İbrahim OKKA

Okkalar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı

Okkalar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim OKKA

Okkalar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim OKKA

İbrahim OKKA

Konya’da inşaat sektörünün nabzının attığı şirketlerden birisi olan Okkalar İnşaat’ın Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Okka’nın inşaat sektörünü, sektörün Konya ve Türkiye yansımasını değerlendirmesini istedik.

Okkalar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Okka dergimize inşaat sektörünün dün’ü, bugün’ü ve yarın’ını değerlendirdi.

 

İbrahim Bey, inşaat sektörünün geçmiş yıllardaki durumu ile şu an ki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

İnşaat sektörü zaman zaman yükselir, zaman zaman da durağan hale gelir. Şu anki durumu konuşacak olursak, her ne kadar faiz oranları düşmüş olsa da, insanların alabilme gücü artmış olsa da 2009-2010 dönemindeki hareketlilik yok, belli bir durgunluk var. Ancak inşaatta gözle görülür bir artış var. Bir de ayrıca bankaların iki tür kredisi var; firmaya verdiği kredi ve  inşaatının %75’nin bitmiş olma şartı var. Bunlar da sektör için zorlayıcı durumlar. Kredi alan kişinin bunu verebilecek konumda olmasını banka araştırıyor, bazı şartları var. Yani bankalar bazı şartları kolaylaştırırsa alım gücü daha artabilir.

 

Türkiye’de ekonominin dinamosu olarak adlandırılır inşaat sektörü, bunun sebebi nedir sizce?

Ben aşağı yukarı 40 yılı aşkın bir süredir inşaat sektörünün içindeyim. Hangi hükümet iş başına gelirse piyasayı canlandırmak için yaptığı şey inşaat sektörüne yatırım yapmaktır. Çünkü bir inşaatta aşağı yukarı 200’ün üzerinde fayda gören kalem var. Bu 200’e bağlı olarak da binlerce insan istihdam edilmekte.

Yani inşaata yapılan bir yatırım ya da verilen bir kredi binlerce insanı harekete geçirme anlamına geliyor, ekonomiyi ayağa kaldırıyor.

Nakliyesinden tutun, teknolojisine kadar birçok dal faaliyete geçiyor. İnşaat sektörü bir motordur, piyasayı harekete geçirmek isteyen iktidar için vazgeçilmez fırsattır.

 

Ak Parti bunu iyi başardı, baktığınız zaman inşaat sektörü iyi gelişti gibi…

Bunu ilk Turgut Özal yapmıştı, daha sonrada Refah Yol döneminde oldu, şimdi de Ak Parti döneminde devam etmekte. İnşallah şartlar daha da yumuşatılarak bu dönem Ak Parti ile birlikte devam eder.

 

Okkalar İnşaat olarak bugüne kadar neler yaptınız?

İlk olarak firmamızı kurup 80’lere kadar münferit olarak çalıştık daha sonra da şirket haline dönüştük. Konya ve son zamanlarda İstanbul olmak üzere konut inşaatı ve sanayi inşaatı alanlarında devam ettik. Resmi iş yapmadık, hep özel çalıştık. Şu an’a kadar iftihar ettiğimiz oldukça başarılı ve güzel işlere imza attık.

 

Okkalar İnşaat’ın şehrimizde yaratmış olduğu istihdamdan bahsedebilir misiniz?

Tabii ki biz de bir inşaatçıyız buna bağlı olarak çalışanlarımız ve yine buna bağlı olarak nakliyecilerimiz var. Şu an bizim Konya ve İstanbul’da çalışan toplam işçi sayımız nereden baksanız 600 kişiyi bulmakta. Bu 600 kişiye bağlı olarak çalışan yan sektörleri düşünün, böylece büyük bir rakama ulaştığını düşünüyorum. Bu çalışanlarımızın güvenliği, maaşlarını zamanında alabilmeleri, alışverişleri gibi bazı değerler Okkalar İnşaat’ın stabil ve istikrarlı bir şekilde büyümesini sağlamıştır. Bugüne kadar hep güvenli adım attık, haliyle çevremizde de istihdamda da güvenen sayımız çoğunlukta ve böyle de devam edeceğini düşünüyoruz inşallah.

 

Okkalar İnşaat’ın Konya ve İstanbul dışında yatırım yapmayı düşündüğü yeni bölgeler var mıdır?

