Sami GEDİZ

Memleket Gazetesi Yazı İşleri Müdürü

Memleket Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Sami GEDİZ

Memleket Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Sami GEDİZ

Memleket Gazetesi Yazı İşleri Müdürü

Sami GEDİZ

Gazetecilikte çekirdekten yetişme, şehrine ve mesleğine aşık, naif bir kişilik, yalın ifade gücü olan bir kalem; Sami Gediz.  Kendisiyle mesleğine duyduğu saygı, insanlara olan sevgisi ve merhametiyle kaleme aldığı yazılarının yanı sıra yıkıma mahal vermeyen yapıcı, ince eleştirel bakış açısı ile memlekette medyayı, gazeteciliği tüm yönleriyle konuştuk.

 

Sami Bey sizi tanıyabilir miyiz?

Merhabalar. Konya doğumluyum. Lise hayatımda başladığım kameramanlık ve fotoğrafçılığın ardından TV’ye başlamam bu günlere gelmeme vesile oldu diyebilirim. İlk olarak lise yıllarımda kamera ve fotoğraf çekimlerine gidiyordum. Düğünler, organizasyonlar, toplantılar vs. saatlerce çekim yaptığımı hatırlarım. Düğünlerin yanı sıra 2008 yılında KTV Televizyonuna haber kameramanı olarak işe başladım. Hem TV haberciliği hem de düğünlerde kamera ve fotoğraf çekim işlerine devam ediyordum. Aynı zamanda da Açıköğretimden üniversite hayatıma devam ettim. Yaklaşık 3 yıl TV sektöründe çalıştıktan sonra işten ayrıldım. Bir süre dergide çalıştıktan sonra kendi dergimi çıkarmaya karar verdim. Konya Times isimli bir dergi yaptım. Aslında dergicilik içimde bir ukdeydi. Dergiyi çıkararak bir hayalimi daha gerçekleştirmiş oldum. 3 sayı çıkardım ve devamının gelmeyeceğini düşünerek durdurdum. Dergi ekip işiydi ve ben iyi bir ekip kuramadığımı kabullendim. Ardından gazete maceram Egemen gazetesi ile başladı. Lokman Koyuncuoğlu Bey ile görüşmemin ardından burada işe başladım. Kendisi ile bir gazete patronu- Muhabir ilişkisi dışında abi kardeş ilişkisiyle çalıştık. Egemen gazetesinin bir süre sonra ismini değiştirerek Yeni Haber yaptık. Yeni isimle birlikte ekip olarak güzel işlere imza attık. Yeni haber gazetesinde Haber Müdürü olarak görev yapıyordum. Ardından Memleket Gazetesinde bana yeni bir kapı açıldı diyebilirim ve Memleket Gazetesinde Yazı İşleri Müdürü olarak göreve başladım. Gazetede bana kapılarını açan Memleket İmtiyaz Sahibi Adem Alemdar ve Yayın Yönetmeni M. Ali Köseoğlu’na da ayrıca teşekkür ederim. Burada da güzel ve kaliteli bir ekiple hem şehir anlamında hem de sosyal anlamda önemli işlere imza atmaya devam ediyoruz.

 

Etkili bir kaleminiz var, yazılarınız gerçekten ses getiriyor ve gündem belirliyor. Yazılamayacak bir konu var mı?

Etkili bir kalemim olduğunu ben iddia edemem ama sizlerin bu şekilde düşünmesi, görmesi beni sevindiriyor. Biz şehir milliyetçisi bir gazetecilik prensibi ile çalışıyoruz. Kendimizi ve kendi menfaatlerimizi bir kenara bırakarak toplum adına yararlı olacak konuları gündeme getiriyoruz. Şehrin problemlerini, sıkıntılarını dile getiriyoruz. Yöneticilerden bazı konularda tepki alsak da vatandaşın genel sorununu dile getirerek halkın yanında olmak ayrı bir haz veriyor. Tabi vatandaşın haksız olduğu konularda da yöneticilerimizin arkasında durmayı bilen bir tarzımız vardır. Yöneticinin haksız yere eleştirilmesine yine ilk biz karşı çıkarız.

 

Konya da gazeteci olmak zor mu?

Konya’da gazeteci olmak benim için zor değil. Bu mesleğin bana kazandırdığı çok güzel ve özel bir çevrem var. Şehirle bütünleşen bir yapım var. Bu şehrin bürokratından siyasetçisine, iş adamından esnafına, özel sektör temsilcilerinden tutun da kamuda çalışan memurlara kadar sayamadığım birçok meslek grubu da dahil olmak üzere hepsiyle görüşürüm. Ziyaret ederim ve bir kahvelerini içerim.

