Mükerrer BAKIRCI

VIP Koruma

VIP Koruma Mükerrer BAKIRCI

VIP Koruma Mükerrer BAKIRCI

VIP KORUNMAYA
NE DERSİNİZ

Yabancı filmlerden gözümüze aşina olan o koyu renk takım elbiseli, siyah gözlüklü, biraz cool, biraz esrarengiz, hep kahraman, hep hatasız VIP korumalar. Gençlerin model aldığı o duruş ve tarz. Olağanüstü seziler, refleksler ve dahası. Türkiye’de VIP korumacılığı; alanının en iyi isimlerinden Mükerrer Bakırcı ile konuştuk.

 

Yaptığınız işin tam olarak ismi nedir?
Yaptığımız iş VIP koruma diye geçer. VIP’nin anlamı özeldir. Özel şahıs, iş adamı, milletvekili, bürokrat ve diğerlerinin yakın koruması. Mesela Milli Takım ve Konyaspor’un korumalığı bizzat dışarıdan gelecek tehlikelere karşı korumadır. Yaptığım iş budur. Dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı anlaştığım kişileri korumaktır.

Bunu firma bünyesinde mi yoksa bireysel olarak mı yapıyorsunuz?
Normalde bireysel yapıyorum fakat işleri firmalar aldığı zaman firmalar bana havale ediyor. Mesela firmamız der ki; falanca yerde konser var, falanca yerde şahıs var. Onu al, koru. Konya ‘dan havaalanından alırım, buradaki tüm işlerini hallederken bizzat kendim de eşlik ederim. Fransızca, Arapça ve İngilizce biliyorum. Dolayısıyla yabancılar için de hizmet veriyorum.

Yasal anlamda mesleğiniz nasıl tanımlanıyor?
Normalde 5188’e bağlı özel güvenlik görevlisiyim. Kimlik kartımda özel güvenlik görevlisi olarak geçer. Almanya adına kickboxta milli sporcuyum. Dördüncü dan sahibiyim. Yakın koruma eğitimini resmi olarak askerde aldım. Bu konuda bilgilerim var ama şuanda yaptığım iş bu spor dalıyla da ilgili.

Bu meslek için ne gibi özellikler gerekiyor?
Boy, kilo, fizik çok önemli. Olay kavrama kabiliyeti de öyle. Kişinin 300 metreden ne amaçla geldiğini tahmin etmek de yılların verdiği bir tecrübe. Hızlı karar verebilme, soğukkanlı olma, reflekslerin güçlü olması gibi çeşitli özellikler olmazsa olmaz.

Askerde aldığınız eğitim yeterli oldu mu?
Askerde aldığım eğitim profesyonel bir eğitimdi. Almanya’da sporcuyum, milliyim. Bir kişiyi nasıl koruyacağımı fiziksel olarak biliyordum ancak profesyonel anlamda bunu askerde öğrendim. Yakın korumayı, silah kullanmayı da.

Türkiye’de bu alan yeterince biliniyor mu?
Türkiye’de VIP korumaların sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Bu işi profesyonel yapan 5 kişiyiz. iki tanesi İstanbul’da, birer tane de İzmir’de, Adana’da , Ankara’da. Blackhause var mesela. Amerika’da bu işi yapan firma. Irak’ta, Afganistan’da araçları koruyan ağır silahlı korumalar. Normalde biz onların statüsündeyiz . Onların yaptığı işin aynısını yapıyoruz. Ama bizimki eşlik etmektir. Silahlı koruma gerektirecek işlerde de varız.

Yasal olarak ayrıcalıklarınız var mı?
Evet. Silah taşıma yetkimiz var. Emniyet bildirimlerimiz olur. Emniyet bildirimlerimizde koruyacağımız şahsın ismini verip bu şahsı koruyoruz dersek; o şahsa yapılan herhangi bir tehdit veya unsurda onu bertaraf ettiğimiz zaman cezai ehliyetimiz olmaz. Karşı tarafın bir müdahale sonucu hayatını kaybetmesi durumunda da eğer bu bir terör eylemiyse suçlu sayılmayız, ama başka bir eylemse soruşturma açılır.