Şu an zaten Konya merkezli ve ağırlıklı yatırımlarımız var. Bunun dışında da İstanbul’da yatırımlarımız her geçen gün büyüyerek devam etmekte. Yoğunlaşma yine bu iki kentin üzerine olacak. Sağlam durduğumuz sürece ve kaliteli projelere imza attığımız sürece başka yerleri düşünmüyoruz.

 

Çok büyük projelere imza atıyorsunuz. Önümüzde hayaliniz olan büyük bir projeniz varsa bize ondan bahsedebilir misiniz?

Günün neler getireceğini hiçbir zaman bilemiyorsunuz. Bazen akşam olduğunda çok değişik işlerle, projelerle karşılaşıyorsunuz. Sabah gözünüzü açtığınızda farklı işler olabiliyor. Ama Konya ve İstanbul için geçerli her türlü kalıcı işleri yapmak istiyoruz.

 

Yabancıların ev satın alabilme ya da mülk edinebilme hakkı ile inşaat sektörü büyük bir ivme kazanmıştı. Bunun ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?

Konya’da ne kadar yabancı olduğunu bilmiyorum ama İstanbul’dan çok fazla alındığını biliyoruz. Hatta zaman zaman bizim oradaki inşaatlarımıza gelip talip olan yabancılar da var, önümüzdeki günlerde de gelmesini beklediğimiz yabancılar var. Bu da tabii ki ciddi bir katkı oluşturdu, canlanma oluşturdu. Bunun yanında faizlerin düşmüş olması da inşaat sektörüne etki etti.

 

Konya’daki imarın gidişi ve TOKİ’nin sektöre etkileri nasıl?

Konya belediyeleri aslında imara hakim durumdalar. Ama şuna eminim projeksiyonları uzun ömürlü değil.

Konya bakir bir alan, her türlü alanın yapılabileceği bir alan, belediyelerimiz buna hakim durumdalar, imarı götürmeye çalışıyorlar fakat belediye çalışanlarımızın bütün çaba ve gayretlerine göre istatistiki bilgiler tam olmadığı için projeler uzun ömürlü olamıyor. Bu yollarımızda fark ediliyor, katlarımızda fark ediliyor. Bunlar zamanında iyi düşünülmeli, iyi hazırlanılmalı. Yani bir yere bir bina yapıldığı zaman o binanın en az 30 ile 50 yıl kalabileceği hesap edilmeli.

Ama Türkiye’de bu pek böyle olmuyor. Bu yüzden belediyelerden daha uzağa bakmalarını, ufuklarını geniş tutmalarını ve plan proje hazırlamalarını, bu projeleri hazırlarken yoluyla parkıyla siteleriyle, alışveriş merkezleriyle bir bütün oluşturmalarını arzu ediyoruz. Şu anda Konya’da bu yönde büyük sıkıntı var ve düzeltilmesi gerekiyor. TOKİ’nin konutlarını düşünün, orada yaşayan insanlar 50 yıl önceki yoldan geçerek sanayiye ulaşıyorlar. Düşünün, ev yapmışsınız, insanları evlerine okullarına sanayiye işlerine ulaştıracaksınız ama yol 50 yıl önceki yol. Bunlarda eksiklerimiz var.

 

Yapı denetim firmalarının inşaat kalitesindeki yükselmesine etkisi oldu mu?

Kesinlikle oldu ancak bunu Türkiye için söyleyebiliriz. Konya belediyesi zaten yapıları ciddi anlamda kontrol ediyordu. Bu anlamda belediyeleri hakikaten takdir etmek gerekiyor. Çünkü bundan önce yapı denetim yokken de binalarımızı ciddi anlamda kontrol ediyorlardı. Yanlış bir yapı ya da binaya izin vermiyorlardı. Yapı denetim kurulduktan sonra belediyelerimizin işleri tabii son derece kolaylaştı, bu kontrol yapı denetimlere geçti. Yapı denetimin tek dezavantajı maliyetleri son derece arttırmış olmasıdır.

 

İnşaat maliyetlerindeki artışları nelere bağlıyorsunuz?

İnşaat maliyetindeki artışları; malzeme fiyatlarında görülmeyen artışlara, harçların çok ciddi anlamda artmış olmasına, KDV’lerin Konya’da çok olmasa bile var olmasına, işçilik artışı ve her sene göze gözükmeyen artışlar maliyeti arttırıyor, bu da satışa yansıyor. Dolayısıyla dün 100 liraya aldığımız bir daireyi bugün 200 liradan aşağı alamıyorsunuz. Malzeme fiyatlarında meydana gelen bu artışlar, enflasyonun çok ötesinde dairelere ve satışa yansıyor. Harçların oluşu, yapı denetim vb. şeylerin yüksek giderlerinin oluşu bir de kayıt dışı olan inşaatların kayıt içine alınmasının tabii ki bir maliyeti var ve biz kayıt içine alınmasından yanayız, sigortasının ödenmesi gerekiyor, tapu harçlarının kesinlikle ödenmesi gerekiyor, vergilerin ödenmesi gerekiyor.

