönüşüm ofisi açıyoruz. Toplamda yedi mahalleyi kapsayan dönüşümde beş tane dönüşüm sahamız var. Toplamda 1. 200. 000 m2’yi buluyor dönüşüm alanı ve 15 bin haneyi buluyor görüşeceğimiz hane sayısı, Türkiye’nin birçok ilçesinden daha kalabalık bir nüfus. Şunu da duyduk:‘ Nasıl yapacaksınız? ‘’Bu imkânsız bir iş.’’  İmkânsız diye bir şey yoktur, siz siyaseten bir işe soyunmuşsanız o iradeyi, kararlılığı gösterme cesaretine de sahip olacaksınız.

Biz Meram’ı sadece belli bir bölge olarak ele almadık… Meram’ın her yerinde bir değer artışı olacak şekilde, Meram’ın her noktası istifade edecek şekilde çalışıyoruz.

 

Devam eden ve bitirmiş olduğunuz pek çok projeniz var, daha yeni Meram’a 32 park kazandırdınız. Projeleriniz hakkında neler söylersiniz?

Biz Meram’ı sadece belli bir bölge olarak ele almadık… Meram’ın her yerinde bir değer artışı olacak şekilde, Meram’ın her noktası istifade edecek şekilde çalışıyoruz. Mesela bu 50 milyonluk alanda bizim 45 mahallemiz var. Bizim toplamda 115 tane mahallemiz var, özellikle yeni belediye kanunundan sonra eklenen 28 tane belediyemiz 22 köy 6 beldemiz var. Şu anda onların da yoğun bir hizmet talepleri var ve bu hizmeti de vermeye çalışıyoruz.

Mesela en son basında da yer aldı Kozağaç’ta Türkiye’nin Veri Merkezi kurulacak. Başbakanlık ve Ulaştırma Bakanlığımızın projesi, bir yıldır onlarla takip ettiğimiz bir proje. Bu tür alanlar için lokasyon önemli, Ankara’ya yakınlık önemli çünkü merkez Ankara da. Konya hem lokasyon olarak hem de fiber optik ağların belli bir noktaya gelmiş olması bakımından uygun bir bölgede. Diğer taraftan da doğal afet, deprem yönü ile daha güvenilir bir zeminde olması, kayalık bir zeminde olması, güneş alan bir bölge de olması; çünkü enerji için güneş gerekli, rüzgâr alması; bir taraftan enerji oluşturulurken o panellerin soğutulması gerekiyor v.s

Veri merkezi yerin 4-5 kat altında yerleştirilmesi gerekiyor dolayısı ile yer altında ki cihazların da soğutulması gerekiyor. Bunun için de yer altı sularımız mevcut. Yapılan tüm fizibilitelerde bu merkez için en uygun bölge Konya- Kozağaç çıkıyor Türkiye de.

Burada temel etken sadece Türkiye’nin veri merkezinin olması değil diğer ülkelerde olduğu gibi Uluslararası firmaların, özel sektörün; IBM gibi, Microsoft gibi, bu veri merkezinin çevresinde yapılanması, bir bilişim vadisi olması.

 

Hayalinizde Meram için ”bu projeyi hayata geçirmeliyiz ” dediğiniz bir proje var mı?

Projemiz çok aslında. Şükran Mahallemiz için daha sonra ki günlerde basınla da paylaşacağımız çok özel bir projemiz var. Ayrıca Meram Dere ıslahı ile ilgili özel bir projemiz var. Meram son durağa misafirlerimizi götürüyoruz ya ondan sonrasına? Ondan sonra da deremiz var, Altınapa Barajından başlayarak Meram tarihi köprüsüne kadar herhangi bir ıslah çalışması yapılmadı. Bizdeki parklar genelde düz, ova olduğumuz için, hâlbuki vadi şeklindeki düzenlemelere de ihtiyaç var. Bir akarsu veya bir şelale görüntüsü istiyoruz, su ayrı bir güzellik katıyor şehre, şehirciliğe. Burada bir ıslah çalışması yapılsın dedik DSİ Müdürlüğümüze. Sayın Bakanımızla görüştük, kendisi onayı verdi, projeler bitti yarın da inşallah müdürümüzle görüşüp diğer çalışmalara devam edeceğiz. Burada 17 km’lik bir aksta ıslah çalışması yapılacak Altınapa Barajından başlayarak derenin içine kadar. Barajdan sonra bu vadide 7 km’lik bir alanda bizim de yürüyüş, kır kafesi, mangal, balık tutma alanları, atla gezinti alanı, üzüm bağları, meyve bahçeleri, yapay şelaleler derken orada o vadinin güzelliği ile farklı bir rekreasyon alanı oluşturma projemiz var aynı zamanda.

