Abdullah Yaman

Konya İdmanyurdu Bayan Futbol Takımı Antrenörü

Konya İdmanyurdu Bayan Futbol Takımı Antrenörü Abdullah YAMAN

Konya İdmanyurdu Bayan Futbol Takımı Antrenörü Abdullah YAMAN

Ve kızlar sahada…

Soyunma Odasında kafa kafaya verip ders çalışan iki kız kardeş. Birazdan -3 derece sıcaklıkta futbol antrenmanına çıkacaklar. Başka bir bayan futbolcu hararetle odaya girip arkadaşlarına birkaç gün önce kaybettikleri maçtan sonra evde nasıl ağladığını anlatıyor. Kramponumu gören oldu mu?  Diye seslenen bir başka kız. Bir diğer yanda kuruyan formaları düzenleyen, ortalığı toplayanlar. Burası Konya İdmanyurdu Bayan Futbol Takımı’nın soyunma odası. Capcanlı, büyük bir emeğin, mücadelenin ev sahipliğini yapıyor. Dertleri spor, okul, futbol olan kızlar sporla birlikte yaşama da hazırlanıyor. Röportajımız da bu takımın mimarlarından ve antrenörü Abdullah Yaman’la.. Aşağıda..

 

Konya İdmanyurdu Bayan Futbol Takımı’nın kuruluşu ne zaman?
1 Ağustos 2008 beden eğitimi öğretmenlerinden oluşan bir ekip tarafından kuruldu. O günden beri de başkanlığını yapıyorum. Kurucu arkadaşlarımızdan bazıları ayrılsa da eski futbolculardan Ramazan Karakurt, Osman Çamurlu, İbrahim Özalp (Kendisi şu an Konya Selçukspor’un alt yapısında çalışıyor.) Oktay Baysaloğlu, Av. Ramazan Ünen, Hasan Durucan’la devam ediyoruz.

Takım kurma fikri olur ama bir bayan futbol takımı kurma fikri nasıl gelişti?
Şimdi hala böyle bir takım kurulur mu diye fikir alsanız düşünülür. Üstelik biz bunu 2008’de kurmuşuz ki 8-9 senelik bir geçmişi var. 2008 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nın liselerde de bayan futbol müsabakalarını başlatması sonucunda o dönem görev aldığım Meram Ticaret Meslek Lisesi’nde bayan futbol takımı çalışması gerçekleşti. Bu takımlarla da okullar arası müsabakalar ortaya çıktı.2007-2008 eğitim-öğretim yılında Meram Ticaret Meslek Lisesi’nde öğretmenken bayan futbol takımını kurdum ve o yıl Konya şampiyonu olduk. 7 takım katılmıştı müsabakalara.

Bu takımın temelleri ta o zaman mı atıldı?
Evet, ilk orada başladım. Kulüp yoktu. O yıllarda başladığımızda şu ortaya çıktı. 15 civarında öğrenciyle şampiyon olduğumuzda çocuklarda şöyle bir düşünce ortaya çıkmıştı; “Hocam bu takımı bırakmayalım. Siz başımızda durun devam edelim. Okul bünyesinde kurulan takım daha sonrasında kulüpleşti. Benim de o dönem başka bir okula tayinim çıkmıştı. O okuldan ayrılmama rağmen takımı çalıştırmaya devam ettim. 2.senede yine müsabakalara katıldık, yine 2.kez şampiyon olduk. Kafamda uzun süredir bir futbol takımı kurma düşüncesi de vardı. Bayan değil ama. Konya’da örnek bir kulüp olsun. Çocuklar eğitimini alsın, uygulama takımı olsun diye. Sadece futbol oynatmak değil, davranışsal olarak da örnek olsunlar. Aynı zamanda bunları eğitelim, aynı zamanda antrenmanı yaptırarak bunları belli bir yere getirelim. Kulüp kurmak marifet değil, bunun içeriğini doldurmak gerekiyor. Maçtan maça çıkan kulüpler var. Antrenman olmadan sezonu açıp sezonu kapatan kulüpler var. Arkadaşlara bu konuyu açtığımda onlar da destek verdiler ve Konya İdmanyurdu Spor Kulübü’nü kurduk, resmîleştirdik. O çocukları da kulüpleştirdik.2008-2009 eğitim-öğretim yılında kulüp bazında faaliyete geçtik.

Kulüpte aynı anda iki takımı mı çalıştırdınız?
2012 yılına kadar yani dört sene hem erkek hem kız takımımız vardı. Yalnız kızların maçları sadece yıldan yıla Türkiye Genç ve Yıldız şampiyonalarına katılma şeklindeydi. Büyüklerin ligi vardı ama biz giremiyorduk. Çünkü çocuklar küçüktü. Biz o ligi kaldırabilecek kapasitede değildik. Bu işin birde maddi boyutu var bunu da düşünmek zorundaydık. Dört sene sonra 2012-2013 döneminde büyükler ligine müracaat ettik günden beri de mücadele ediyoruz.

