Konya Sanayi Odası
Yönetim Kurulu Başkanı Memiş Kütükcü
Başarılı, çalışkan, mütevazi bir sanayici. Başarısını tırnaklarıyla kazıyarak taçlandıran bir isim. Her cümlesinde ‘üretim’ vurgusu var.
Bu ayki konuğumuz üretimin gücüne inanan, inandığına sahip çıkan Konya Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Memiş Kütükcü.
Efendim, biz Memiş Kütükcü ismini bu şehirde hep duyduk. Özellikle iş hayatınızda gösterdiğiniz başarılı performansla adınızdan söz ettirdiniz. Geçtiğimiz aylarda da iş dünyasının gösterdiği büyük bir teveccühle Konya Sanayi Odası Başkanı seçildiniz.
Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Öncelikle Metropol Dergisine teşekkür ediyor, başarınızın daim olmasını diliyorum.
Ben 1957 Doğanhisar doğumluyum. İlkokulu ve ortaokulu Ilgın’da ailemin yanında okudum. Daha sonra Gümüşhane Öğretmen Lisesi’ne gittim. Bu okulu bitirdim, ama hiç öğretmenlik yapmadım. Ardından, Konya Mühendislik Mimarlık Akademisini kazandım.
Makine Mühendisiyim. Konya’daki Tümosan fabrikası bünyesinde bir taşeron şirkette şantiye şefliği yaptım. TÜMOSAN A.Ş.’de çalışırken yüksek lisansımı tamamladım.
Ben hayatım boyunca, hep çalıştım, hiçbir yaz tatilini tatil yaparak geçirmedim. Hiçbir hesap gütmeden, sadece başarmak için mücadele verdim. Sonra Allah kendi işimizi kurmayı nasip etti ve şu anda da mobil vinç üreten bir firmanın sahibiyim.
Biliyorsunuz, 25 Mayıs’ta yapılan Konya Sanayi Odası seçimlerinin ardından,
1 Haziran’da da resmen Yönetim Kurulu Başkanlığına seçildim. Ardından da Konya Organize Sanayi Bölgesi Başkanlığı’na ve Türkiye’deki Organize Sanayi Bölgelerinin üst kuruluşu olan OSBÜK, yani Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu Yönetim Kurulu Üyeliğine seçildim.
Konya sanayide önemli sayılacak sıçramalar gerçekleştirdi. Bundan sonrası için neler yapılmalı ve Konya Sanayi Odası yapılacakların neresinde, şehre katkıları neler?
Evet, Konya sanayide gerçekten önemli bir ivme yakaladı.
Geçmişte, Konya bir tarım şehri olarak bilinirdi. Konya, deyince insanların aklına önce “Tahıl Ambarı” ifadesi gelirdi.
Ama bugüne geldiğimizde, özellikle son 10 yılda tahıl ambarı olma özelliğinin yanına, bir de sanayi şehri niteliğini eklemeyi başardı. Örneğin, Konya’nın geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiği 1 milyar 300 milyon dolarlık ihracatın yüzde 67’sini sanayi mamulleri oluşturuyor. Konya’da bin 313 firmamız ihracat yapar hale geldi.
Bu yılın ilk yarısına bakacak olursak, ihracatımızda ilk sırada makine imalat sanayi, ardından otomotiv yan sanayi ve bitkisel ürünler geliyor.
Bunların hepsi gerçekten önemli başarılar.
Peki, sorduğunuz gibi bundan sonrası için neler yapılmalı?
Bakın, 1960’lı yıllarda dünyada üretim üstünlüğü ile rekabet ediliyordu. 1970’li yıllarda ‘maliyet’, 1980’li yıllarda ‘kalite’, 1990’lı yıllarda ‘hız’ ön plana çıktı. 2000’li yılların rekabet aracı ise tüm bunları kapsayacak şekilde, “Üretim Üstünlüğü + Maliyet + Kalite + Hız + BİLGİ”dir. Bu 5 unsur şirketlerimizde ve şehirlerimizde rekabete dair çok önemli avantajlar sağlayacaktır.
Dolayısıyla, bizim önce Konya’nın rekabet gücünü artıracak, yüksek katma değerli üretim ve ihracatla, bilgi temelli kalkınmasının önünü açmamız gerekiyor.
Biz Konya Sanayi Odası olarak, bu konuda önemli bir adım attık. Şehrimize, Türkiye’nin ilk Bölgesel İnovasyon Merkezi’ni kazandırıyoruz. Burada temel amacımız, az önce de bahsettiğim gibi Konya’nın bilgi temelli kalkınmasına katkıda bulunmak. Bunun için Bölgesel İnovasyon Merkezi ile sanayicilerimizin Ar-Ge ve İnovasyon çalışmalarına destek olacağız. Ayrıca bu alanda şehrimizdeki dört üniversiteye de yer vererek, üniversite hocalarımızla-sanayicilerimizi aynı mekanda, aynı amaç etrafında birleştireceğiz.
Ünlü bir filozof ; “Söylersen unuturum, gösterirsen hatırlarım, katılırsam anlarım” diyor.
İşte biz de Konya’nın arzu ettiği noktaya ulaşması için iki önemli aktörü, bilim insanları ile sanayicimizi bir araya getirerek, bir Akademik Girişimcilik Modeli ortaya koyacağız.