Mesela Ateşbaz Veli, Sadrettin Konevi izim birer değerimiz. Biz istiyoruz ki Mevlana’ya gelen turist buraya da gelsin, burası da odak noktası olsun.. Turizmi çeşitlendirelim, buraya gelen turist konaklamadan gidiyor. Turisti nasıl konaklatırız, bu gibi alanları çoğaltarak. Ateşbaz Veli’nin özellikle uluslararası bir bilinirliği var, tüm dünyada ki gurmeler tarafından biliniyor ve ziyaret ediliyor. Türbe ile ilgili özel bir projemiz var. Değerlerimize sahip çıkmalıyız, Konya aynı zamanda inanç turizmi açısından da potansiyeli yüksek bir şehir bu desteklenerek potansiyeli daha da arttırıla bilir.

Bir de yeni belediyecilik yasası ile birlikte eklenen Kilistra bölgemiz var, şuan sit alanı fakat çalışmalar projeler tamamlandığında Konya turizmine ciddi katkısı olacak bir alanımız.

 

Meram’a bir Organize Sanayi Bölgesi kurmak gibi bir düşünceniz var. Bu ne zaman gerçekleşecek ve neden OSB kurulması gerekiyor?

OSB büyükşehir belediyemizin 1/100 000 ölçekli planlarına işlendi, planlar yapıldı 7 milyon m2’lik bir alanda sanayi kurulması için çalışmalarımız devam ediyor. MEVKA bir ihale yaptı bununla ilgili, Ticaret Odası, Sanayi Odası STK’larla haftada- iki haftada bir toplanarak istişare sürecini yürütüyoruz,  MÜSİAD yönetimi ile görüştük konu hakkında.

OSB’nin kurulacağı alan potansiyel bir alan; yeni çevreyolumuz Kaşınhanı’dan geçiyor, Kayseri’den Antalya’ya bağlanan YHT hattı da aynı kesişimden geçiyor, Liman’a inen bir hattımız var o da buradan geçiyor. Hepsi burada kesişmiş oluyor, yani bulunmaz bir kavşak, sanayi için bulunmaz bir nokta. Ve arazi de tarım arazisi değil çorak arazi bizim için çok uygun. Ve bu bölgede de ciddi bir nüfus potansiyeli var ve bölge insanı çalışmak için Selçuklu’ya gitmek durumunda kalıyor. Bu çalışan kesimi kendi bölgelerinde istihdam etmek hem şehir trafiği yoğunluğunu hafifletecek hem de çalışanlar için sosyal vakit geçirebileceği zaman dilimini arttırmış olacak.

Bir de biz bugün bu bölgeyi doğru düşünmediğimiz, planlamadığımız zaman önümüzde ki yıllarda orada da çarpık bir yapılaşma ile karşılaşacağız. Burası ayrıca şehrin girişi doğru planlayarak gitmek lazım ki on yıl sonra yeni bir problemle karşılaşmayalım.

Bakıyoruz bizim Antalya, Karaman girişlerimiz çok güzel değil, bir Ankara, İstanbul girişi gibi değil, güzelleştiremiyoruz. OSB’yi planlarken şöyle dedik: Önde showoom’larımız olsun, sağlı sollu yol boyu, arkada üretim tesisleri. Sadece burası için demiyorum Antalya yolu için de şimdi aynı şeyleri düşünüyoruz. Onu da kısmen planladık Kozağaç kavşağından Hasanköy’e kadar olan kısmı.

Ama bunları tabi ki projelendirmek yetmiyor hayata geçirilmesi zaman alıyor.