Aynı ekiple devam mı ettiniz?
Evet, onlar büyüdüler. 15-16 tanesi beden eğitimi öğretmenliği ve antrenörlüğe girdiler. Toplamda da 16 tane oldu. Yani 2008’de bizimle başlayıp da bu döneme kadar gelen 16 sporcumuzu yerleştirmiş olduk. Tabi bu kendi gayretlerinin yanında kulüpleşmenin, antrenmanlarla kendilerini geliştirmeleri sayesinde oldu.

Takım ilk kurulduğu zamanlarda nasıl tepkiler aldınız?
O yıllarda bayan futbolu da nereden çıktı diye büyük bir tepki çektik. Benim yapımı bilen insanlar bana karşı bir ön yargıyla yaklaşır gibi oldular ama bunlara meydan vermedik. Sonuçta matematikte iki kere iki dört ediyorsa bunu da elli kişiye sorsanız değişmez. Sonuç böyle. Tüm arkadaşlarımızla beraber savunuyoruz. Eğitimci olduğumuz için bir okulda erkek ve kız öğrencinin tutum ve davranışlarının ilgilenilmediği taktirde hangi aşamaya gelebileceğini biliyoruz. İnsanlar hangi ortamdaysa toplumu öyle sanıyorlar. Eğer bir kişi meyhaneye gidiyorsa dünyayı meyhaneden ibaret zanneder. Birisi her akşamını camide geçiriyorsa dünyayı camiden ibaret zanneder. Ama bir dünya gerçeği var; insanlar her yerde, her anda, her şeyle karşı karşıya. Dolayısıyla her taraftaki insanın da elinden tutmak lazım. Her tarafta insan yanlış yapabilir. Örnek bir sporcu yetiştirmenin çabası içerisinde olalım düşüncesi vardı ama bizi sadece kızlara iten nedenlerden bir tanesi de şu oldu; İki kişiyle bu işin içinden çıkabilmek zordu. Hem maddi, hem zamansal anlamda mümkün değildi. Hatta erkek takımımızı kapattığımız sene Konya’da Konyaspor’ un da Şekerspor’un da bulunduğu bir Konya’da Konya şampiyonu olduk.

Bayan futbol takımını bir okul bünyesinde değil de direk kulüp bünyesinde oluştursaydınız daha büyük bir güçlükle karşılaşır mıydınız?
Kesinlikle evet. Bir yerde öğretmenin okulla bağlantısı yoksa oradaki kulübün sporcu bulması çok zor. Özellikle Konya’da çok zor. Sadece bayan değil erkeklerde de öyle. Çünkü geçmişi yok siz sıfırdan başlatıyorsunuz. Tanıyan yok, sizin reklam yapacak maddi gücünüz yok, sponsorlarınız yok, televizyonlara çıkamıyorsunuz. Biz kulübü kurmadan önce takımı oluşturmuştuk. Kulübü kurduktan bir ay sonra 20 tane lisanslı sporcumuz vardı ve onlarla devam ettik. Önce takımımız olmasaydı bayan şubesini açacağız dediğimizde inanın birkaç kişi anca gelirdi.

Kurulduğumuz günden bugüne gelinceye kadar kaç tane kız bu kapıdan içeri girdi?
En az 250 tane. Ama tutunmadılar. Yani şimdi bir günde antrenmana gelip giden de var ama yedi yıldır gelen de var.

Bu neden kaynaklanıyor?
Kendine güvenmiyor. Geldiği zaman bakıyor ki; ben bu işi yapamayacağım. Çok hevesli. Medyadan futbolcuları görüyor, sonra kendi de futbol oynamak istiyor. Fakat geldiğinde bu işin bu kadar kolay olmadığını görüyor, geri gidiyor. Bazen zamanı uymuyor. Bazen de aileler müdahale ediyor. Bu işe gönül vermiş ve kendine hedef seçen öğrenciler biraz daha ön plana çıkıyor.Biz öyle öğrencilere öyle öğrenciler de bize faydalı oluyor.

Aynı yaşıtlarda bayan futbol takımıyla erkek futbol takımı arasında ne gibi farklar oluyor?
Aynı yaş grubundaki erkeklerle bayanların aynı futbolu oynaması mümkün değil. Bu bir gerçek. Erkekler futbolu mahalle arasında öğrenerek geliyor. Yani düşünün; çocuk beş yaşında, sekiz yaşında, bakıyorsun mahallede top oynuyor. Nerede bir boşluk bulursa orada top oynuyor.Yani siz elli tane erkek görürseniz iki tane bayan görürüsünüz. Dolayısıyla on yaşındaki çocuk bir antrenörün önüne çıktığı zaman bazı şeyleri aşmış olarak geliyor. Kızlar bize sıfır olarak geliyor. Ben bayanlarda altı ay iç pas çalışması yaptım ama erkeklerde o on günde biter. Çünkü erkekler topa vurma işini mahallede öğrenmiş oluyor. Hatta şunu söyleyeyim; şimdi internet, bilgisayar ortamı yüzünden günümüzde artık mahalle arasında da futbol oynanmadığı için kaliteli futbolcular erkeklerde de yetişmiyor.

