AYŞE TÜRKMENOĞLU

Konya Milletvekili

Konya Milletvekili AYŞE TÜRKMENOĞLU

Konya Milletvekili  AYŞE TÜRKMENOĞLU

Konya Milletvekili

AYŞE TÜRKMENOĞLU

 

 

Konya’mızın başarılı ve çalışkan Milletvekili Sayın Ayşe Türkmenoğlu bu sayı dergimizin konuğu oldu. Kendisi ile siyasetin yanı sıra, kadın olmanın zorlukları ve annelik üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

 

  • Sohbetimize başlarken sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

 

20 Mart 1965’de Konya Kelhasan Kasabası’nda doğdum. İlk ve orta öğrenimin ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldum. Mezuniyetim ardından serbest avukat olarak çalıştım. Konya Barosu Kadın Hakları Komisyonu ve Çocuk Hakları Komisyonu’nda görev aldım. Çocuk Yetiştirme Yurdu ve Erkek Yetiştirme Yurdu derneklerinde Yönetim Kurulu Üyeliği yaptım. Şehit Anneleri Derneği’nde Denetçi görevi üstlendim. Konya Köylerine Hizmet Götürme Derneği Yönetim Kurulu üyeliği, Çalışan Bayanlar, Sağlık, Eğitim ve Dayanışma Derneği üyeliği görevlerinde bulundum. 2007 genel seçimlerinde Konya’dan milletvekili olarak seçildim. 2011 genel seçimlerinde tekrar Konya Milletvekili olarak seçildim. TBMM Anayasa Komisyonu üyesiyim, aynı zamanda Türkiye- Hırvatistan Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanlığını yürütmekteyim.

 

  • Hayatınızda sizin için dönüm noktası olarak adlandırdığınız anlar, olaylar var mı?

 

Benim için hayatımda dönüm noktası olarak niteleyebileceğim birkaç olay vardır. Bunlar İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazanmam ve İstanbul’ a gitmem, mesleğim ve şu anda yapmakta olduğum Milletvekilliğinin ilk adımı olmuştur. Ayrıca çocuğumun olması da benim için çok önemli bir dönüm noktasıdır. Hayatı daha iyi anlamanın kapısının aralanmasıdır bir manada. Bir de annemi ve babamı kaybetmek de benim açımdan çok büyük bir olay olmuştur.

 

  • Hukuk fakültesinden mezun oldunuz ve uzun süre avukat olarak görev yaptınız, milletvekili seçimlerinde aday olma fikri nasıl oluştu?

 

Hukuk fakültesini bitirmemin ardından serbest avukat olarak çalışmaya başladım. Serbest avukat olarak çalışırken siyasetle ilgilenmek için daha çok zaman ve fırsat bulabiliyorsunuz. Ben zaten siyasi parti faaliyetlerine katılmaktaydım. Eşim de AK Partinin Konya Karatay ilçesi kurucuları arasında yer almıştır. Bu vesile ile AK Partinin 2. Döneminde aday olmaya karar verdim Sonuçta nasip oldu milletvekili seçildim.

 

  • 72 yıldan sonra Konya’dan seçilen ilk kadın milletvekili unvanı ile siyasete baktığınız zaman, neler söylemek istersiniz?

 

Konya’mızın ilk kadın milletvekili bildiğiniz gibi 1935 seçimlerinde seçilen Bahire Bediş Morova’dır. Kendisini rahmetle anıyoruz. Aradan geçen bu kadar zaman zarfında ilimizden kadın milletvekili çıkaramadık. Bu kadar zamandan sonra seçilmek bana nasip oldu. Bu durumdan dolayı son derece mutluyum. Zaten her ortamda kadınların siyasette mevcut durumdan daha fazla söz alması gerektiğini dile getiriyor ve savunuyorum. Ümit ederim ki siyasetteki kadın sayısı daha da artacaktır.

 

  • 19 yıllık bir geçmişe sahip olan Siyaset Dergisi tarafından “Yılın Milletvekili’’ seçildiniz, ödülünüzü alırken neler hissettiniz, bizimle paylaşır mısınız?

 

Siyaset Dergisinin “Yılın Milletvekili” ödününe layık görülmem elbette ki onore edici. Yılın siyasetçisi ödülüne layık görülmekten dolayı mutluyum. Siyasette  olmadığınız zaman yapmayı isteyip yapamadığınız bir çok şey oluyor. Ama içine girince çözüm yolları üretip, çözüme katkıda bulunmak inanılmaz bir mutluluk veriyor insana. Ödülü aldığım zaman insanımıza faydalı olduğumu hissettim.

 

  • Kadın olarak her zaman bir anaç tarafımız vardır, sizin de çalışma hayatınıza baktığımız zaman Konya Barosu Kadın Hakları Komisyonu ve Çocuk Hakları Komisyonu’nda görev aldınız, Çocuk Yetiştirme Yurdu ve Erkek Yetiştirme Yurdu Dernekleri’nde Yönetim Kurulu Üyeliği yaptınız, bir kadın ve bir anne olarak bu görevleri yürütürken ne gibi zorluklarla karşılaştınız?

 

Bir kadın ve anne olarak siyasette yer almak bir takım görevlerde bulunmak bir nebze daha yorucu oluyor. Zaten dünya genelinde kadın olmak ve anne olmak yeterince zor bir olgu. Hele de annelik daha fazla sorumluluk demek, daha dikkatli olmak demek. Zaman zaman ister istemez sıkıntılı ve sıkışık anlar yaşadığınız oluyor. Ancak, kadın anne olunca belki de daha sorumlu olması gerektiğinin bilincine daha çok varıyor. Dolayısıyla bu sorumluluk bilinci siyasi çalışmalarınızda da olumlu yönde motive edici oluyor.