Bir kişiyi nasıl koruyorsunuz? Bu süreçte ne hissediyorsunuz?
Birisini koruyacağın zaman önce o adam hakkında bilgi sahibi olursun. Koruma konusunda anlaştıktan sonra kişiye bazı şartlar söyleriz. Şu olacak, bu olacak, arabamız şu, şu saatte gelir alırız gibi . Genelde biz ona uyum sağlarız. Riskli gördüğümüz yerde müdahale ederiz. Herhangi bir hasmı, düşmanı varsa ona göre muamele yaparız, tetikte dururuz. Genelde bizimki eşlik etmek. Görüntü amaçlı, caydırıcılık amaçlı.

Koruduğunuz kişinin tüm sırlarına da hakim olmanız gerekiyor değil mi? Size tam teslimiyet söz konusu . Belki de en yakınının bile bilmediği şeyleri sizin bilmeniz gerekiyor. Burada da ciddi bir gizlilik esası var.
Zaten bizim ilk şartımız sırdır. Bugüne kadar bir sürü bürokrat, iş adamı, milletvekili korudum, danışmanını bile götürmediği yere beni götürdü. Konuşulan şeyler araçta konuşulur. Burada sır tutmak önemli, gizlilik esas. 25 yıllık bir tecrübe söz konusu. O tecrübeye dayanarak kişinin ne yapacağını, hatta nelere kızacağını, neler söyleyeceğini, nerede nasıl davranacağını biliyoruz. Burada bir defa konuştuğun zaman iş bulma imkanın sıfırdır. Biz bu işten ekmek yiyoruz.
Türkiye’de bu işe nasıl bakılıyor? Mesela kadın cinayetleri çok fazla konuşuluyor. Bazı durumlarda Devlet kadınlara koruma atıyor. Aslında burada sizin devreye girmeniz etkili olmaz mı?
Çok etkili olur. Resmi güvenliğe, resmi emniyete girer. Biz resmi güvenlikle çok farklıyız. Bizim silah kullanma yetkimiz onlarla ayrıdır. Genelde gelir düzeyi yüksek olanlar kendi işini kendi yapar. Genelde bu yaklaşma, uzaklaşma mevzularına fakir ve normal vatandaşlar maruz kaldığı için ücretimizi karşılama gibi bir sıkıntı var. Devlette bu konuda şu anda herhangi bir yasa ve kanun yok.

Devlet desteklediği takdirde böyle bir uygulama yapılabilir mi?
Evet, olabilir. Dört dörtlük de iş yaparız. Kadın cinayetlerini engelleriz. Caydırıcı olur. Genelde kadınlar savunmasız kaldıkları için böyle durumlara maruz kalır. Ancak namus meselesi farklı bir durumdur . Bu konularda kişi silahla ya ölmeye ya öldürmeye gelir. Ona engel olmak oldukça güçtür. Kişi ölmeyi kafaya koyduysa kimse engel olamaz.

Bu durumda alınabilecek hiçbir önlem yok mu?
Kesinlikle, canlı bomba olayı gibi. Mesela canlı bombayı hiç bir şekilde engelleyemezsin . Namus cinayeti de öyle. Adam bunu kafaya bir ay boyunda empoze eder. Ölmeye, öldürmeye gelir. Namus cinayetlerinde genelde ölmeye gelirler. Ölürken de öldürürler. Ona hiç bir şekilde engel olamazsın zaten .Terör örgütleri de aynı. Mesela bir kişiyi öldüreceklerse bu gerçekleşir.

Spor kafilelerinin korunmasından bahsettiniz. Bir ekibiniz var değil mi?
500 kişilik bir ekibim var. Diğer kurumlarda çalışan standart ekibimiz var. Ayrıca bir de 12 kişiden oluşan özel VIP ekibim var. Pek çok konserin özel koruma organizasyonunu biz yaptık. Asıl alanlarımızdan biri de toplumsal organizasyonlar yapmak. Konserler, açılışlar, kongreler. Toplumsal olaylarda kime nasıl müdahale edileceğini iyi biliyoruz.