Mahalle futbolu çocuklar üzerinde o kadar etkili miydi?
Yani çocuk o yanlışın içerisinde olduğunun farkında olmadan doğruları öğreniyordu. Ben şöyle vurursam daha iyi olur diye kendini geliştiriyor. Çocuk bunun hesabını yapmaz ama yanlış vurduğu zaman gitmeyen top sayesinde doğruyu kendiliğinden bulurdu. Hocanın yanına geldiği zaman iç vuruşu veya hangi yükseklikte atacaksa en az o vuruşları yapıyordu. Şimdi biz bunu kızlarla temelden başlıyoruz. Ama bu alanda güzel şeyler de oluyor. 2008’de ben kulübü kurduğumda Türkiye’de 700 tane bayan lisanslı sporcu vardı. Şu anda 15 binin üzerinde. Bu aynı zamanda bayan futbol kalitesini de yükseltti. Yani yedi yüz tane sporcu içerisinden milli olma ihtimali daha fazlayken şimdi daha zor konuma geldi. Bizim takımımızda da milli sporcularımız var. Takım olarak geçen sezon üçüncü ligde seksen küsur takımın arasında ilk ikiye girerek ikinciliğe yükseldik.Bu sene ikincilikte mücadele ediyoruz.

Konya’da mücadele eden başka bayan futbol takımı var mı?
Geçen sene kurulan bir takım daha var. Onlar da üçüncü ligde devam ediyorlar.

Önlerinde bir örnek var sonuçta.
Yani, tecrübe, birikim olarak. Ama şu var; hiçbir şey boya küpü gibi batır çıkar değil.Bazı şeyleri zamanla aşabileceğini insanın bilmesi lazım.Ben bu sene takımı kurarım haftada üç antrenman değil her gün antrenman yaparım, yetmezse sabah akşam yaparım desen de bazı şeylerin birikimle oturması lazım. Bunun için sabırla bu işleri öğrenmek ve bilmek gerekiyor. Yani Konya’da iki değil üç, beş tane takım olması gerekir. Çünkü bizde şu anda 40’a yakın lisanslı sporcu var. Gönül ister ki; beş takım, 200 sporcu olsun ve yöneticiler de bu kulüplere bütün imkanları sağlasın. Saha anlamında, malzeme anlamında, sahaya gidecek servis anlamında.

Kulüp olarak sizin geliriniz nereden?
Biz erkek takımını neden bıraktık derken. Maddi anlamda yük olmaya başlamıştı. Futbol Federasyonunun amatör kulüplere ödediği hiçbir katkı yok. Yani bir Turkcell Spor ligde bir profesyonel takım 100 milyar lirayı alabiliyorken amatör kulüplere hiçbir katkı yok. Sadece Konya şampiyonu olursan (erkekler için söylüyorum) size bin lira deplasman katkısı veriyor. Gençlik Spor Bakanlığının Amatör kulübe yardım genelgesinde şu ibare var “Devlet bütün amatör spor kulüplerine yardım eder. Futbol hariç”.

Siz o zaman en zoru seçmişsiniz.
Biz zoru seçtik ve burada mücadelemizi sürdürüyoruz. Zaten Konya’da şu anda 20 sene önceki futbol da yok spor da. Kulüpler teker teker kapanıyor. Parmakla gösterilecek kadar kulüp kaldı.

Futbol aynı zamanda bir bayan sporu diyebilir miyiz?
İmkan tanınırsa kendi çaplarında en iyisini yaparlar diye düşünüyorum. Çünkü Amerika’da beysboldan sonra en fazla bayan futbolcu para kazanıyor. Amerika’da bayan futbol müsabakaları 50 bin sporcuyla oynanıyor. Brezilya’da, Japonya’da da öyle. Bunlar dünya bayan futbolunda önde olan ülkeler. Türkiye çok geri değil ama çok da ileri değil. Yani erkek futbolunun dünyadaki seyri neyse bayan futbolunun da dünyadaki seyri o.

Bunun gelişmesi için neler yapılabilir?
Ben şunu beklerim; Mesela Konyaspor müsabakası öncesinde bizim maçımızın oynatılması neyi kaybettirir. Bu uygulama tüm maçlar öncesi yapılabilir. Maç izlemeye gelenler bomboş oturacaklarına Amatör maçları izleyebilir. 1977-78 yıllarında futbola başladığımda Konya İdmanyurdu Kulübü vardı. Takımın ismini de oradan aldık. Konya İdmanyurdu o yıllarda Konya’da değil Türkiye’de örnek kulüptü. O zaman biz çocuktuk. Yaşımız 12, 13. Konya idman Yurdu’nun maçından önce biz yarım saat falan oynardık ve seyirci bizi alkışlardı. Bize ufak nikah şekerleri gibi şekerler verirlerdi. Maçtan önce tribünlere şekerler atardık. Yani düşünebiliyor musunuz biz daha 78 yılının kafasında değiliz.

Add comment