Hasan YAMAN

Rengarenk Genç Mobilya Pazarlama Müdürü

Rengarenk Genç Mobilya Pazarlama Müdürü Hasan YAMAN

Rengarenk Genç Mobilya Pazarlama Müdürü Hasan YAMAN

Rengarenk
özel çocukları da mutlu edecek

Çocuk ve genç odaları artık Rengarenk Mobilyalarla renkleniyor. Büyük bir yatırımla Konya’da mobilya sektörüne önemli katkı sağlayan Gökmen Group iştiraklerinden biri olan Rengarenk Genç Mobilya Pazarlama Müdürü Hasan Yaman’la konuştuk.

 

Neden Rengarenk?
Rengarenk günlük yaşantımızda çok sık kullandığımız bir kelime. Yaptığımız ürünler marka ile bütünleşti. Her kişiye hitap edecek farklı renklerde, farklı konseptlerde ürünlerimiz var. Hem zevke hem göze hitap edebilecek şekilde. Bu yüzden ismini Rengarenk olarak belirledik.

Üretim sürecinden bahsedebilir misiniz?
Yeni fabrikamızda üretime başlayalı yaklaşık 2 ay oldu. Gökmen şirketler grubunun bir üyesi olan Rengarenk’in geçmişi 5 yıl. 5 yıldır üretim yapıyoruz. Tabii daha öncesinde eski fabrikamızda üretim yapıyorduk, yeni fabrikamızda daha kapasiteli daha büyük hacimlerde üretim yapıyoruz. Şu anda bu kapasitemizle hem yurtiçine hem yurtdışına çok rahat hizmet verebiliyoruz. Yurtdışına da satış yapıyoruz. Yaklaşık yüzde 80 kapasite ile çalışıyoruz.

Bu kapasiteyi yakalamayı nasıl başardınız?
Sonuçta endüstriyel bir ürün üretiyoruz. Endüstriyel üretimde hiçbir fabrika %100 kapasiteye çıkamaz. Burada bütün dünya markalarını sayabiliriz. Yalnız şöyle bir şey var; kişi motivasyonu bizde çok önemli. Bir taraftan makine işi yapıyorsunuz ama insandan uzaklaşamıyorsunuz. İnsan gücü var, insan emeği var. Bu yüzden çalışanlarımızın motivasyonu çok önemli. Ödüllendirme sistemimiz var. Her departmanın, her üretim bandının ödüllendirme sistemimiz mevcut. Örneğin bir departmanda hatasız ürün çıktığı zaman onları ödüllendiriyoruz. Bu şekilde motivasyonu sağlıyoruz. Ekip arkadaşlarımın tümü işini severek yapıyor.

Rengarenk mobilya markalaşma yolunda nasıl bir yol izliyor?
İlk etapta, düşüncemizde ve politikamızda tüketicinin mutluluğu var. Bizden ve bayiden önce tüketicinin mutlu olması gerekiyor. Tüketici mutlu olacak, sonra bayi ve en son biz. Sıralama bu şekilde. Markalaşmak sadece televizyon reklam çalışması yapmak değildir veya gazetede, dergide bulunmak. Yaptığınız ürünün devamlılığında, SSH ile ilgili problemlerde, müşteri memnuniyeti anketleriyle bunu devamlı sağlıyoruz. İlerleyen dönemler için projelerimiz var. Örneğin bir kadın doğum yaptı ve beşik aldı, biz bunu kayıtlarımıza alıp o çocuk genç olduğu o zaman genç odasını sunacağız. O gün aldıkları ürüne ve seçtikleri renge göre böyle bir ürün sunacağız. Tabii bu uzun zamanlı çalışma olacak. Şu an alt yapısını hazırlıyoruz. Bir taraftan da genç ve üniversiteliler portföyümüzde. Bu insanlar nihayetinde evlenecek, çocuk sahibi olacak. İstedikleri ürünleri onlara sunacağız.

Her şekilde birilerinin kafasına girmek istiyorsunuz. Türkiye çapında ağınız var. Türk toplumu mobilya tercih ederken neye dikkat ediyor?
İlk etapta tasarım. Kişiye göre beğeniler farklılık gösteriyor. Bizde şu anda 28 farklı ürün çeşidi var. Geniş koleksiyonumuzla tüm zevklere hitap etmeye çalışıyoruz. Bununla birlikte ürünün ergonomikliği de önemli, küçük odalar için bile kompakt tasarımlarımız mevcut. Her ilin her bölgenin öncelikleri, tercihleri farklı.