 

  • Kadınlar artık bir çok erkeğin yaptığı işlerde aktif görevler alıyorlar ve büyük bir nitelikli iş gücü potansiyelimiz var. Siz, kadınların çalışma hayatında daha fazla yer alması için neler yapıyorsunuz?

 

Günümüzde dünyada kadınlar, erkeklerin yaptığı bir çok işte aktif bir şekilde görev yapıyor. Baktığınız zaman bir çoğunda da belki daha başarılı olabiliyorlar. Neticede fiziksel gücü gerektirmeyen işlerde önemli olan cinsiyet değil, önemli olan yetenek ve potansiyel. Bu da kadınlarda zaten var. Yeter ki bunun bilincinde olalım. Kadınların çalışma hayatında daha büyük oranda katkı sağlaması adına hükümetimizin yaptığı en büyük yenilik hiç şüphesiz, ağırlıklı olarak kadınların sorunları ile ilgilenecek müstakil bir bakanlık kurulması olmuştur. Aile ve Sosyal Politikalar bakanlığımız bu alanda gerekli tedbirleri araştırıp uygulamaya koyacaktır.

 

  • Konya’nın gelişimi ve ülke ekonomisinde daha aktif rol oynaması için ne gibi çalışmalar yapılıyor. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Konya 2000 yılında 17. sırada yer aldığı kamu yatırımları sıralamasında 2011 yılında Türkiye genelinde 426.031.000,00 TL ile 10. sırada yer almıştır. 2004 yılında yatırım teşvik belgesinde 5. sırada yer alırken 2011 yılında İstanbul’un ardından 2. sırada yer almıştır. Konya’nın ekonomik, sosyal, kültürel gelişimi adına her türlü desteği hükümetimizden alıyoruz. Biliyorsunuz bir çok önemli yatırıma imza atıldı. Hızlı tren çok önemli bir yatırımdır. Ayrıca 1 olan üniversite sayımız 4’e çıkmıştır. Her alandaki yatırımlar artarak devam edecektir.

 

  • Konya Köylerine Hizmet Götürme Derneği Yönetim Kurulu Üyeliğiniz var köylerimize yapılan hizmetlerden ve gelişmelerden bahseder misiniz?

 

Cumhuriyet Tarihinin köye yönelik en büyük projesi olan KÖYDES projesi kapsamında ilimize 2005–2011 yıllarında toplam 99.532.759 TL. KÖYDES ödeneği tahsis edilmiştir. Bu dönem içerisinde planlanan proje sayısı 995 olup tamamı bitirilmiştir. Bitirilen projelerin 706’sı köy yolu projesi, 274’ü içme suyu projesi, 13’ü sulama projesi, 2’si kanalizasyon projesidir.

Yine aynı dönemde 1978 km 1. ve 2. kat asfalt, 259 km stabilize kaplama, 36 km yol onarımı, 390.711m2 parke taşı döşemesi, 6 adet köprü,10 adet menfez, 57 adet büz 10 km tesviye işi tamamlanmış olup ayrıca 284 adet ünitenin içme suyu bitirilmiştir.

2012 Yılı Köydes programında ulaştırma ve içme suyu sektörlerine toplam 7.380.563 TL. ödenek tahsis edilmiş olup bu ödeneğin 4.488.454 TL. si köy yollarına, 2.892.109 TL’si ise içme suları projelerine ayrılmıştır.

2012 yılında 53 adet köy yolu projesi kapsamında;  22,4  km.  1.  kat asfalt kaplama, 107,6 km. 2. kat asfalt kaplama, 7 km. stabilize kaplama ve sanat yapısı ile 54.100 m2 kilitli taş işleri planlanmış olup tamamı bitirilmiştir.

İçme suyuna ilişkin 44 adet proje ile de 71 adet ünitede içme suyu tesislerinin yapımı, geliştirilmesi ile onarım işleri planlanmış 28 adet proje bitirilmiştir.

 

  • Hayatınızda keyif alarak yaptığınız uğraşlarınız, hobileriniz var mı? Bizimle paylaşır mısınız?

 

En büyük hobilerim arasında elbette kitap okumak var. Ne kadar okursanız o kadar ufkunuzun gelişeceğine inanıyorum. Sinema, tiyatro gibi faaliyetlere de fırsat buldukça katılıyorum.

 

  • Son olarak hem bir anne hem de çocuk ve erkek yetiştirme yurtları yönetim kurulu üyesi olarak ebeveynlere neler söylemek istersiniz?

 

Son olarak, ebeveynlere iletmek istediklerim de, öncelikle çocuklarımızla etkili bir iletişim kanalı kurmamız gerekiyor. Çocuklarımızla mümkün olduğu kadar çok zaman geçirmeliyiz. Onlara her zaman yanlarında olduğumuzu hissettirmeliyiz. toplumun temeli olan milli ve manevi değerlerimizi öğretmeliyiz, böylece bir arada kardeşçe yaşamanın yolunda engel kalmamasını sağlamalıyız. Çocuklarımızın eğitimleri üzerinde hassasiyet göstermeliyiz. Okula göndermenin yeterli olmadığını, en iyi eğitimin aile içinde olduğunu unutmamalıyız. Özellikle de, kötü alışkanlıklardan ve kötü alışkanlıklara götürecek kişilerden uzak tutmalıyız. Ama bunu yaparken korkutarak değil öğreterek yapmalıyız.

 

Add comment