Rıza ŞENOL

Okyanus Sürücü Kursları Firma Sahibi

Okyanus Sürücü Kursları Firma Sahibi Rıza ŞENOL

Okyanus Sürücü Kursları Firma Sahibi Rıza ŞENOL

Okyanus Sürücü Kursları Firma Sahibi
Rıza ŞENOL

İlk dersi sürücü
kursundan alın

Bugüne kadar en az 15 bin kişiye trafik eğitimi veren Okyanus Sürücü Kursları Sahibi Rıza Şenol’la sürücü kurslarını, trafik eğitiminin nasıl verilmesi gerektiğini ve Okyanus’u konuştuk…

 

Okyanus Sürücü Kursları’nın kuruluşundan bahseder misiniz?
Okyanus Sürücü Kursları 2006 yılında kuruldu. Babam Konya’da ilk sürücü kursu açanlardan. Konya’nın ilk sürücü kursunda müdür olarak görev yapan babam daha sonra kendi sürücü kursunu açarak hizmet etmeye başladı. Ben de 18 yaşında babamın yanına gelerek işe dahil oldum. 2002 yılında da Yavuz Sürücü Kursu’nu açarak sektöre girdim. 2005, 2006’da geçiş süreci oldu ve Okyanus Sürücü Kursları olarak devam ettik. Bu arada da reklamcılık sektörüyle de ilgilendik.

Size göre sürücü kursu deyince insanların kafasında nasıl bir algı var?
Sürücü kursu çok değişken bir sektör. Yönetmeliği, kanunu, yasası olan bir sektör. Her yıl bu yönetmelikler değişir ve zorlaşır. 1989’dan bugüne baktığımızda çok şey değişti. Mesela eskiden sınavları biz yapıyorduk şimdi Milli Eğitim Bakanlığı merkezi sistemle yapmaya başladı. Direksiyon sınavları 3, 5 dakikadan ibaretti, şu an 35 dakika ve en küçük hatada bırakıyorlar. Her geçen yıl yeni bir madde, yeni bir kural ile Avrupa Birliği standartlarını yakaladık. Şu anda Türkiye’de sahte ehliyet almak imkânsız. O noktada. Algı da buna göre değişti.

Sene sonu yaklaşırken “İlkokul mezunları için son ehliyet şansı şeklinde” sürücü kurslarında atak oluyor. Böyle bir uygulama var mı?
Hükümet yasayla tamamen bunun önünü açtı. Bu eskiden meclisten çıkan karar ile ilkokul mezunları 4 yıl süreyle ehliyet alabilir diye yenileniyordu. 4 yılsonunda tekrar meclise giriyordu yasa. Bir 4 yıl daha uzatılıyordu. Bu artık 2004’den itibaren tamamen önü açıldı. Ki artık ilkokul mezunu olup da ehliyet alamayan insan kalmadı. Şu anda zaten ilkokul mezunu kalmadı.

Sürücü kursuna gidip ehliyet aldığı halde trafiğe çıkamayan yüzlerce insan var. Bunun sebebi nedir?
Bunun nedeni kolay alınan ehliyet. Kişi zamanında ehliyeti almış ama kimlik niyetine taşıyor. 2000’ li yıllardan sonra geri dönüp baktığımızda ehliyetlerin geriye dönük rehabilite edilmesi lazım. Şu anda hala trafikten alınan ehliyeti taşıyanlar bile var. Rehabilite edilmeli çünkü uzun yol şoförü, kamyon şoförü, tır şoförü gibi hala şehir içinde ticari araç kullananlar var. Mesela bu kişilerin büyük bölümü yeni çıkan trafik levhalarını bilmiyor. Kazaların sebebi zaten o. Trafik levhalarını okuyamamak. Onun ne anlama geldiğini bilmediği için hatalı yoldan çıkıyor. 2016 yılının ilk ayından itibaren müfredata yeni dersler eklendi. Mesela Trafikte Adap dersi. Son bir yıldır herkes bu dersi alıyor. Bu dersleri önce ehliyet alanların hiç biri almadı. Adap dersi nedir? Trafikte saygı. Trafikte en büyük sorunumuz saygı. Geçiş önceliği. Bunlar olmadığı sürece trafikte sürekli problem yaşıyoruz. Bu adap dersini de özellikle ticari araç kullananlar almalı. Şehir içinde otobüs kullananlar, taksiciler, dolmuşçular, servis kullananlar ve diğerleri.

Şöyle diyebilir miyiz? Trafikte seyir halinde olan ve cebinde ehliyeti olan insanların büyük bir kısmı trafik levhalarından bihaber. Sizce herkese sıfırdan ehliyet verilmeye kalkılsa yüzde kaçı elenir?
Yüzde 55, yüzde 60’ı elenir. Mesela hala iki araç arasına park edemeyen insanlar görüyoruz. Biz şu anda verdiğimiz eğitimde değmeden iki dubanın arasına araç park etmeyi öğretiyoruz. Hayatında hiç direksiyon eline almamış insanlara eğitim veriyoruz.

