Mehmet KUVVET

Yamalı Orman Ürünleri

Yamalı Orman Ürünleri Mehmet KUVVET

Yamalı Orman Ürünleri Mehmet KUVVET

Talaş kokusuyla büyüdüm

Yamalı Orman Ürünleri firması 1950’li yıllarda,  Eski Odun Pazarı’nda küçük bir dükkanda faaliyete başladı. Bugün 3. Kuşak Mehmet Kuvvet’in yönetiminde özellikle ihracatçıların olmazsa olmazı sandıklar üreten firma sektörde adından övgüyle söz ettiriyor. Yamalı Orman Ürünleri’ni Mehmet Kuvvet’le konuştuk…

 

Firmanızın kuruluşundan bahseder misiniz?
Rahmetli dedemin 1954 yılında bu işe başlamasıyla bizim geleceğimizle, mesleğimizle ilgili ilk adım da atılmış oluyor. Dedem Marangoz Sanayii’ne ilk gelen esnaflarından biridir. Evveliyatımız Eski Odun Pazarı’na dayanır. Dedem esnaflığa ilk orada başlamış. Marangoz Sanayi de o dönem kooperatif usulü başladığı için sanayiye ilk gelen esnaflardan biri olmuş. Ben 3. kuşağım. Yamalı Orman Ürünleri olarak yoğunlukla ihracatçıların dışarıya sevk ettikleri ürünler için ambalaj sandığı yapıyoruz. .

Babanız da halen devam ediyor mu?
Yok devam etmiyor ama arada bir gelip gölgesini gösteriyor.

Orman ürünleri zor bir sektör müdür?
Biz endüstriyel ağaç kullanıyoruz. Bu ağaçlar da genellikle orman bölgelerinden geliyor. Konya’da böyle bir imkân yok. Akdeniz, Karadeniz, Ege bölgesinden alıyoruz. Haliyle nakliye işi bizi zorluyor.

Konya’ya baktığımız zaman sizin firmanızın bulunduğu nokta ne konumda?
Ambalaj sektöründe hatırı sayılır bir seviyedeyiz. Fakat orman ürünleri genelinde çok iyi bir konumda olduğumuz söylenemez. Orman ürünlerinde çok geniş bir ürün yelpazesi var.

Siz bu firmaya kaç yaşında dâhil oldunuz?
Ben talaş kokusuyla büyüdüm. 14 yaşında başladım. İlkokula giderken babam hafta sonu tatilimizde bizi iş yerine götürürdü. Ortaokul dönemimde okumaya çok heves etmedim. Haliyle işimiz de hazırdı. O zamandan bu zamana bu işin içindeyim. Yaklaşık 2006 yılından bu yana da işlere hâkimim.

Dededen, babadan gelen bir sistem var. Dahil olduktan sonra değişiklik ihtiyacı hissettiniz mi?
Biz daha öncesinde babamla beraber çalışırken doğrama, kapı, pencere yapıyorduk. Ben devraldıktan sonra ambalaj sektörüne yöneldik. Bu işi yapma gayemiz hızlı sirkülasyon. İşi büyütmek için bu alana yöneldik. Ne kadar çok ürettin o kadar çok iyisin. Bunun içinde ambalaj müsait bir iş.

Yurtdışına da açılanabilecek bir sektör mü?
Ambalaj sektörü ihracata kapalı bir sektör. Satabilir miyiz? Kesinlikle. Ama nakliyesi kurtarmıyor. Sadece iç piyasada hâkimiz ama hep içimde ukdedir malımı dışarıya sevk etmek.

Ciddi anlamda fiziki güç gerektiren bir alanda hizmet veriyorsunuz. Eleman bulmakta zorlanıyor musunuz?
Çok sıkıntı oluyor. Fiziki güç gerektirdiği için herkes çalışmak istemiyor. Bununla birlikte KDV oranımız normalin çok üstünde. Yüzde %27 KDV ödüyoruz. Bununla ilgili çeşitli girişimler olduysa da herhangi bir sonuç alınamadı.

Endüstriyel ağaç dediniz. Konya’da böyle bir alan açılabilir mi?
Seydişehir, Beyşehir ve civarında ormanımız var ama yetmiyor.

Yıllık ne kadar ağaç işliyorsunuz?
Yaklaşık 3 bin 500 metreküp ağaç işliyoruz. Bu da 1 milyon ağaç yapar. Türkiye’de ciddi bir ağaç tüketimi var. Ama ona rağmen ormanlarda tükenmiyor. Bize orman katili diyenler var. Şöyle söyleyeyim; kesilen endüstriyel ağaçların ömrü en fazla 60,70 yıldır. Daha sonrasında tüketilmeye hazırdır. Kesilen o ağaçların yerine de 3 katı fidan ekilir. 1 ağaç yerine 3 tane fidan dikiliyor. Dolayısıyla ormanların bitmesi söz konusu değil.

Yerli hammadde de kaliteli ürün söz konusu mudur? Ayırt etmek nasıl mümkün oluyor?
Orman işletmeleri kendisi ayırıyor. Bize işleyeceğimiz hammaddeyi seçmek düşüyor.

Herhangi bir yerde talaş kokusu aldığınız zaman aklınızdan neler geçiyor?
Ben 20’li yaşlarıma kadar bu işten nefret ederdim. Gönülsüz bir şekilde gelip giderdim. Bu işi yapmamak için kaçmışlığım bile var. Hukuk okumak istiyordum. Daha sonrasında direksiyona kendim geçince bakış açım tamamen değişti. Sorumluluklarım çoğalınca işimi sevmeye başladım. Sabah 7’de gelirim işe. Akşam da çok geç giderim. Önceden zorla kalkardım. Bizim şuan yaptığımız ambalaj sektörü 7 yıl önce sektör değildi. Makineleşmeye gittiğimiz için fabrikalarımız çoğaldı. Sanayide bu işi yapanların çoğu ambalaj sektörüne döndü. Biz bu işe 2006’da başladığımızda 4, 5 kişiydik. Şimdi 60, 70 kişi var.

Sorunlarınızı dile getirebileceğiniz bir çatı var mı?
Dernek kurmak için dernek evrakları aldım. Birleşip ortak hareket etme noktasında girişimlerim oldu. Bir fiyat belirleyelim, o fiyatın altına düşmeyelim dedim. Fakat bu birlikteliği sağlamak mümkün olmadı. Sektörümüz yorucu bir sektör. Emeğimiz karşılığını almak için yeni adımlar atmamız gerekiyor.

Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Bizim sektörde birliğin olmaması beni çok üzüyor. Çünkü hepimiz emek veriyoruz karşılığını alamıyoruz.

Add comment