 

Vatandaşların daha iyi hizmet alması ve taleplerinin yerine gelmesi için belediye başkanı ile iletişim kurabilmeleri, başkana ulaşabilmeleri çok önemli. Meramlılar istediği zaman size ulaşabiliyor mu? Vatandaşla irtibatı nasıl sağlıyorsunuz?

Öncelikle şunu söyleyeyim ilk zamanlarda her haftanın bir gününü vatandaşla görüşmek için tahsis etmiştik, bu zamanla iki haftaya yükseldi, baktık toplantılar, şehir dışı derken takip de etmemiz gereken bir programımız var, yoğunlaştık. Ama makamda olduğum surece gelen olursa kesinlikle gün ayırt etmeden görüşüyoruz. Sahada da aynı şekilde yoğun bir ilgi var. Cuma Namazından sonra da camilerimizde özel bir uygulamamız vardı ekipten arkadaşlar ayrı ayrı camilerde namazlarını kılıp vatandaşın görüşlerini alıyorlardı biz de namaz sonrası kendilerine çorba ikram ediyor, hasbıhal ediyorduk. Bu uygulamamız da ilgi görmüştü ama şimdi seçim sürecinde bunu askıya aldık inşallah seçimlerden sonra tekrar devam edeceğiz.

 

Biraz da bkadınların iş hayatında var olma savaşına değinecek olursak iki çocuk annesi olarak ne gibi sıkıntılar yaşamaktasınız?

Çok sıkıntı yaşadığımı söyleyemem bu anlamda, çocuklarımız büyük olduğu için, sağ olsun eşim de bu konuda çok yardımcı. Zaten büyük oğlum şehir dışında okuyor, küçük oğlumuz da problemli bir çocuk değil bu noktada mutluyum, çok başarılı bir çocuk. Zaten siyaset ailecek bir noktada fedakârlık isteyen bir meslek.

Bir keresinde seçimlerden sonraydı, yoğun tempomun arasında randevu listeme bir göz atayım dedim; eşim gelmiş randevu listesine ismini yazdırmış… Bu gibi durumlarımız da oluyor.

 

Bu arada bir kadın belediye başkanı olarak kadınlara pozitif ayrımcılık tanıyorsunuz. Bacıyan-ı Meram Kadın Kooperatifini açtınız. Bu kooperatif hakkında bilgi verebilir misiniz?

Kooperatifle ilgili özellikle seçim döneminde kadınlar beni görünce hepsi ‘’biz kendimize bir iş alanı istiyoruz, alt gelir grubuyuz, eşimiz asgari ücretle çalışıyor çocuk okutuyoruz maaş yetmiyor, bu konuda bize nasıl bir yer açarsınız’’ gibi talepleri olmuştu, bende onlara söz vermiştim. ‘’Tamam, seçimden sonra bununla ilgili bir çalışma yapacağız, size bir alan açacağız’’ diye.

Seçimden sonra ilk çalışmalarımızdan biri oldu, bir kadın kooperatifi oluşturalım ve kendi ayakları üzerinde durana kadar arkasında olalım dedik. Çünkü sadece kooperatifi kurmak yetmiyor onu desteklemek de gerekiyor.

İsme gelince Anadolu’da baktığımız zaman Ahilik teşkilatında kadın örgütlenmeleri var Ahi Evran’ın eşinin ismi Fatma Bacı o da Bağciyan- ı Rum’u tarihte Anadolu’da ki ilk kadınlar birliğini kurmuş. Bizdeki de Bağciyan-i Meram olsun burada da bir Fatma bacı var dedim ve kooperatifimizi kurduk. 1000’in üzerinde başvuru aldık.. İlk etapta tüm kadınlarımızı almamız mümkün olmadığı için 200 kadınımızı çağırdık onların çalıştıkları alanlara göre tecrübelerine göre sınıflandırdık, şu anda üretime başladılar biz de onların ürünlerini satabilecekleri alanları sağlamak, referans olmak için çalışıyoruz, hatta yurtdışı görüşmelerimiz bile var. İnşallah çok güzel olacak diye düşünüyorum ve onlar güçlü bir şekilde yollarına devam edene kadar desteğimiz de sürecek.

 

Burası bize bir misyon olarak yüklendi, şu anda her hangi bir belediye başkanı değiliz ‘kadın belediye başkanı’ olarak bizden sonra ki kadınların da yolunu açmak için bizim başarılı olmamız lazım.