Hiç direksiyon koltuğuna oturmamış birisi sürücü kursuna giderek trafiğe çıkacak kadar beceri kazanabilir mi?
Bunun zaten sınav gibi bir ölçme değerlendirmesi var. Aday belli kriterleri yerine getirmediğinde sınavda hiçbir şekilde müsemma gösterilmiyor. Taviz verenler bu sefer suçlu durumuna düşer ve idari ceza almak zorunda kalır. Çünkü araç içinde sınav yapılıyorsa araç dışında da sınavcıyı denetleyen bir komisyon var. Yani denetleyeni denetliyorlar. Acaba tolerans gösteriyorlar mı? Acaba kayırma yapıyorlar mı? Acaba göz yumuyorlar mı? İçerdeki komisyoncu geçirse bile dışarıdaki bunu fark ettiğinde zaten adayı hemen bırakıyor. Bunun sorgulaması yok. Benim hatam yoktu gibi sorgulama yapma lüksü yok. Eğer komisyon uygun görmezse, bu vatandaşın araç kullanabildiğine zaten inanmamışsa direk bırakıyor. Çünkü sınavdaki verilen sistem vicdanen verilen sistemler. Veballi bir iş. Bir kişinin haksız yere ehliyet almasına göz yumulursa bir trafik canavarı olarak karşısına çıkabilir.

Trafikte kadınlar çok eleştiriliyor. Bu konuda bir gözleminiz var mı?
Eskiden bayanlarda ehliyet almak lükstü. Ama bugünkü durumda ihtiyaç. Günümüzde şehir içinde seyir halinde olanların yüzde 50’ye yakını kadın sürücü. İyi eğitim almış bayan, kurallara uyduğu için trafikte sorun yaşamıyor. Onlar kendi doğrularını bildikleri için başkalarını umursamıyor. Bu durum günden güne diğerlerini de etkileyecektir. Şimdi sıfırdan ehliyet almak isteyen bir vatandaş önce B’yi almak zorunda. B sınıf otomobili en az iki yıl kullanacak ki ondan sonra yük ve insan taşımacılığı yapabilsin. Yani 21 yaşını beklemek zorunda. Eskiden 22 yaşını dolduran birine B’si olmadığı halde E’yi veriyorlardı. Bu adam E sınıfıyla servis otobüs, tır, kamyon, dolmuş kullanıyor. En ufak bir tecrübe, bir deneyim yok. Babasından gördüğü gibi kullanıyor. Artık kurallar değişti. Şehir içi trafiğini görüyorsunuz. Bu işin eğitiminin alınabileceği, öğretilebileceği tek yer sürücü kursları. Nasıl insanlar bir işin ustasını, erbabını arıyorsa bizim de işimiz bu; eğitmek. Trafik can demek. Diyorlar ki fark eder mi? Fark ediyor. Benim kızım ya da hanımım derslere gelmesin. Şuna gelmesin, buna gelsin. Baştan zaten kota koyuyor. E nasıl öğreteceğiz biz buna, nasıl eğitim vereceğiz? Adam bindiği zaman hem malına hem canına zarar gelmesin. Bunun derdindeyiz.

Eşten sürücü eğitmeni olmaz diye bir söylem var. Bunun sebebi nedir sizce?
Olmaz çünkü modeli her ne olursa olsun her erkeğin arabası değerlidir. Mesela eşiyle bindiği zaman hata yapabilir. Çünkü hayatında görmemiş. En ufak vites geçişlerinde bile zorlandığında bunu eş kabul edemez. Kendisi için bu işlem çok kolaydır. Erkekler biraz daha yatkın, bayanlar biraz daha ön yargılı yaklaştığı için işler zorlaşır. Agresif tutumlar işi iyice zorlaştırır. Aracın içinde “Yapamazsın, edemezsin” söylemleri baş gösterir. En büyük düşmanımız da bu. Biz diyoruz ki; bırakın eğitimi biz verelim, hiç riske girmeyin. Biz temelini verelim, ehliyetini aldıktan sonra istediği yerde kullanabilir zaten. En küçük maddi kayıp görmeden bunları yapabilir. Türkiye’de sürücü kurslarından başka sürücülük eğitimi veren başka sektör yok.

Şu ana kadar kaç kişiye ehliyet verdiniz?
15 bin kişiye.