 

Binaların depreme dayanıklılığı konusunda neler söylersiniz?

Konya bu konuda çok şanslı. Zaten önceden deprem kuşağı içinde bile değildi, mühendisler odasının son çalışmasıyla yanılmıyorsam 5.derece deprem kuşağı içerisine alındı. Buna göre hesaplar yapılıyor. Yani garanti üzerine garanti alınmış oluyor. Allah’a şükür Konya’da çok büyük bir deprem görülmemesine rağmen depreme dayanıklı binaların yapılması, insanların can ve mal güvenliği açısından son derece önemlidir. Ben olumlu karşılıyorum ve Konya’da kalite var, Konya’da kontrol var, Konya’da sağlam inşaat var.

 

Ev alacaklara ne tavsiye edersiniz?

Bilinen tanınan firmaların site içerisinde ki evlerinden almalarını tavsiye ediyoruz. Görerek alınmasını ve hakkında şüphesi olunmayan firmaların tercih edilmesini istiyoruz. Zaten şu anda kredilerde iyi bir konuma geldi, kira öder gibi taksit ödeniyor. O yüzden ev almalarını tavsiye ediyoruz.

 

Belediyelerin kooperatif işine girmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bu çok önemli bir konu. Aslında biz buna en başından beri karşıyız. Hem TOKİ’nin bu kadar çok bina işine girmesine, hem de belediyelerin böyle kooperatif yapmasına baştan beri karşıyız.

TOKİ geliri az olanlara sosyal konut yapabilir ama TOKİ bunu aştı, lüks konutlara giriyor. Lüks konutlarda da müteahhitlerin TOKİ ile yarış yapması, onlarla rekabet içine girmesi mümkün değil. TOKİ’nin imar durumu yok, arazi problemi yok, hiçbir problemi yok. Ama az ötede, on adım ileride bina yapan müteahhitte bunların hepsi var.

Belediyelerle yarışmak mümkün değil, belediyeler katları kendilerine göre düzenliyorlar. Ve zaman zaman da belediyenin adı kullanılarak hizmetinden istifade ettiriyorlar. Belediyelerin de bu konut işine girmesi bence çok yanlış. Belediyeler düzenleyici olabilirler. Belediyelerin yaptığı bu iş daha sonra rekabete döndü, belediyenin işi konut yapmak değil; konut yapacakların önünü açmaktır, düzenli hale getirmektir. Burada ben yanlış görüyorum, herkes kendi işini yapmalı. Ama iş denetlemeye gelince ona karşı değiliz, tabii ki denetlenmeli.

 

Konya’nın gelecekteki durumunu nasıl ön görüyorsunuz?

Konya’nın önü çok açık. Konya parlayan bir yıldız konumunda şu anda. Konya bundan önce uyuyan bir aslandı, her tarafı bağlıydı, kafes içerisindeydi. Allah’a şükür bu kafes açıldı, aslan da uyanmaya başladı. Konya’da müthiş bir sanayi, müthiş bir üretim var. Bunların İstanbul ile bağlantısının kurulması gerekiyor. Hükümete de burada teşekkür ediyoruz. Hızlı treni eğer İstanbul’a en kısa sürede bağlarsa, oradan güneye de indirip Antalya- Mersin’e bağlarsa, ondan sonra Konya’nın önüne geçmek mümkün olmaz. Ancak burada bir tehlike var, belediyelerimizin imara hakim olmaları gerekiyor. Bunu düşünerek yoluyla, konutuyla, iş merkeziyle, alışveriş merkeziyle planlarını bir 50 yıla göre yapmaları gerekiyor. Günübirlik plan yaparlarsa Konya’yı mahvederler. Buradan uyarıyorum, bu projeksiyonu iyi görmeleri gerekiyor, iyi düzenlemeleri gerekiyor. Ve asırlık projeler yapmalı, günlük projeler yapmamalılar.

Sayın İbrahim Okka’ya bize zaman ayırdığı için teşekkür ediyoruz.

Add comment