METROPOL DERGİLERİ

Röportajlar, Köşe Yazıları, Haberler

İç Mimar Görkem Yıldız

İç Mimar  Görkem Yıldız

Metropol Dergileri olarak bu sayımızda İç Mimar Görkem Yıldız’ı daha yakından tanımak ve tanıtmak istedik. Genç yaşına rağmen sektöründe iddialı ve daha şimdiden pek çok projede imzası bulunan Görkem Bey’in ilerleyen yıllarda hayata geçirdiği tasarımları ile adından sıkça söz ettireceği aşikâr. Röportajımızı okumadan geçmeyin…

 

– Merhaba Görkem Bey, bize kendinizi tanıtır mısınız?

Merhabalar ben Görkem Yıldız, 1999 yılında Konya’da doğdum. İlkokul, Ortaokul ve Lise eğitimlerimi Diltaş kurumlarında tamamladım, ardından Selçuk Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümünden mezun oldum. Üniversitemin ilk yılından itibaren aktif bir şekilde mesleğimi icra ediyorum. Mimarlığın yanında çocukluğumdan beri baba mesleği olan halı ve mobilya sektöründe çalışıyorum. Çalışmayı, üretmeyi, tasarlamayı, kazanmayı ve kazandırmayı kendimi bildim bileli severim.

 

– İç Mimar olmaya nasıl karar verdiniz? Bu mesleği seçmenize en büyük etken ne oldu?

Aslında çocukluğumdan beri bu mesleği icra ediyormuşum çünkü küçük yaşlarımda bile mobilya almaya gelen her insana, ‘Evinizin fotoğrafı var mı?’ diye sorardım. Müşterinin talebini ve tarzını anladıktan sonra mobilyanın tarzına, kumaşına ve uygun halısına hep ben karar verirdim, hepsi de memnun ayrıldılar mağazadan. Bu yıllarım aslında farkında olmadan kalıcı bir müşteri portföyümün oluşmasına vesile olmuş. Yaşım ilerledikçe müşterilerimizden, ‘Siz mimardınız değil mi?’ sorusunu duydukça mesleği araştırmaya başladım ve bana ne kadar uygun olduğuna karar verdim. Her zaman modayı takip eden ve tarzı olan bir insandım, bu yüzden mesleğimde tanınmam, tercih edilmem ve işimden keyif almam hiç de zor olmadı.

 

– Daha önce yaptığınız işlerden ve projelerden biraz bahseder misiniz?

Size öncelikle benim için çok önemli ve heyecan verici olan ilk işimden bahsetmek istiyorum: Konya Meram’da bir psikoloji kliniğinin araç garajını; toplantı salonu, stres odası ve bir mutfağa dönüştürdüm. Bunu yaparken henüz altı aylık bir iç mimar öğrencisi olduğum ve bundan dolayı program bilgim olmadığı için sadece kafamdakini yatırımcıya betimleyerek güvenmesini sağladım. İşin sonunda yatırımcının bana söylediği şu sözleri aklımdan çıkmıyor; ‘Bu projeyi sana teslim ederken yaşından ve hiç tecrübenin olmayışından dolayı tedirgin olmuştum fakat sonuç hayal ettiğimden de iyi oldu. Sen Türkiye’de hatta dünyada konuşulacak bir iç mimar olacaksın ve ben de ilk projenin yatırımcısı olduğum için şanslı hissediyorum’ demişti.  Bu cümleden sonra yapabileceklerimin daha da farkında vardım ve iş hayatında daha büyük projeler almaya başladım. Bu projeden sonra Karaman’da ki paketleme makinesi üreten bir firmanın Almanya’da ki fuar stand tasarımını yaptım. Ardından otel projeleriyle iş hayatımda devam ettim. Novotel Konya’nın Wellness Club revizyonunun projelendirmesini, uygulamasını ve Karapınar Ramada Otel’in de Wellness Club projelendirilmesi ile uygulamasını yaptım. Adıyaman’da bir sucuk fabrikasının projelendirilmesini üstlendim. Konya Hilton Garden Inn Otel restoran bölümünün revizyonunu yaptım. Mersin HiltonSA Otel’in Wellness Club revizyon projelendirmesi ve uygulamasını yaptım. Tabii bu süreçlerde Gizli Bahçe Sitesi, Sultan Makamı Sitesi gibi konutlarda kişiye özel ev tasarım projelerim de oldu. Larende İnşaat Şirketi’nin yönetici ofis tasarımını ve iş takibini yaptım. İstanbul Kartal’da Villa Vanillia Otel’in düğün salonunu spa salonuna dönüşüm projelendirmesi ve uygulamasını yaptım. Konya’da bir tur acentesi ofisinin ve yine Konya’da bir mobilya mağazasının projelendirme ve uygulamalarını yaptım.

 

– Şu anda devam eden projelerinizden bahseder misiniz?