 

Göreve geldikten sonra yaptığınız çalışmalarla takdir edilen ve sevilen bir başkan oldunuz. Kadın olmanız daha fazla sorumluluk yükledi mi?

Öncelikle teşekkür ediyorum o sizin teveccühünüz. Tabi burası bize bir misyon olarak yüklendi, şu anda her hangi bir belediye başkanı değiliz ‘kadın belediye başkanı’ olarak bizden sonra ki kadınların da yolunu açmak için bizim başarılı olmamız lazım. Onun için sorumluluğumuz iki kat büyüdü, bir de şu var Başbakanın şehri, Türkiye’nin, dünyanın gözü Konya da onun için sorumluluğumuz üç kat büyüyor ve inanın bir beş dakika rahat oturduğumuz zaman sanki çok hızlı geçmiş gibi o sorumlulukla rahatsız oluyoruz. Bu sorumluluk güzel bir şey, aynı zamanda da şeref tabi ki. Herkese yüklenebilecek bir sorumluluk, güvenebilecek sorumluluk değil, bu anlamda da gerçekten onur duyuyorum, sorumluluğumun bilincindeyim bu böyle devam edecek inşallah.

 

Başkanım ‘Yeni bir yuva, yeni bir fidan’ projesi ile Meram’ı yeşillendirmeye devam ediyorsunuz. Kısaca proje hakkında bilgi alabilir miyiz?

Meram yeşil dokuya sahip bir ilçemiz. ‘Yeni bir yuva, yeni bir fidan’ projemiz ile bu yeşil dokuyu daha da güçlendirmek, yeni yapılan binalarla birlikte yeşil dokunun da sağlanması üzere 2015 yılı Ocak ayında meclis kararı alarak: Bundan sonra yeni yapılan binalarımızda ruhsat, projelendirme esnasında her bağımsız bölüm için bir fidan dikmesi şartını getirdik ve şuanda proje getiren herkes projede fidanını gösteriyor, kontrol ekiplerimiz kontrol ediyor. Aynı uygulama ticari yapılar için de geçerli. Bu sayede de Ocak ayıdan bu yana 1500 civarında fidan dikilmiş oldu.

Eğer yerleri yoksa da belediye olarak ücretini yatırmak kaydı ile biz kendileri adına fidan dikiyoruz.

 

Geleceğin belediye başkanı adayları gençlerimize neler söylemek istersiniz?

Gençlerimize şunu söylemek istiyorum: Çok çalışsınlar, kendilerini yetiştirsinler, öncelikle tarihimiz ile olan bağlarını iyi bilsinler. Siyasete başarılı olmak istiyorlarsa tarihlerini iyi bilmeleri gerekiyor, idealist olmaları gerekiyor. Şu anda gençlerimiz birçok şeyi görmedikleri için bizim dönemimize göre daha rahatlar; özgürlükler alanında, eğitim alanında, maddi sıkıntılar anlamında. Çok daha rahat bir nesil var şuan karşımızda ve farkında değiller bazı şeylerin. Onun için bol bol okumaları lazım kendilerini yetiştirmeleri lazım, cesaretli olmaları lazım ki şu anda öyle bir liderimiz var bu cesareti hepimize aşıladı. İradeli bir şekilde kültürel, tarihi bağlarını, örf âdetini kaybetmeden, ahlaki değerleri yüksek gençlere bu ülkenin ihtiyacı var. Gelecek onların omuzlarında. Tabi bu konuda bize de ciddi bir sorumluluk düşüyor yerel yöneticiler olarak.

Genelde şöyle bir algı var; referansınız olmadan bir yere gelemezsiniz. Hayır, bunun en canlı şahidi benim, bunu açık bir şekilde söylüyorum. Aday olduk verdik CV’mizi ve siz CV’nizi ortaya koyduktan sonra, geçmişinizi ortaya koyduktan sonra, düzgün bir geçmiş ve sağlam bir CV ile her noktada bir yere gelebilirsiniz. İlla belediye başkanlığı olması şart değil, bürokrasi olur, özel sektör olur mutlaka başarıyı yakalarsınız.

Add comment