Bu şehir hepimizin. Bu şehirle ilgili muhabbet etmeyi severim. Çok fazla futbol ve siyasete girmem ama siyaset de buluşmalarda olmazsa olmaz konuların başında geliyor. Muhakkak konuşuyoruz. Spor deyince iyi bir Konyaspor taraftarıyım diyemem, çünkü maçlarda bağırmam ve oturarak keyifle izlemeyi severim. Takımımızı maçlarda yalnız bırakmamak için tüm maçlara gitmeye çaba gösteririm. Tabi deplasmanlara gidemiyorum. Şehrimizin her değerini bizlerin sahiplenmesi boynumuzun borcudur. Bazen çok kalabalıklarda görünsem de, yalnız kaldığım ve tek başıma hayat muhasebesi yaptığım da doğrudur.

 

Yazılarınızı yazarken birileri küser darılır diye düşünüyor musunuz?

Yazıları yazarken tabi ki hassas noktalara dikkat ediyoruz. Kimsenin haksız yere hakkına girmek istemiyoruz. Kamuoyunu da yanlış bilgilendirmek istemiyoruz. Bu noktada ince bir çizginin üzerinde yürüyoruz. Bazen yazıp yazıp siliyoruz. Okuyucularımız sadece yazdıklarımızı okuyabiliyor, ah birde sildiklerimizi okuyabilseydi, o zaman her şey daha güzel olurdu. Fakat şehrin dengelerini gözetmek gerekiyor. Her şey yazılıp çizilemiyor. Dengeleri ve sistemi bozmamak için gayret sarf ediyoruz. Tabi vatandaşlarımızın sıkıntılarını da dile getirmeyi boynumuzun borcu olarak görüyoruz.

 

Yazılarınızdan sonra gelen tepkiler nasıl?

Yazılar veya haberlerle toplumun tümünü memnun etmen imkânsızdır. Yazdığımız yazılarda bir kesim huzursuz olurken bir kesimde mutlu oluyor. Ben kimseyi üzmek ya da kimseyi mutlu etmek için yazı yazmam. Kafamda muhasebesini yapıp mantıksal olarak doğru diye analiz ettiğim konuyu ele alırım. Bizim gazeteci olmamızın getirdiği yüklerde çok fazla. Mesela birini ziyaret ediyorum, onu sevmeyen başka bir arkadaşım bana tepki gösteriyor. Benim Konya’da kimseyle bir derdim veya problemim yok. Herkesle görüşmem kadar doğal bir şey de yok. O yüzden bana kimse darılmasın, gücenmesin. Bizim meslek gereği dostlarımızın bize hoşgörülü olması en büyük temennimiz.

 

Ulusal gazetecilikle Konya’da ki gazeteciliği karşılaştırabilir misiniz?

Ulusal gazetecilik dediğiniz zaman aklıma tek gelen İstanbul olur. Ulusal TV’ler, gazeteler veya radyolar aslında İstanbul’un yerel medyalarıdır. Buna Ankara’yı da dahil edebiliriz. Genellikle İstanbul ve Ankara yayınları yaparlar. Diğer Anadolu şehirleri ulusal kanallarda sadece olumsuz olaylarla gündeme gelebilir. Konya’da yapılan yapıcı bir aktivite, programın ulusal kanalda veya gazetede yer bulması imkânsız gibi bir şeydir. Biz yerel gazeteciler aslında şehrin dinamiklerini ayakta tutuyoruz. Şehrin önemli olaylarını, gelişmelerini Konya kamuoyu ile paylaşıyoruz. Şehrimizden de yerel gazetelere destek vermesini istiyoruz. Bu konu ile ilgili bir sözüm var,

 

‘‘Ben kimseyi üzmek ya da kimseyi mutlu etmek için yazı yazmam. Kafamda muhasebesini yapıp mantıksal olarak doğru diye analiz ettiğim konuyu ele alırım’’

 

yeri gelmişken aktarıyım; “Sen ulusal gazete okursun ama senin cenazene yerel gazete gelir ve yayınlar” gibi gibi…

 

Yazılarınızı yazarken olmazsa olmazınız neler?

Yazıları yazarken olmazsa olmazımız doğru bilgidir ve yapıcı eleştiridir. Yıkıcı olmak hayat felsefemizde yoktur. Yazıları bir menfaat uğruna yazmamak ve kendimizi kullandırmamakta olmazsa olmazımızdır. Günümüzde medyayı kullanarak bir yerlere gelmeye çalışan, sadece kendi çıkarları için gazeteleri ziyaret eden insanları da çok çabuk fark edebiliyoruz. O yüzden insanlardan en büyük beklentimiz samimiyettir. Bizler samimi olan insanları gözlerinden anlarız ve ona göre davranırız.

