Gözlükte Konya’yı dünya markaları ile buluşturan Asude Optik, yeni sezona yine çok özel ürünlerle giriyor. Güneş gözlüğü ve optikte yüzlerce seçenek sunan Asude Optik’i Fatih Atagan’la konuştuk.
Moda yine Asude Optik’te
Bu sektöre girişiniz nasıl oldu?
Bu sektör tamamen el becerisi gerektiren bir sektör. Ailem de benim bu alanda başarılı olacağımı düşünerek küçük yaşlarda saatçi, gözlükçü yanına vereyim meslek edinsin demiş. Sektöre girişim böyle oldu. Sektöre küçük yaşlarda girmiş oldum.
Gözlük sektörü dediğimiz zaman Konya bu anlamda iyi bir yerde mi?
Çok büyük bir sektör ama Konya bu anlamda çok iyi bir yerde mi tartışılır. Bu işte iyi para var diyen sektöre girmek istiyor. Ama göründüğü kadar kolay değil. Dolayısıyla bizim sektörde işi bilmeyen de var. Benim dezavantaj dediğim bölüm sadece o. Yoksa onun haricinde işi bilen işini layığıyla yapan gözlükçüler de var.
Ulusal markalar da mağazalar açıyorlar. Bunların yerel markalardan ne gibi farkları var?
Bizim onlardan farkımız şu; Kurumsal firmalarda standart bir iskonto kalitesi var. Kesinlikle onun dışına çıkamaz. Biz yeri geldiğinde müşteriyi kırmamak adına inisiyatif kullanabiliyoruz. Diğer anlamda oraya giden insanlar aynı market politikasıyla pazarlık olmadan alışveriş yapıyor.
Sizde biraz esnaf kültürü mü yer alıyor.
Bizim müşterilerimizle diyalogumuz çok farklı oluyor. Müşterilerimizin hepsiyle eş, dost, akraba diyalogu hakim. Satışı yapalım da müşterimizi gönderelim, ikincisine bakalım derdinde değiliz. Müşterimiz geldiği zaman çayını, kahvesini ikram ederiz. Yeri gelir yemeğe davet ederiz, yemek yeriz. Biz de ziyarete gideriz ve çayını kahvesini içeriz. Yani amaç sadece satış değil dostluk. Önemli olan sadece satış yapmak değil. Akılda kalabilmekte çok önemlidir. Akılda kalabilmenin en iyi yolu da samimiyettir. Ama bu yapmacık şekilde değil de içtenlikle olacak. Yapmacık olan hemen belli olur. İçten ve doğal bir şekilde samimi olmak, müşteriyi kandırmamak gerekiyor.
Bu sektör bunu yapmaya müsait bir sektör mü?
Evet, müsait bir sektör. Şöyle söyleyeyim mesela Ray-Ban gözlük markası çok bilinen bir markadır. Piyasada 100 TL’ye Ray-Ban’ın taklidini satan kişiler var. 100 TL’ye birebir çakmasını satıyorlar.
Bu şekilde mağazaya girebiliyor mu?
Bu şekilde 100 TL’ye toptancı satıyor. Gözlükçü de onu alıyor, araya karıştırıyor. Bizim 250, 300 liraya aldığımız gözlüğü 100 liraya alıyor ve 250, 300 liradan satıyor. Sonra biz de tamamen yüksek fiyatla satan durumuna düşüyoruz. Müşteriye bunu lanse ettiğimiz zaman da “Hayır o da orijinalmiş, garanti belgesini verdi” diyor. Orijinalinden biz bile ayırt edemiyoruz ki siz ayırt edebilesiniz. Biz mesleğin içinde olan kişileriz ve biz bile ayırt edemiyoruz. Sizin ayırt edebilmeniz imkânsız.
Gözlüklerdeki fiyat aralığı da çok. Düşük fiyatlı gözlüklerde kalite farkı çok mudur?
Markaya ve kaliteye göre fiyat değişiyor. Hem marka hem kalite olduğu zaman o gözlüklerde fiyat uçuyor.