Türk toplumunda renkli mobilya tercihi var mı? Yoksa ağırlıklı olarak klasik desenler mi tercih ediliyor?
Artık her yılın bir moda rengi var. Bununla birlikte değişmeyen renk ve çizgiler var. Mesela beyaz hiç değişmez. Ama bu yıl turkuaz ile farklı alternatiflerde sarılar var. Önümüzdeki yıl farklı bir şey olur, biz de ona göre çalışmalarımızı yaparız.

Mobilya tercihlerinde bayanlar söz sahibi, sizin de herhalde hedef kitleniz bayanlar.
Evet ilk etapta hedef kitlemiz bayanlar. Ev dekorasyonunda tartışmasız onlar karar verici.
Özellikle Marmara Bölgesinde, İstanbul’da bir anne çok rahat alışveriş yapabiliyor. Sormadan veya akşam eşimle geleyim, yarın eşimle geleyim olayı yok. Kadın tercihini yapıyor, hatta alıyor, o ürün artık o evde.

Konya’da bu çapta yatırım yapmak cesaret ister diyebilir miyiz? Böyle bir yatırıma nasıl karar verildi?
Sektörde çok marka var. Ama özellikle bizim grubumuzda marka sayısı daha az. Biz sektörde boşluk olduğunu düşündük. Biraz da farklı yapalım dedik. Çünkü Türkiye’de bu işi çeken markalar hala var ve klasikleşti. Biz bu sektörde daha farklı tasarımlarla ve daha farklı renklerle pazarda olmak istedik. Mevcut rekabet, yeni firmaları devamlı iyileştiren bir durum. Bu devamlılık daha iyisini ve daha güncelini yaptırmak zorunda bırakıyor, kısaca rekabet kaliteyi artırıyor. Tabii ki Konya’da mobilya üretiminin azlığından dolayı bu işi yapmak zor. Stajyer öğrencilerimiz var, mobilya üretimi bölümünde okuyan gençlerimiz var. İlk başta birkaç kişi ile başladık şimdi 10’u geçtik. Hatta okullarına da söylüyoruz; öğrencileri buraya gönderin, maaşlı, sigortalı çalışsınlar. Hem işi öğrensinler hem eğitilsinler. Okulda zaten bir eğitim alıyorlar. Burada da pratiğini yapsınlar. Onun dışında da usta başı olan arkadaşlarımız var. Bu şekilde insan kaynağını sağlamış oluyoruz.

Bizde bir ithal sevdası var. Gerçekten de bütün ürünlerin malzemelerinin dışarıdan gelmesi söz konusu mu? İç piyasa bunların hepsini karşılayacak aşamada değil mi?
Türkiye mobilya piyasası dünyada ismini yapan bir sektör. Türkiye’de cari açık vermeyen bir sektör mobilya. İhracatı ithalattan daha fazla olan bir sektör. Türk mobilyası kaliteli fakat biraz daha tasarıma, Ar-Ge bölümüne yatırım yapılması gerekiyor. Kalite açısından bizim kullandığımız hammadde de Türk firmaları da var dışarıdan aldığımız markalar da . Bunun nedeni de şu; dışarıdan aldığımız özelikle Avrupa’dan aldığımız bazı parçaların garanti süresi ve kullanım ömrü daha fazla. Sonuçta kaliteli bir hizmet vermeye çalışıyoruz. Tedarikçilerimizi de buna göre seçiyoruz.

Rengarenk mobilyayı evine alan kişi beraberinde ne alır?
Farklı bir tasarım alıyor. Son kullanıcılardan kaliteniz, çizginiz farklı tarzında tepkiler alıyoruz. Tüketici ilk etapta tabiî ki kaliteyi satın alıyor ama sonrasında farklı bir tasarım alıyor. İlerleyen zamanda Selçuk Üniversitesi Endüstriyel tasarım bölümüyle de ortak projelerimiz olacak. Bu sadece tasarım anlamında değil renk seçiminden, çocuğun ruh sağlığını ve başarısını da etkileyecek tüm süreçte bize destek olacaklar. Sonucunda ödüllü yarışmalar yapacağız.

