Ayşe Mehtap UĞUR

Ayşe Mehtap UĞUR

Ayşe Mehtap UĞUR

Ayşe Mehtap UĞUR

 Ayşe Mehtap UĞUR

 Son zamanlarda yaptığım en güzel röportajlardan birini sizlerle paylaşmak istiyorum. Ayşe Hanımla çocukluğunun geçtiği ve şu anda restore edilerek butik otele çevrilen Augustus Butik Hotelinde buluştuk. Otelde beni çok sıcak bir şekilde karşılayan Ayşe Hanım röportajımıza başlamadan çocukluğunun geçtiği bu evde beni gezintiye çıkardı. Ayşe Hanım, çocukluk zamanını ve o evi öyle güzel anlattı ki kendimi o masalın içinde buluverdim bir an.

Ayşe Hanımı tanıdıkça ne kadar modern, donanımlı, dinine örf ve adetlerine bağlı tam bir Atatürk kadını olduğunu hemen fark ediyorsunuz. Kendisi belli bir süre siyasetin içinde de bulunmuş Konya İl Kadın Kolları Başkan Yardımcılığı görevini üstlenmiş. Ayşe Hanım 29 Haziran 2008’de  Konya’yı yasa boğan korkunç trafik kazasında hayatını kaybeden 3 gençten biri olan Onur Uğur’un annesi!

19 yaşında genç bir fidan! Evlat…

Ayşe Hanım bu konuyu açtığında gözlerim dolu dolu oldu aklıma manevi kardeşim Emrah Kösten geldi kendisini de 23 Mayıs 2010’da İzmir Dikili’de  trafik kazasında kaybetmiştim. Kardeşimi rahmetle anıyorum.

Gelin oğlunun acısını yazdığı şiirle hafifletmeye çalışan ve bu şiirleri ‘‘ Dünyada Onurum, Cennete Gururumsun’’ adlı kitabında yayınlayan Ayşe Mehtap Uğur’u hep beraber tanıyalım.

 

 

 

              SEN

Bir çiçek tarlasında,

Açılmayı bekleyen tomurcuktun

Meğer göz yaşlarımda suyun

Senden sonraki yaşamda bir oyun

 

Biliyorum, çok acelen vardı.

Uçup gitmeye sözün vardı

Sen yine sözünü tuttun

Cennet’inde mutlu oldun

 

O, taht sana yakıştı

Huriler baş tacı yaptı

Ardından bıraktığın annen

Hüzünlere kucak açtı…

 

 

 

Aklım fikrim sen

Alev alev her gün yanan ben

Gel birbirimizin çaresi olalım,

Biran önce seninle kavuşalım .

 

Ayşe Mehtap UĞUR

 

1- Ayşe Hanım sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

1961 Yılında Konya’da doğdum. Memur bir ailenin çocuğuyum güzel bir aile ortamında yetiştim ismimi  babaannemden almışım, 5 kardeşim var. Babaannemin isminden dolayı babamla aramızdaki evlat ilişkisi diğer kardeşlerime göre hep farklı olmuştur. Çok farklı,  çok da şanslı bir çocukluk yaşadım… Babamın bu ilgisi benim de özgüvenimi arttırdı, ona her istediğimi ifade eder, her istediğimi de yaptırırdım. Ona aşıktım, annemi de çok severdim, çok gurur duyduğum anne ve babamın altı çocuğundan birisiyim.

2- ‘‘Anne’’ öğesini nasıl tanımlarsınız?

Anne bir çocuğu yetiştiren ana öğedır, baba ona destek verir. Çocuğu anne eğitir, okul destek verir. Herkes anne olamaz! Annelik çok kutsaldır, çocuğunuza sevgi vermezseniz, çocuğunuz sevgiye aç olarak büyürse, toplumda da bu eksikliği sorun olarak ortaya çıkar. Herkes çocuk sahibi olabilir ama anne olamaz. Kişinin özgüveni çok önemlidir, onu da anneden alırsınız baba da destek verir. Çocuğunuza bu özgüveni verirseniz çocuğunuz da topluma yararlı bir birey olarak yetişir.