Ama tercih de ediliyor.
Bizim mağazamızda mesela 3 bin 500 liraya güneş gözlüğü, hatta optik çerçevelerde 8 bin 500 liraya kadar gözlükler mevcut. Bu tercihle alakalı. Ama mağazamızda uygun fiyatlı da olsa asla kalitesiz bir ürün yer almıyor. Ürünün kalitesinde, yüze oturuşunun, rahat kullanımının, cam kalitesinin, hepsinin farkları var. Bunlar fiyatı değiştiren etkenlerdir.
Geçtiğimiz yıllara baktığımız zaman insanların gözlük konusundaki harcamaları herhalde bu kadar değildi. Bu artış alım gücünün artması ve bilinçlenmeyle mi sağlandı?
Bilinçli müşteri portreyi arttı. İnsanlar gözlük aldığı zaman en az 2 sene rahat kullanıyor. Bilinçli olan kişiler 2 sene kullanacağım gözlüğü de neden kaliteli almayım, rahat kullanayım mantığı güdüyor. Ben bunu 3 ay kullanırım, sonrasında sıkılırım diyenler de var. Onlar da daha orta seviyede gözlükleri tercih ediyorlar.
Güneş gözlüğü artık bir ihtiyaç olarak kabul görüyor mu?
Zaten hep ihtiyaçtı. Normalde her insanın güneş gözlüğü kullanması gerekir. Güneşin yüzümüze direk gelmesinin cildimize ne kadar zarar verdiğini biliyoruz. Güneşin direk cildimize temas etmesini istemeyiz. Denize gittiğimiz nasıl korucu kremler sürüyoruz, aynı şekilde gözümüzü de güneş ışınlarından korumak gerekiyor. İnsanlar eskiden seyyarlardan 2, 3 TL’ye gözlük alıp takıyorlardı. Artık bu konuda herkes bilinçlendi. Hatta güneş gözlüğü kullanımının 3-4 yaşından itibaren başlaması gerekiyor.
Optik gözlükler de kullanım rahatlığı açısından gelişti mi?
Artık çok daha ergonomik, konforlu gözlükler üretiliyor. Gerek cam, gerekse çerçeve olarak insanları yormayan, onlara yük gelmeyen, şık tasarımlar mevcut. Bu da kullanımda konforu sağlıyor.İnsanların gözlük kullanımından kaçmasının en büyük nedenlerinden biri kalın camlar, başı ağrıtan çerçevelerdi. Artık bu gözlükler tarihe karıştı. ilkokul 1. Sınıftan itibaren göz muayenesinin zorunlu tutulmasından yanayım. Zor bir uygulama değil. Zaten küçük bir testle doktor gözün bozuk olup olmadığını anlayabilir. Bazı yerlerde tarama yapılmaya başlandı ama gene de çok yaygın değil. İnsanlar gözlerinin bozuk olduğunun farkında bile değil.
Türkiye’de gözlük üretiminde de piyasada söz sahibi mi?
Türkiye’de de hem cam hem çerçeve üretimi var. Bunun yanı sıra dünya markaları hala revaçta.
Asude optikte kaç marka bulunmakta?
Her geçen sene yeni bir marka ekleniyor. Bu sene bir iki marka daha eklendi.
Şuanda 36 ayrı marka var. Optik, güneş, bay, bayan, çocuk derken yelpaze çok geniş. Önemli olan da bizim müşterimize hitap etmesi. Ürün çeşitliliğimiz de çok fazla. Çoğu yerde olmayan, farlı tarzda gözlüklerimiz var.
Siz bir gözlük alırken neye dikkat ediyorsunuz?
Güneş gözlüğünde en önemli şey camdır. Çünkü hem görüş kalitenize etki edecek hem de güneşten gelen zararlı ışınlardan koruyacak. Bir de en önemlisi görüş kalitenizi bozmayacak. Bazı güneş gözlükleri var taktığınızda görüntüyü olduğundan daha boğuk hale getirir. Ama bazı gözlükler de var taktığınızda olduğundan daha ferah gösterir.