Trafikte hata yapanlar hemen dikkatinizi çekiyor mu?
Genelde bu tip hareketleri gençler yapıyor. Ama şimdi 2016’nın birinci ayından itibaren stajyerlik yasası diye bir yasa çıktı. Aday ehliyetini aldıktan sonra iki yıl içerisinde 75 puanını düşürürse, hız kurallarına, trafik levhalarına uymazsa, ölümlü kazaya karışırsa veya alkollü araç kullandığı tespit edilirse ehliyeti zaten direk iptal olur. Yeniden müracaat etmek zorunda. Böyle bir önlem alındı.

Herkes ehliyet alabilir mi?
Özellikle bayanlarda, bazen %1 de olsa erkeklerde aşırı panik, heyecan olduğu zaman bunun önüne geçemiyoruz. Yapabilecek bir şey kalmıyor. Psikolojik destek alması gerektiğini söylüyoruz. Çocukluğunda bilinçaltına yerleştirmiş, yaşamış olduğu kazalar ya da başka şeyler ister istemez eğitimi zor hale getiriyor. Bir diğer şey de eşlerin ve babaların öğretmek isterken çocuklarında bıraktığı izler. “Bende o beceri yok” düşüncesi bilinçaltına yerleştiği zaman bizi en çok zorlayan kişileri oluşturuyor. Eşten veya babadan direksiyon öğreticisi olmaz. Çünkü bu psikolojik bir eğitim. Rehberlikten ziyade öğretici kişinin psikolojisinin de çok iyi olması lazım. Deneyimli bir eğitim kadromuz var. Tehlike anında nasıl tavır alacaklarını, kursiyerlerin can güvenliklerini nasıl sağlayabileceklerini bildikleri için daha esnek ve bozulmamış bir psikolojik yapıları var. O yüzden biz diyoruz ki; ilk eğitimi sürücü kursları versin. Yani bir aile bunu yapamaz, daha büyük sıkıntılara yol açar. Kişi bir ömür boyu o arabaya dokunamaz. Bu sektör yaklaşık 30 yıla yakındır var. Kimsenin ehliyet verme hakkı yok. Ehliyet alabilecekleri, müracaat edebilecekleri tek yer sürücü kursları. Eğitimi de tam anlamıyla buradan almalılar.

Okyanus Sürücü Kursu’nun kaç şubesi var ve nasıl bir eğitim veriyor?
2006 yılında 3 şube ile başladık. Başka sektörlere gireceğimiz için küçülme yoluna girdik. Aynı zamanda City Ajans diye büyük bir reklam ajansının Konya ve Antalya distribütörüyüz. Aynı zamanda hizmet sektörü üzerine araştırmamız devam ediyor. Cafe tarzı gıda üzerine bir işletme daha açma çalışmasındayız. Şu anda tek şubeyle devam ediyoruz ama sektörde uzun yıllardan beri olduğumuz için ana faaliyetimiz sürücü kursu olacak. Reklam işimiz de, bundan sonra girecek olduğumuz sektörler de ek iş olarak devam edecek.

Reklam sektöründe de uzman olduğunuz alanlar var mı?
City ajans Türkiye’de hemen hemen tüm büyük şehirlerde faaliyet gösteren büyük bir firma. Reklamın içeriği farklı bir mecra. Büyük sitelerin içinde, asansörlerin içi, kapalı otoparklar, sitenin içinde yürüyüş alanları bu mecrayı oluşturuyor. Yüz yüze bir reklam şekli. Şimdiki firmalarımız genelde ulusal firmalar. Şu anda tek resmi yetkili ajans biziz.

Eğitim vermiş olduğunuz en yaşlı kursiyeriniz kimdi?
60 yaşında erkekti. 57, 58 yaşında bir bayan kursiyerimiz vardı. Eğitimini birincilikle tamamladı. Gelinine “Beni şuraya götür, buraya götür demiş. Onun da işi olduğu için götürememiş. O hırsla ehliyetini aldı, aracını da rahatlıkla kullandı.

Son olarak ne eklemek istersiniz?
Sürücü kursu bazında baktığımız zaman mutlaka eğitimlerini alsınlar. Sonuçta kurslara belli bir bedel ödeniyor. Bakanlığın verdiği resmi rakamlara göre resmi eğitimlerine, saatlerine göre alınmalı yani bunun kaçışı yok. Kurslar eğitim vermek için var. Eğer bu kursları almazsanız almadığınız her eğitim hem mal hem can kaybına yol açabilir. Buradan kısalım derken geri dönüşü olmayan kayıplara yol açabilirsiniz. Büyüyen Türkiye için eğitim ön planda. Doğuştan gelen yetenek olarak bakılmamalı, bunun eğitimi alınmalı. Herkeste araba kullanma yeteneği var ama geliştirme sürücü kurslarına ait. Temeli biz atarsak sürücü zamanla tecrübe ederek, üstünü katlayarak, nasıl araç kullanılacağını, nasıl hal ve hareketlerde bulunacağını öğrenir.

Add comment