Ayrıca şehrimiz KOBİ Başkenti olarak anılıyor. Ancak bizim artık, KOBİ Başkenti olmanın ötesine geçmemiz, işletmelerimizin ölçeğini büyütmemiz şart. Bunu yapamazsak rekabet edemeyiz.
Bunu işletme olarak, tek başımıza yapamayabiliriz, fakat şirket evlilikleri, ortaklıklar gibi farklı yöntemlerle ölçek büyütebiliriz.
Diğer bir husus ise, Konya’yı ulusal ve uluslararası büyük yatırımcıların dikkatini çeken, uluslararası yatırım kriterlerini taşıyan bir yapıya büründürmek istiyoruz.
Sayın Başkanım Konya’nın 2023 hedeflerinden bahsedebilir misiniz?
Konya, şu anda Türkiye’nin toplam ihracatından yaklaşık yüzde 1 pay alıyor. 2023 hedefimiz ise, 15 milyar dolar ihracat yaparak, Türkiye’nin ihracatından yüzde 3 pay almak.
Peki, bunu nasıl başaracağız? Üretimle, ama daha yüksek katma değerli üretimle.
Ben üretimi çok önemsiyorum. Mesela, biz üretmeyen bir şehir olsaydık, bugün bu konuştuklarımızı konuşabilir miydik? Hayır.
Bu, dünyada da böyle. Eğer üretim gücünüz yoksa, söz sahibi olamıyorsunuz.
Üretim, ülkelere güç veriyor, itibar kazandırıyor.
Bu yüzden üretimimize, üreten insanlarımıza sahip çıkmak, onları yüreklendirmek ve desteklemek şart.
Başkanım, biraz da Konya Organize Sanayi Bölgesi’ni konuşalım istiyorum. Sanayi Odasına başkan seçildikten sonra, bölgenin Yönetim Kurulu Başkanı da seçildiniz. KOS’taki mevcut durum ve geleceğe dair düşünceleriniz nelerdir?
Evet, sanayici kardeşlerimiz, iş dünyamız teveccüh gösterdi ve bize hem sanayi odasında hem organize sanayi bölgesinde bir görev emanet etti. Bize düşen görev de, hizmet çıtasını daha yükseklere taşıyarak, hem KOS’un hem şehrimizin daha güzel yarınlara kavuşması için çalışmak.
Konya Organize Sanayi Bölgesi’nde üretim yapılan alan şu anda 12 milyon metrekare. Bu alana 4. kısım genişleme kısmını da dahil edersek, 16 milyon metrekareye ulaşmaktadır.
Bölge, bugün güçlü firmaları, 30 bin civarında çalışanı, alt ve üst yapısı ile adeta küçük bir ilçe haline geldi. Bölgede hali hazırda 426 firma faaliyet göstermektedir.
Konya Organize Sanayi Bölgesi, hem yatırım hem de ihracat anlamında Konya’nın dünyaya açılan kapısı konumunda. Bu yüzden KOS’un Konya’nın bugününde ve geleceğinde çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Bir adım daha öteye geçersek, Konya’nın gelecek vizyonunda etkili bir bölge.
Üretim gücünün yanı sıra, Konya Sanayi Odası ve Organize Sanayi Bölgemizin de ortağı olduğu Türkiye’nin ilk Bilim Merkezi’nin bölgede olması, yine odamız tarafından Konya’ya kazandırılan Türkiye’nin ilk Bölgesel İnovasyon Merkezi’nin burada yapılacak olması bunun açık göstergesidir.
Sözlerinizden KOS’u çok önemsediğinizi anlıyorum. Bir şehirde Organize sanayi bölgelerinin gelişmesi o şehre ne gibi katkılar sağlar?
Bir şehirde Organize Sanayi Bölgelerinin gelişmesi, o şehirde firmaların büyüdüğü, sanayicilik kültürünün geliştiği anlamını taşır, aslında. Çünkü, OSB’lerdeki firmalar, ölçek olarak diğer küçük sanayi sitelerindeki firmalardan daha büyük işletmelerdir. Yani büyüyen, gelişme arzusunda olan firmalardır.
Firma büyüdükçe doğal olarak, yarattığı katma değer de, sağladığı istihdam artar. Bu da şehrin sosyal hayatından eğitim kalitesine değin pek çok unsura pozitif etki yapar.
Eğer bir şehirde Organize Sanayi Bölgeleri belirli bir strateji etrafında gelişiyorsa, o şehir daha yaşanabilir bir şehir haline gelir.
Bu yüzden OSB’ler bizim için de çok önemli. Bizim artık bir adım daha ileriye geçerek, şehrimize İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri inşa etmemiz gerekiyor.
Son olarak neler eklemek istersiniz?
Ben yeniden üretim vurgusu yapmak istiyorum. Bakın üretim, sadece sanayicinin meselesi değildir. Bu ülkede yaşayan herkesin meselesidir. Sanayide işler yolundaysa, Türkiye’de işler yolunda demektir.
Bu yüzden, güçlü, itibarlı, sözü dinlenen, refah seviyesi yüksek bir Türkiye’de yaşamak istiyorsak, üretimimize ve sanayicimize daha çok sahip çıkmalıyız. Üretimin önündeki tüm engelleri kaldırmalıyız.
Sizlere tekrar teşekkür ediyorum. Başarılı çalışmalar diliyor, tüm İslam aleminin Ramazan ayını tebrik ediyorum.