 

Gazeteci olarak sosyal medyaya bakış açınız nedir?

Sosyal medyayı artık olmazsa olmaz bir ihtiyaç olarak görüyoruz. Aslında sosyal medya gazeteciliğe bir noktada darbe vurdu. Artık twitter, facebook gibi mecralar tamamen insanların haber alanına dönüştü. Her vatandaş bir gazeteci gibi bilgi vermeye, haber paylaşmaya başladı. Aslında esas sorunda burada başladı: Birçok kirli ve asılsız bilgi bir anda sosyal medya aracılığı ile yayılabiliyor. Bu da kamuoyunun yanlış bilgilendirilmesine sebep oluyor. Okuyucularımızdan isteğimiz güvendiği ve doğru bilgi vereceğine inandığı kişileri takip etmeleri ve dikkate almalarıdır. Özellikle yazılarımız ve haberlerimiz sosyal medya aracılığı ile birçok kesime ulaşıyor. Bu da bizim için bir avantajdır.

 

Devletin gazetelere yeterince destek verdiğini düşünüyor musunuz?

Devletin gazetelere verdiği belli bir bütçe var. Belli süre yayınını devam ettirirsen kamu ilanlarını yayınlama şansını yakalıyorsun ve Basın İlan Kurumu aracılığı ile aylık ödeme alıyorsun. Aslında devletin gazetelere bu bütçeyi sağlaması gün geçtikçe gazete sayısını artırıyor. Bu gazeteler için bir dezavantaj olarak görülebilir. Konya’da şu an yayın yapan bildiğim kadarıyla 17 gazete var. Bu sayının artması reklam ve ilan alanını daraltıyor. Firmalar artık gazetelere reklam vermeye korkar oldu. Adam belli sayıda vermek istiyor ama diğer gazeteleri de karşısına almak istemiyor. O yüzden gazete reklam bütçesini iptal ederek gidip bilboardlara bu parayı yatırıyor. Bu ne yazık ki bizim meslekle ilgili üzülerek paylaştığım bir konu.

 

Gazetecilikte hangi konuları ele alıyorsunuz? Bir dalınız var mı?

Gazetecilikte bir dal üzerine yoğunlaşmadım. Sadece spor üzerine yoğunlaşan arkadaşlarımız var. Ben ekonomi, siyaset, yaşam haberleri, şehrin sorunları gibi birçok konuda haber ve yazı yazıyorum. Sadece girmediğim konu spor. Bu şekilde şehrin daha fazla noktasına hakim olduğumu düşünüyorum. Bilgi akışı da daha fazla gerçekleşiyor diyebilirim.

 

Hayata bakış açınız nedir?

Hayata bakış açım dürüstlüktür, merhamettir. Bir insan ne iş yapıyor olursa olsun, ne kadar malı mülkü, parası olursa olsun ilk olarak hayatına merhametli olmayı yerleştirecek. Merhamet bir insanın yüreğini ifade eder. Merhametin sağcısı solcusu yoktur, dini, dili veya ırkı yoktur. Dürüstlükte zaten beraberinde gelir. Bunları hayatında bir kırmızı çizgi olarak gören kişinin Allah yardımcısı olur. Hayatında başarı da kaçınılmaz olur. Ayrıca güleryüz de samimiyeti getirir. Bu zamana kadar girilemeyecek kapılardan girdiysem, ulaşılamayana ulaştıysam bunların hepsinin tek sebebinin gülen yüzüm olduğunu söyleyebilirim. Gülümsemek parayla satılan bir şey değildir. Hayatınızdan gülücüğü hiçbir zaman eksik etmeyin.

 

Eklemek istedikleriniz?

Bugüne kadar hayranlıkla takip ettiğim Metropol Dergisi ve onu bu seviyeye getiren Sevgili Ahmet Çakır ve eşi Seycan Hanım’a bu röportajdan dolayı teşekkür ediyorum. Başarı tesadüf değildir. Kaliteyle birlikte gelir. Hayata sevgi dolu bakışları, iş ahlakları ve prensipleri ile Metropol Dergileri olarak Ulusala açılan Ahmet Çakır Bey’e ve eşi Seycan Hanım ile birlikte tüm ekibe kolaylıklar dilerim. Tek isteğim dürüst insanlar her zaman kazansın.

 

Add comment