Özel güvenlik ekiplerinin toplumsal organizasyonlardaki tavırları çok tartışılır. Özellikle sert tavırlar, müdahaleler etkinlik sonrası bile konuşulur. Buradaki tavırlar nasıl bir yeti gerektiriyor?
Genelde konserlere, maçlara alkollü gelen çok olur. Eğlenmek amaçlı gelirler. Eğlenmeye gelirken de alkol alan, hap atan olabilir. Bunlara bire bir müdahale gerekir. Böyle şahısları alana almayız. Zaman zaman elbette sert müdahale olabilir. Toplumun genel güvenliği için. Sahne dahil girişten başlayıp organizasyon bitinceye kadar kontrolü elimizde tutmamız gerekir. Eğer bir yerde bir kere taviz verirseniz kesinlikle arkası gelir. Toplumsal olayda öyledir.

Görev maskenizi taktığınız zaman bambaşka bir kişilik ortaya çıkarıyorsunuz. Normal hayatta nasıl birisiniz?
Mütevazi, efendi olduğumu, sevildiğimi söylerler. Kavgayı çok iyi biliyorum ama her yerde dalayım yok bende. Hiçbir şekilde dışarıda kavga yapmam. Görev dışında ufak tefek tartışmam olmuştur ama hemen hemen hiç kavgam olmadı.

Hayatınız işinizden dolayı yoğun adrenalinle dolu. Normal bir insan psikolojisinden farklı bir psikolojiniz var mı?
Psikolojim normal. O konuda sanırım çok iyiyim ben. Polisler adli olay olduğu zaman müdahale ederler ama biz adli olay olmadan müdahale etmek zorundayız. Sakin ama tetikteyiz. Her an. Bu da sağlam bir psikoloji gerektirir.

Toplumsal olaylarda insanların size tavırları nasıl?
Genelde bizden çekinirler. Toplumsal olaylarda bizim bir duruşumuz var. Mesela görev esnasında benim yüzüm hiç gülmez. Eğer yüzümün güldüğünü görürlerse ondan cesaret alırlar. Emniyet güçleriyle aramız çok iyi. Onlarla koordineli çalışırız. Birbirimizi tamamlıyoruz.

OHAL uygulaması normal yaşayan insanları etkilemiyor değil mi?
OHAL uygulaması genellikle organizasyonlardaki güvenlikleri, polisleri, adli ve yukarıdaki kolluk kuvvetlerini ilgilendiriyor. Genelde jandarma, polis ve güvenliğe çok etki ediyor. Çünkü eskiden bir defa arama yapardık, şimdi iki defa yapıyoruz. O yüzden çok sıkı. 30 gün gözaltı süresi var. OHAL’de müthiş bir sıkı denetim var. Suç işleyene kötü tabi, normal vatandaş için sorun yok. OHAL’de olduğumuz için herkese provokatör, terörist ve darbeye kalkışan adamlar gözüyle bakılabiliyor. Caydırıcı da oluyor.

Görev sırasında karşınızdaki herkese kuşkuyla mı bakıyorsunuz?
Kesinlikle. Birisi bize bir cümle kullandığı zaman biz üç cümle kullanmak zorundayız. İyi niyetle kullanmış anlamında hiçbir şey yapmıyoruz. Zaten işi olan adam dürüstçe içeri giriyor, konuşmadan işini hallediyor, maçını, konserini seyrediyor ve gidiyor. Biz sadece vatandaşın güvenliğin için oradayız. Stat’ta 42 bin kişi var. Oraya bir bomba girse 42 kişi risk altına girer. Ya da herhangi bir olayda 42 bin kişinin güvenliği söz konusu.