 

3- Sizi diğer anne ve anne adaylarından farklı kılan tarafınız nedir sizce?

Çocuklarıma emek verdim,  her anne emek verir de, anneden anneye fark var. İyi bir anneyi örnek verecek olursam; ilk sırada kendimi gösterebilirim. Çalışma hayatımda bile bir saatlik molamda eve gider o zamanı çocuklarıma ayırırdım. Çoğu zaman aç kalırdım, yemek zamanımı bile onların ahlakı ve terbiyesi için harcadım. Bu yüzden farklı kılan tarafım çocuklarıma vermiş olduğum emeğim diyebilirim.

 

4- Ayşe Hanım ‘’ Onur Ödüldür, Acım Olamaz’’ manşeti sizi ‘Yılın Annesi’ yaptı. Yani bir evlat acısı, size nasıl ödül oldu?

Evet, Çok güzel bir soru! Oğlumun acısını etrafımdaki insanların sevgi ve saygısı ile dindiriyorum. Acımla beni baş başa bırakmamak için adeta yarışıyorlar. Çocukluk arkadaşlarım da benimle, gençlik arkadaşlarım da benimle, beni seven herkes benimle bu ödül değil midir? Bu çabanın içerisinde benimle aynı acıyı yaşayan kızım ve eşim var. Acılarını bastırıp beni mutlu etmek için her şeyi yapıyorlar, bu ödül değil midir? Ortak acımızla dik durmuşuz. Bu ödül değil midir? Aklımızı almamış yaratanımız, bu ödül değil midir?

Bir gün herkes için her şey bitecek. Biz bitimine sabrediyoruz çünkü bizi Onur karşılayacak. Bu kolay bir kazanım değildir. Yaşadığımız acıyı ben, eşim ve kızım biliriz. Onun içindir kazanmamız ‘’Onur ödüldür, acım olamaz’’, dedim.

 

5- Evlat acısı yaşayan bir insana neler söylemek istersiniz?

Öncelikle hiçbir kimse evlat acısı yaşamasın, çok zor …  Herkes de bu acıyı kaldıramaz. Yüreğini kula değil Allah’a yöneltecek. Acı ama gerçek olduğunu kabul edecek, temiz yüreğiyle ibadetini yapacak. Sahip olduklarına şükredecek. Şeytanla değil, Meleklerle dost olacak. İstediği her şeyi Allah’a havale edecek. O zaman acınızla arkadaş oluyorsunuz, acınız sizi esir alamıyor. Ben bu tavsiyemi önce kendimde oluşturdum, sonra da samimiyetimi ekledim. Tavsiyem de bu. Hayat sürprizlerle doludur, kimse ne yaşayacağını bilemez. Allah acı sürprizler değil, tatlı sürprizler versin. Maalesef bizi acı sürpriz yakaladı. Demek istediğim her şey bizim için… Tabi ki sabır her sıkıntının silgisidir. Herkeste o silgi bulunamayabilir. Başka ne diyebilirim ki…

 

6- Sizi en çok ne mutlu eder?

Kızımla geçirdiğim vakit… Ve onunla didişme… Çünkü onun gibi, o anda ben de ergen oluyorum. Yani gençliğime dönüyorum.

 

7- En çok neye kızarsınız?

Haklıyken haksız olmaya… Kendimi kaybederim. Öfkemi yenemem. Tepkim ne olursa olsun asla pişmanlık duymam. Çünkü ben her zaman hakkı savunurum, haksızlığa çanak tutmam. Bedeli ne olursa olsun hakkı savunurum, haksıza aynı şansı tanımam. Bir şey ya eğridir ya da doğru… Eğriyi doğru gibi göremem, doğruyu da eğri gibi… İçi karışık, dışı barışık; kişi kim olursa olsun benimle anlaşamaz.

Ayşe Hanım’a bize zaman ayırdığı için teşekkür ediyoruz.

Add comment