Şu an Beyşehir’in Kurucuova Mahallesinde dağcılar için özel butik otel projesi üzerine çalışmaktayım. Üç katlı yığma betondan bir köy evinden vintage butik bir otel revize ediyorum. Bu projenin beni heyecanlandırmasının sebebi genel tasarım çizgimin dışında bambaşka bir konsept olması. Projem bitince doğaseverler için ergonomik ve ihtişamlı butik otelimizde konaklamak için sabırsızlanıyorum. Bu projeyle eşzamanlı olarak yeni bir kadın giyim mağazasının tasarım aşamasındayım.

 

– İşinizin zorlukları ve güzellikleri nelerdir?

Her meslekte olduğu gibi işini severek, özveriyle yapınca işin pek bir zorluğu olmuyor. Her anlamda keyif alarak zevkle ve özenle yaptığım bir iş. Yaşanılabilecek tek zorluk mesleğin getirdiğinden ziyade insanların psikolojilerini, isteklerini anlayabilmektir diye düşünüyorum. Bu konuda da açıkçası insanlarla iletişimim iyi olduğundan ve tasarımı karşı tarafa ifade etmekte zorluk çekmediğimden bugüne kadar herhangi bir zorluk yaşamadım. Mesleğimin güzelliklerine gelecek olursak tabi ki insanın önceliği kendini tatmin etmesi olduğu için bilgisayar ortamında bütün detaylarıyla yapılan tasarımın uygulamayla birebir hayata geçtiğini görmek ve yatırımcının memnuniyet duyması en güzel tarafı diyebilirim. Bunun karşılığında da hem madden hem manen geri dönüş olması güzel yanlarından biri.

 

– Proje sürecinde en çok keyif aldığınız aşama hangisidir?

Tabi ki öncelikle tasarım aşaması, hemen ardından iyi bir ekibim olduğu için şantiye kısmı geliyor. Aslında dürüst olmak gerekirse proje sonuna yaklaştığımda işçiliklerin temiz olması ve tasarımın tam anlamıyla gerçeğe dönüşmesi en keyif aldığım kısım oluyor.

 

– Tasarım tarzınızı kısaca tanımlayabilir misiniz?

Öncelikle günümüz mimarlarının her boşluğu doldurmak amacıyla çok fazla renk desen obje ve doku kullanmalarından rahatsızım. Ben aksine daha minimalist modern sade ama şık bir tasarım anlayışına sahibim. Tabi ki her projemde öncelik yatırımcının istekleri ve hayalleri doğrultusunda en uygun noktada buluşup mükemmelliğe ulaşmak. Unutmayın ki beyaz boşluklar dostumuzdur.

 

– İç Mimarlığın yanı sıra yeni bir iş girişiminizi hayata geçirdiniz. Bu işiniz hakkında bilgi alabilir miyiz?

Üçüncü kuşak olarak halı mobilya sektörünün aslında çocukluğumdan beri içindeyim. Bu alanda daha da gelişim ve büyüme sağlayacak adımlar atmak hep aklımdaydı. Şanslıyım ki mesleğime çok uygun bir sektör. Mimarlık mesleğinde ihtiyaç duyduğum, dışarıdan tedarik ettiğim ürünleri kendi bünyemde çözümlüyorum. Bunun geri dönüşü hem ticari olarak kazançlı hem de tasarım olarak hayalimdeki ürünlere rahatça ulaşabilmek adına çok büyük bir avantaj oldu.

 

– Henüz yolun çok başındasınız ama kariyer hayatınızda özellikle yapmak istediğiniz bir proje var mı?

Aslında yaşıma rağmen birçok iç mimarın meslek hayatında hayal edebileceği pek çok projeye imza attım. Aldığım otel projeleri bunların başında geliyor. Hayal etmekten ziyade hedeflediğim ve bu yolda emin adımlarla yürüdüğümü düşündüğüm Türkiye genelinde adımdan bahsettirecek daha birçok işe imza atmayı arzuluyor ve hedefliyorum. Örneklendirecek olursam bir kültür merkezi ve bir müze olabilir. Bu hedeflere ulaşmamın benim için kolay olacağını düşünüyorum. Daha sonrasında yurt dışında da büyük projelere imza atıp nesiller boyunca tarzından ve tasarımdan konuşulacak bir mimar olmak ise en büyüm hedefim.

 

– İç Mimarlık öğrencileri için tavsiyeleriniz nedir?

En önemli şeyin mesleği sevmek olduğunu düşünüyorum. Tasarımlarıyla göze çarpan yapılar, mimarları incelemelerini ve en önemlisi malzeme tanımalarını tavsiye ediyorum. Kalıplaşmış tasarım tarzının dışında özgün ve ergonomik tasarımın önemini bilmeliler. Her mimarın çizgileri farklıdır ve kendi çizgilerini keşfetmek önemlidir. Unutmayın ki farklı olmak kendini tanımak, tanımaya devam etmek ve her gün yenilenen bu sektöre ayak uydurmak avantajlıdır. Okul hayatında sınavlarda alınan puan kaygısı yerine uygulanabilir tasarım kaygısı taşımalarını tavsiye ederim.

Add comment