Güvenlik sektörün daha geniş tutulması yani polislikle sınırlı kalmayıp bir sektör olarak yaygın hale gelmesini tavsiye eder misiniz?
Bu sektörde çok insan olduğu zaman çok hileleri olur. Mesela bir şahsın korumalığını yapıyorsan o şahıstan önce senin ölmen gerekir. Koruma budur. Çünkü ona göre ücret alıyorsun, şahıs her şeyini sana teslim etmiştir. Sen şahsa bir güven sağlayamazsan bu sektörde ekmek yiyemezsin. Dürüstçe söyleyeyim ben bir şahsın yakın korumalığını yapıyorsam kurşunun önüne ben atlarım. Kurşunu sıktırmam ama eğer sıkıldıysa o kurşunun önüne ben atlarım. Çünkü o adam bana güvenmiştir ve vebali de vardır. Ona bir yumruk atıldıysa benim on yumruk yemem lazım. Koruduğum şahsın bir metre arkasındayım. Her an müdahale ederim. Arabadan inmeden önce etrafına bakarım, herhangi bir trafik kazası var mı? Her şey olabilir. İlla kavgayla, silahla suikast olacak diye bir şey yok. Bu bisikletle de olur, bisikletin önüne mızrak gibi bir şey takar kaza süsü verir, yukarıdan bir şey atarlar.

Bir film izlerken güvenlik alanındaki bütün açıkları yakalıyorsunuz değil mi?
Onlar adı üstünde film, hepsi göstermelik. Dürüstçe söylüyorum; Yeter ki ben seni öldürmeyi kafaya koyayım; bir mermi iki lira. Yani demek istediğim her şekilde olur. Ölmek için gelenler bu işi yaparlar, Bu işi emir alarak yapanların caydırıcısıyız, “Adamın koruması var, ben onu öldürürüm ,o da beni öldürür” hesabını yapanlara caydırıcıyız.

Korumalığını yaptığınız kişinin yaşadığı ölüm korkusunu siz de yaşıyor musunuz?
İlk müdahale o kişiye geleceği için korkunun %100’ünü o yaşar, %50’sini biz yaşarız. Gerçek korumalar da zaten koruduğu kişinin uğruna ölebilecek kişilerdir.

Beşiktaş Galatasaray maçında da koruma organizasyonu size aitti. Oldukça olaylı bir maç oldu. O maçta yaşananlardan söz eder misiniz?
Beşiktaş-Galatasaray süper kupa maçında çok büyük olaylar oldu. O maçı 15 Temmuz darbe girişiminin devamı olarak nitelendirdiler . Burada provokasyon yapıp , ikinci bir dalga, ikinci bir operasyonla ortalığın karıştırılmasının planlandığı iddia edildi. Çok büyük olaylar oldu. Meşaleler, bıçaklarla çok büyük taraftar olayları yaşandı. Olaylar Emniyet müdürlerinin yaralanmasına kadar gitti. Buradaki amaç; orada rovokatörlük yapıp dalga dalda dalgalandırarak çok büyük toplumsal olay yapmaktı. Ama çok şükür Emniyetin yerinde müdahalesiyle bu önlendi. Bazı soru işaretleri ise akılda kaldı. Çok sıkı arama olduğu halde, insanlar üçüncü aramaya girdiği halde o meşaleler içeriye nasıl geldi? O bıçaklar, maytaplar içeriye nasıl sokuldu? Kesinlikle içeride bir elin olduğu ve bunların da FETÖ terör örgütüne bağlı olduğu öne sürüldü. O maçta 17 kişi gözaltına alındı. Emniyetin çok üstün bir çalışması oldu. O meşaleler, yabancı maddelerle giren adamlar kameralarla anında tespit edildi, nokta atışıyla alındı. Eğer o gün orada müdahale edilmeseydi çok daha kötü olaylar olacaktı. Maçtan bir gün önce FETÖ terör örgütüne bağlı iki tane albayın Konya’da yakalandığı ve onların bu işleri organize ettiği söyleniyor. Yani duyumlarımıza göre bıçakların, meşalelerin taraftarların davullarının içerisinde sarılı olarak girdiği söyleniyor. Çok zayıf noktamız var. Konya Emniyeti o gün yine çok önemli bir sınavı başarıyla verdi.

Add comment