EFE ÇORBACISI

Dede’den Baba’ya, Baba’dan Oğul’a Bir Lezzet Mirası

Dede’den Baba’ya, Baba’dan Oğul’a Bir Lezzet Mirası: EFE ÇORBACISI

Dede’den  Baba’ya,  Baba’dan Oğul’a   Bir Lezzet Mirası: EFE ÇORBACISI

Dede’den Baba’ya, Baba’dan Oğul’a

 Bir Lezzet Mirası:

EFE ÇORBACISI

 

 

Bir çoğunuzun bilmediği fakat fanatiklerinin vazgeçemediği bir lezzet durağı Efe Çorbacısı. Sabahın erken saatlerinde başlayan bir hareketlilik ile bir dolar bir boşalır bu minik dükkan. Önceleri anlam veremediğiniz bu yoğunluğun sebebini çorbalarını tattıktan sonra daha iyi anlayabiliyorsunuz.

Efe Çorbacısı’nın üçüncü kuşak ustası ve sahibi Ender Özeskiciler ile gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi sizlerle paylaşmak istiyorum.

 

Ender Bey, çorba işine nasıl başladınız?

Dededen babaya daha sonra abim ve bana geçen bir meslek bu.  İlk dükkanımız Beyşehir Lokantası diye geçiyordu, rahmetli babam bugün Meram sanayi dediğimiz yerde 2004-2005 senesinde açtığı dükkana Efe adını vermiştir.

Efe ismi nereden geliyor?

Çok sevdiğimiz bir dostumuz var, ‘‘efe geldiniz; efe gittiniz’’ derdi hep. Adımız Efe olarak kaldı öyle.

Şu anda bulunduğunuz şubeyi nasıl ve ne zaman açtınız?

2000 yılında askerden döndüğümde amcamla birlikte çalışıyorduk daha sonra abimle ayrılıp burayı açtık. Babam vefat ettiğinde daha küçüktüm. Bu meslek babadan oğla olduğu için abimin ustası babam, benim ustam ise abim oldu.  Önceleri para kazanma amaçlı kurulan müessesemiz şimdilerde müşteri memnuniyeti odaklı hale geldi. Gelen müşterilerimiz kendilerini yabancıymış gibi değil de kendi evin delermiş gibi hissetsinler istiyoruz. Müşterinin memnun olması bizim en büyük ödülümüz. Bir laf vardır: ‘’Gülmesini bilmeyen dükkân açmasın’’ diye, bizim en önemli ilkemiz bu.

Biraz da tadanın vazgeçemediği çorbalarınıza değinelim, ustası siz misiniz?

Çorbaları ben yapıyorum ve üç tane de yardımcım var. Amacımız çorba siparişi veren müşteriye tüm lezzetlerimizi tattırmak, bu yüzden sipariş verilen çorbanın yanında küçük bir kasede başka bir çorba daha sunuyoruz. Böylece insanlar daha önce denemedikleri çorba çeşitlerini denemiş oluyorlar. Kelle paça, bamya çorbası, arabaşı gibi her gün çıkardığımız zengin menü çeşidimiz var.

 

Ramazan ayında nasıl olur buralar?

Ramazanda burası komple kapalı olur ve Bayramlarda da 2-3 gün kapalı olur. Bu zamanlarda ekip olarak dinlenmiş oluyoruz bu da bize olumlu etki yapıyor, motive ediyor. Bu zamanlarda ise ben kendime uğraşacak bir şeyler buluyorum. Yoğun tempoyla çalışmaya alıştığım için mutlaka uğraşlarım oluyor. Mesela bir motosiklet tutkunuyum, motorum var ve motorcu bir arkadaşıma giderim bazen.

Motorculuk tutkusu nasıl başladı sizde?

Ben 16-17 yaşlarında iken bir abimizden motor almıştım. Motorun o ses aşinalığı artık içime işlemiş durumda. Bu tutku zaten ses ile başladı o günden bu güne sekiz defa motor değiştirdim. Şu anda 2008 model bir motorum var onunla uğraşıp duruyorum.

Üç oğlunuz olduğunu söylediniz, şu anda yetiştirdiğiniz biri var mı aralarında?

Allah izin verirse onları da yetiştireceğim. Biraz daha büyümeleri lazım, ben onlara para veriyorum; ama paranın nasıl kazanılması gerektiğini öğrenmeleri lazım.

Günlük kaç çeşit çorbanız bulunuyor?

Menümüzde 17-18 çeşit çorbamız bulunmakta, fakat bu adet günün şartlarına göre değişebiliyor. En çok tüketilen ve istenen çorbaları çıkartmaya çalışıyoruz. Şu zamanlarda ise Arabaşı, Kelle-paça, Ezogelin, Yayla çorbası, Mercimek gibi çorbalarımıza ağırlık veriyoruz ki bunlar en çok tüketilenlerdir. Çorbamızı taze tutabilmek amacıyla günde iki sefer yapıyoruz. Genelde çorbamız erken saatlerde bitiyor ve daimi müşterilerimiz de bunu bilmekte. Hiçbir zaman ‘’kapatıyoruz’’ demeyiz, bunun yerine ‘’Kusura bakmayın çorbamız kalmadı’’ demeyi tercih ederiz.

Çalışma saatlerinize değinebilir miyiz?

Ben gece saat iki buçukta geliyorum, bana yardımcı olan üç tane elemanım da üç buçuk gibi gelirler. Ardından da diğer çalışanlar saat dört-dört buçuk gibi gelirler. Çorbamız zaten sabah ezanında hazır olmuş oluyor. Mevsimlere göre yoğunluğumuz değişiyor. Örneğin Kış aylarında daha yoğun oluyoruz. Zaten soğuk Kış mevsiminde de sıcak bir kase çorbanın yerini hiç bir şey tutmuyor.

Add comment