Üniversite Sanayi İşbirliği dedikleri şeyi siz çok farklı bir alanda kullanmayı tercih ediyorsunuz.
Evet, biraz daha geniş alana yaymak istiyoruz. Tasarım denildiği zaman sadece çizgisi, rengi değil orada anlatılmak istenen konu, bir olay var. O da kişiyi etkiliyor, bilinçaltına yerleşiyor. Renk uyumu, çalışma masasının ortamı, çocuklarımızın, gençlerimizin başarısını etkileyen faktörler. Endüstriyel ürün standartlarında (ki biz bu standartları düzenli olarak istatistik kurumlarında yaptırdığımız araştırmalarda Türkiye’deki çocuk yaşam alanlarının metrekaresi ne kadar? Ne kadarında cam var? Ne kadarı aydınlık?) bütün bu bilgileri alarak tasarım yapıyoruz. Bir taraftan da iş körlüğü oluşmasın diye sadece kendi tasarımlarımızın dışında dışarıdan da tasarım alıyoruz. Bu yüzden atölye çalışması yapıyoruz.

Sizin gibi marka olmuş bir firmanın ürününün fotoğrafını çektirip marangoza aynısını yaptıranlar da var.
Bununla ilgili tepkileri ilk zamanlarda aldık, ustayla mağazaya gelen oldu, fotoğraf getiren oldu. Müşteri gibi giriyor içeri, kontrol ediyor, ölçüyor tamam. Bizim fiyatımızın çok altında bir maliyetle ürün yaptırıyor. Fakat bu fiyatı vermek için ürünün malzemesinden çalmak gerekiyor. Başka türlü o kalitede bir ürüne ulaşılamaz. İlk başta biz tepki gösteriyorduk sonra düşündük dedik ki biz taklit ediliyoruz. Bu güzel bir şey. Orijinalini biz yapıyoruz sonuçta. Zaten bunun önüne geçemezsiniz. Önüne geçmek için de bir çabamız yok. Bizi yeni tasarımlar yapmak için bizi daha fazla kamçılıyor.

Türkiye çapında 37 yerde iş yapıyorsunuz, hedefiniz neler?
Tüketicinin olduğu her yere ulaşmamız gerekiyor. Sosyal medya reklamları sonuçlarını gösteriyor. Tüketici diyor ki şu ilde yok musunuz? Bunun fiyatı ne kadar? E biz orada yokuz ama olmamız gerekiyor. Tabi büyük şehirlerde hedeflenen bayi sayımız daha fazla.

Rengarenk genç odası konsepti ile ilerliyor. Bunu ileriki aşamalarda değiştirmeyi düşünüyor musunuz? Başka sektöre girmeyi düşünüyor musunuz?
Dişiniz ağrıdığı zaman farklı doktora gidiyorsunuz, mideniz ağrıdığı zaman farklı doktora. Bu iş de artık uzmanlaşıyor. Çocuk mobilyası yapan, bu işe emek harcayan, sadece buna konsantre olan daha başarılı oluyor.

Şu an sadece çocuk ve genç
Hedef kitlemiz 0-30 yaş arası. Geçtiğimiz günlerde bir bayimizden bilgi geldi, 85 yaşında bir amca eşini kaybetmiş, hatıra kalmasın artık görmeyeyim diye bütün eşyalarını satmış. Kendisi bizden genç odası satın almış. Aslında bu yüzden yaş sınırlaması yapmak çok doğru olmaz, tasarımlarımız bekar yaşayan herkese hitap ediyor.

Fiyat karşılaştırması yaptığınızda rakiplerinizle farkınız nedir?
Rakiplerimizden pahalı değiliz, çok ucuz bir marka da değiliz. Biz orta ve üst segmente hitap ediyoruz.
Mağazaya bir tüketici girdiği zaman çocuklar ilk etapta alacakları ürünün yanına gidiyor. Bütçe uygunsa eğer o hemen alınıyor. Hepimizin yaptığı gibi hiçbir şekilde çocukta tasarruf yapılmıyor.

Son olarak söylemek istediğiniz var mı?
Bugün genç ve çocuk odası denildiği zaman akla ilk gelen bir kaç marka var. Sunduğumuz kalite ve hizmet ile bu sıralamada ilk sıralarda yer almak istiyoruz. 2017 yılı sonu gibi akıllı sistemler yapacağız. Örneğin oda 8-9 metrekare, küçük bir alan. Hedefimiz bu küçük odaya çalışma masası, dolap, karyola ve şifonyer gibi ünitelerin tamamını sığdırmak. Çalışmalarımız devamlı olarak daha iyisini nasıl yaparız düşüncesiyle ilerliyor.

Add comment